15 yıl önce kimi vatandaşlar:
Tek partili dönem için ne de çok sevinmişti.
Ne çok hayaller kurup, ne çok muratlara yelken açmıştı.
Tüm beklentiler: Huzur ve güvende süreklilik üzerineydi.
Yeşeren umutlar: Sosyal adaletle sosyal barışın kalıcılığı üzerineydi.
Muhalif partiler başta olmak üzere;
Muhalefet eden her adrese bir demokratik yaklaşımın beklentisi üzerineydi.
Berklenti… Beklenti… Beklenti…
Üretim ekonomisine geçilecek…
Önce devletin kasası, sonra da milletin cüzdanı dolacaktı.
Tam bir çağdaş  eğitim olacak;
Sınav soruları güvenilir, sınav sonuçları inanılır olacaktı.
Ülkede işsizlik sorunu çözülecek;
Okumuş ve okumamış herkese iş ve aş kapısı açılacaktı.
Kimi vatandaşların tek partili AKP döneminden beklentisi böyleydi elbette.
Ne var ki 2002’de işbaşı yapan AKP döneminin ilk yıllarında:
Yukarıda sıralanlar değil, bazı kafaların altında yazılanlar gündeme geliyor…
Türkiye, adeta her bir zaman dilimini boşa harcıyordu.
Şöyle ki:
Her gün üç öğün darbe üzerine konuşuluyor…
Nice masum kişi ve kurumlara söylenmedik söz… Atılmadık çamur kalmıyordu.
Belli odaklı bu sinsi kapmpanyayı yapanların maksadı:
Elbette ki hedef şaşırtmak, elbette ki zaman kazanmak üzerineydi.
Bu hedeflerinde başarılı oldular mı? EVET.
Gazetelerı kullanarak başarılı oldular…
TV TV  konuşan borazancılarıyla başarılı oldular.
Günde üç öğün, en güvenilir adreslere ‘’ Darbeli’’ saldırı işi vardı elbette.
‘’Şunlar var ya şunlar darbecidirler… Bunlar var ya bunlar o darbecilerdendir’’
Gibi söylemler sakız olmuş, ağızlarından düşmüyordu artık.
Ülkede bir kutuplaşma… Ülkede bir ayrışma gidişatı vardı.
Tam da İngiliz ve ABD projeleri kıvamında bir gidişat…
Derken, devleti ayakta tutan nice kurum ve kuruluşlara kumpaslar kuruldu.
Oralarda görev yapanlar hapis damlarına tıkılırken…
Devletin can damarı olan kurumlarımızın itibarı da yerle bir edildi.
Böylece:
Hem dünya şanllısı ordumuzun…
Hem de bu coğrafyaya örnek olan adaletimizin ana damarlarına girdiler…
Ülkenin en onurlu görevlileri kelepçelenip içeri tıkılıyor…
Onların vatansever geçmişleri yakılıp yıkılıyordu.
Bunlar yaşanırken: Kimlerin suskun kaldığını…
Kimlerin omuz verip güç kattığını…
Kimlerin ülkede olanlara rağmen yan gelip yattığını…
Ne millet unutacak… Ne de Siyasi Tarih…
Ne hukuk unutacak… Ne de devletin geleneksel onuru elbette.
Bir gün mutlaka tüm taşlar yerine oturacak…
Bir gün mutlkaka devletten beslenen paralel kargalar:
Adalet önünde hesap vernmek üzere ayağa kalkacaktır.
Bu İngiliz ve ABD uyduları, geçmiş siyasal dönemlere rağmen:
Son 15 yılda devlete daha çok sızdılar…
Daha çok itibar görüp, yüz buldular.
Onlar beslendikçe, siyasal iktidar zora düştü.
Onlar güçlendikçe ülkenin huzuru kaçmaya başladı.
Okayanus ötesi gazlamalar sayasenide ileriliyor;
Türkiye’yi Teokratik Faşist Arap  ülklelere benzetme emelleriyle yaşıyorlardı.
Türkiye oralara benzeyecek… Yani çok sesli demokrasisi çökecek…
İngiliz ve ABD başta olmak üzere tüm emperyalistlere gün doğacaktı.
Tepedekine el-ense ülkeye ipotek…
Tepedekine kafa- kol ülkenin tüm kaynaklarını hortumlama…
Bölme… Ayrıştıırma… Kan ve barut işi…
Derken kendi silahlarını bir güzel pazarlama işi…
Türkler de Müslüman coğrafyada olduğu gibi yaşayacak…
Türkler de toprak ve millet olarak, bölünüp parçalanacaktı.
Afganistan, Irak, Suriye gibi…
Dinin arkasına saklanarak saltanatını sürdüren:
Teokratik Faşistler: Kral, emir, şeyh ve nice sultanların ülkesi gibi olacaktı Türkiye.
Bu sevdaya kapılan paralel kargaların planı tutmadı elbette.
Çünkü akıl ağır bastı. Çünkü geleceğe dair hesaplar ağır bastı.
Şimdi o paralel kargalar, yani fetöcüler ektikleri ve yaptıklarını biçmekte.
İngiliz ve ABD projecileri de Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi:
Çılgın Türklerden bir tokat daha yemekte…
Çünkü bir kez daha Türk duvarına çarpmaktalar…
Çünkü bir kez daha yanlış kargaları kılavuz tuttular…
Ne yazık ki olanlar:
Tek partili AKP dönemin 15 yılına ve de ülkeye oldu.
Umarız ki devletten beslenen paralel kargalar bir daha palazlanmaz!
Umarız ki; Ayrıştıran kavgacı siyasetle geçen 15 yılımız:
Bir ulusal barışa dönüşür, yöneten siyaset herkesi kucaklar…
Demokrasi ve özgürlükler kazanır.
Sayıları 60 Milyona varan aç ve yoksullarımıza çare bulunur.
Dahası, yurtta ve de cihanda barış olur.
İnsanlık onurunu aytakta tutan adalet, artık en saygın yerini bulur.
Yeter artık! 15 yıllık dönemin ilk yılları: Kumpascıların ‘’Darbe… Darbe… Darbeciler’’
Etiketlemesi ile geçti.
Bu yıllarımız da herkese: Fetö… fetö… fetöcü çamurlamasıyla geçmesin!
Adalet inciyor… Millet inciyor… Devlet inciyor!
Hedef: Devlet ve milletin 15 yılını çalan, gerçek paralel kargalar olmalıdır.
Elbette ki masum ve mağdur vatandaşlar değil…