Mudanya yolu ile Bursa’ya gidiyordu. Kalabalık bir halk kitlesi etrafını çevirmişti. Yaşlı oldukça zayıf bir kadın ise elinde bir kağıt parçası , kalabalığın arasından Atatürk ‘e doğru yaklaştı. Neredeyse yolunu keserek yüksek sesle;
“Beni tanıdın mı? Oğul!” dedi. Kalabalık sesizleşti. Atatürk durdu ve yaşlı kadını can kulağı ile dinledi.
“ Bir oğlum var, Devlet Demir Yollarına girmek istiyor. Siz , Onu alsınlar işe demiştiniz. Fakat müdür dinlemedi. Oğlumu yine işe almamış. Ne olur bir kerede siz söyleseniz? “
Çelik mavi bakışları kalabalığa döndü. Yüksek sesle , insanların gözlerinin içine bakarak seslendi Atatürk;
“ Oğlunu almadılar mı? Ben tavsiye ettiğim halde mi işe almadılar? Çok iyi yapmışlar!
İşte Cumhuriyet böyle anlaşılacak! “
Kadın kalabalığın içinde kaybolmuştu.
Atatürk coşkulu bir sesle devam etti, fakat biz Onu duymadık...
“İşte Cumhuriyet ‘den beklediğimiz netice budur! “ diyen Adam’dan, oğlunu Bakan yapan Adama.
*
Bir sabah Florya’dan Dolmabahçe’ye dönüyordu. Yeşilköy istasyonunun önünden geçerken, birdenbire otomobili durdurdu. Başyavere “Trene binelim” dedi.
Tren hareket etmek üzere idi. Karar ani geliştiği ve tatbik edildiği için , trene biniş kimsenin dikkatini çekmemişti. Bir müddet sonra her şeyden habersiz olan kondüktör Ata’nın bulunduğu kompartmana geldi. Kafilenin kimler olduğunu görünce geri adım attı. Tam çıkmak üzereyken, Ata seslendi;
“Vazifeni yap! (Yanındakileri göstererek ) Bu beyefendilere niçin bilet sormuyorsun? “
Yanındakiler cevap verdiler;
“Paşam biz mebusuz, tren bileti almayız. Parasız seyehat ederiz.”
Ata hayretle;
“ Bu imtiyazı hiç beğenmedim. Çok ayıp ve çok acayip bir kaide. Çok güzel halkçılık örneği! “ dedi ve biz yine duymadık...
“ Biz sınıfsız ve kaynaşmış bir toplumuz” diyen Adamdan , 400 milyon dolarlık uçağa binen Adama.
*
Cumhuriyet hepimize emanettir. Bu emaneti sonsuza kadar yaşatmak için Atatürk ‘ü anlamaya ve anlatmaya devam edeceğiz.
Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
EVRİM TOK