Çukurova’da siyasi havayı teneffüs edip dikkat çekici durumları haber yapmak istemiştim,Çukurova’ya gelirken.
Bu arada CHP ön seçim yapmış ve Avukat Elif Doğan Türkmen birinci sıraya yerleşmişti. Ceyhanlı arkadaşım CHP üyesi Mehmet Ünsal’a nasıl oldu ön seçim diye sordum, Elif Doğan’ı öve öve bitiremedi. Sıralamanın çok iyi olduğunu ve adaylarının çok kaliteli olduğunu söyledi.
Bir sohbet anında eniştem Durdu Artuk, Elif Doğan’ı çok övdü “ Ağbi mutlaka tanımalısın” dedi. Kocası Ahmet Türkmen’in çok eski ve değerli bir arkadaşı olduğunu söyledi. İstanbul’daki Kent Yaşam Gazetemizde yıllarca birlikte çalıştığımız Rahşan Yetiş’in (Kara) tesadüfen Elif Doğan teyzesi olduğunu ve gece 02-03 e kadar çalıştığını büyük performans harcadığını Rahşan’dan öğrenince, tamam dedim yapacağım haber-röportaj belli oldu Elif Doğan Türkmen.
Face de arkadaşım olan Elif Doğan’a konuyla ilgili mesaj gönderdim, Yanıt alamadım. Rahşan’a telefonla söyledim iyi olur Ağbi ben arar niyetini söylerim dedi. Aramış, “Ağbi Adana’da gazeteciler para istedikleri için sıcak bakmıyormuş, ben Uygur Ağbi gazeteciliği hobi olarak yapıyor İstanbul’da da öyleydi” demiş, peki sözü almış, bana telefonunu verdi.(Bu arada çok çalıştığı için pek zaman bulamıyormuş gazetelere!).
Telefonla ulaşamadım eniştem Kocasını aradı “iyi olur ama çok çalışıyor zamanı kısıtlı” yanıtını aldı. Niyetim, haberin başlığını bile tasarladığım, çevreden aldığım olumlu referanslarla “Adana’nın birincisi performansta da birinci, performansta, aday sıralaması ne olursa olsun adayların hepsi birinci” tarzında haber-röportaj olacaktı. Adaylar-partiler gazeteci peşinden koşar biz adayın peşinden seğirttik, ne hakla…
Geçtiğimiz Salı günü köyüme gittim (İmamoğlu-Koyun Evi Köyü), köy kalmadı mahalle oldu diyene kötü konuşurum! Bizde biliyoruz saçmalığı. Her neyse, yeğenim Erhan Erol’la konuşurken “Amca Elif Hanım Cuma günü bizim köye gelecek, üstelik bizim kahvehane de köylülerimizle sohbet edecek” demesin mi? Nihayet turnayı gözünden vurdum sandım. Hem bizim köylülerle hem bizim kahvede, yeğenlerimin birinden de görüş alır fotoğrafını kullanırım dedim (o kadar torpilimiz olsun yeğenlerime).
Arada perşembe var, Ceyhan’a gider orada ki CHP lirlerden de görüş alırım dedim Ceyhan’a gittim. Orada öğrendim köyümüze gezisini iptal etmiş İzmir’den gelen Roman adayı ile Cuma günü Ceyhan’a gelecekmiş.
Lahavle (Dedem sinirlendiği zaman böyle bir şey söylerdi, dedemin taklidini yaptım, dua bildiğimden değil) çektim. Mehmet Ünsal kendisine gelen mesajı okudu “Uygur’um yarın sabah 10 da buradalar” dedi. Eyvallah dedim oradaki CHP’lilerin görüşünü alıp fotoğraflarını çekip Adana’ya döndüm.
Ertesi gün erkenden yola koyuldum sabah saat 09.00 da Ceyhan’a girdim, Mehmet Ünsal telefonla aradı akşam 18.00 de geleceklermiş dedi!
“Yetti lan” dedim benim ömrüm CHP li adayı yakalamak için mi geçecek, söylenerek döndüm.
Organizasyon sıfır. Benim köylüm ne düşünecek? Adayken bulamıyoruz Meclis’e girince?
Bütün övgülere, olumlu görüşlere rağmen, 8 Mayıs tarihli Hürriyet Gazetesi’nde Yalçın Bayer’in yazısını okuyunca hayretler içinde kaldım. En çok seçmene sahip Seyhan’da Belediye Başkanı ile ilçe Başkanı’nın restleşmesi, ilçe başkanlığının düşürülmesi için imza toplanması bunun karşılığında ilçe Başkanı’nın 7 Haziran’a kongre kararı alması! Lütfen şaşırmayın, Adana’nın en büyük ilçesi CHP İlçe kongresini Genel seçimin yapılacağı güne almış!
Ne kadar çok gayret sarf ederseniz edin, gece yarılarına kadar çalışın, programsız – tutarsız - ilkesiz tavırlar olduğu sürece boşa kürek çekmek, boşa kazma vurmaktan öteye gidemez.
Organizasyon zayıflığı, bozukluğu CHP’nin makûs talihidir ve değişmemiş görünüyor, Yazık…