27 Mayıs 1960 darbesinde, Demokrat Partili olan babamı alıp götürdü askerler…

Ertesi gün, dedem gidip onu hapsettikleri yerden çıkarıp getirdi!

Çocuk olduğumuz için nelerin yaşandığını pek bilemedik elbette.

Ancak ilerleyen yaşımızda:

O zaman olup bitenlere daha da derince kafa yorduk!

Yıllar yılı kovalamış, yükseköğrenim öğrencisiyken 12 Mart 1971’in darbeli günleri ile karşılaşmıştık!

Hem öğrenci olarak oturduğumuz evlerde, hem de kaldığımız yurtlarda huzurumuza limon sıktılar!

Sanki bu ülkeyi bu hallere sokan biz öğrencilerdik!

Neyse gelelim 12 Eylül 1980 darbesine…

Bu darbeyi, 1 Mayıs 1977’de İşçi Bayramı’nı Taksim’de kutlayanlara karşı çıkanlarla…

O bayram günü, Taksim Meydanı’ndaki o görkemli kutlamayı içine sindirmeyenler yaptı ve de yaptırdı elbette!

Çünkü o 1 Mayıs’ın görkemli kutlamasındaki emekçi sloganlarından korktular!

Bu bölgede kendi çıkarlarının bozulacağından…

Artık buralarda at oynatamayacaklarından…

Bölge ülkelerini eskisi gibi sömüremeyeceklerinden korktular!

Derken, bir sinsi plan proje devreye girdi!

Derken, 12 Eylül 1980 darbesi geldi!

‘’Siz miydiniz 1 Mayıs 1977’de emperyalizme meydan okuyan…’’ Deyip:

Çok kısa bir zamanda, hem duyarlı vatandaşları hem de tutarlı ve de duyarlı sendika yöneticilerini içeri tıktılar!

Onlardan biri de benim!

Çünkü o günlerde Basın-Yayın işkolunda (BASIN-İŞ) başkandım. (2 Mart 1979’da seçilmiştim. 1992’ye kadar…)

Uzaktan kumandalı darbeci faşistler, başta emekçiler olmak üzere:

Tüm demokratik kitle örgütlerinin nice kazanımlarını alıp götürdü!

Hani şu 27 Mayıs 1960 darbesi sonrası oluşturulan, 1961 Anayasası ile gelen hakları…

O Anayasa’ya uyum sağlayan tüm mevzuatlara kelepçe takıldı, silip süpürüldü!

Gerçek şu ki, Türkiye’de uygulanan en demokrat ve de sağlıklı Anayasa:

1961 Anayasası’dır.Emperyalizmin uykularını kaçıran…

Yurttaki demokrasi düşmanlarına ters düşen…

Örgütlenmenin önünü açarak, emekçilere nefes aldıran…

Vatandaşa nice özgürlükler sunan bir Anayasa’dır 1961 Anayasası…

İşte böylesine bir Anayasa’yı, harici düşmanlarla içimizdeki faşistler işbirliği yaparak ortadan kaldırdı! Elbette ki adı 12 Eylül olan utanç darbesiyle…

O utanç darbesinden sonra, medyamız bağımlı hale geldi!

Demokratik kitle örgütleri susturularak:

Fetö ve benzeri Cemaat ve de tarikatlara, ‘yürü de yürü’ diyerek; Yeşil ışık yaktılar!

Bu planlar, tipik bir ‘PİS DÖRTLÜ’ planıdır!

Bu pis dörtlü:

İNGİLİZ, ABD, SUUDİ ARABİSTAN ve İSRAİL’dir.

Tüm darbeler bunların başının altından çıkmıştır biline…

En son darbe,  Fetö’ye yaptırdıkları 15 Temmuz darbesidir!

Genellikle maşalarına, din iman edebiyatı yaptırarak Türkiye’yi parçalama peşindeler!

Bu darbelerin yakın geçmişteki örneği çoktur elbette!

Şu bir gerçek ki, o emperyalistlerle içimizdeki maşaları kötü emellerine hemen hemen ulaştılar diyebiliriz!

Darbeler hukukunu öyle bir yerleştirdiler ki mevzuatlara:

Gelen o mevzuatlara sarıldı!

Giden o mevzuatlara sarıldı!

Hukuk çökünce… Berberinde ekonomiyi de çökertti…

Ekonomi çökünce, başta eğitim olmak üzere, çağa dair ne varsa bir tamamı elimizden gitti!

Devlet kurumları zayıf düştü! Vatandaş vatandaş ayrıştıran siyaset uygulandı.

İçimizde huzur ve güven kalmadı; En son da Suriye olayını çıkartarak, dışımızı da vurdular!

Suriye dağılıp güç yitirince, pis dörtlü üyesi İsrail elbette ki bayram yaptı.

Çünkü tek güçlü düşmanı Suriye idi. Artık öyle bir güç yoktur!

Başta yöneten siyaset olmak üzere, tüm siyasilerimiz durmadan darbeyi kötülüyor!

Sahi, mademki darbe bu kadar kötü, neden birleşip darbeli yasları kaldırmıyorsunuz?

Sahi, mademki ‘darbe darbe’ deyip, kötüleme işi yaparak, halkın umutlarına talip oluyorsunuz;

O halde neden darbe dönemlerinden bile daha kötü uygulamalara zemin hazırlıyorsunuz.

Öyle ya… Ağzını açana dava, hapis, ürkütme ve de korkutma işleri var!

Yani ülkenin gidişatına, demokrasiye göre değil, tam da darbeli yaslara göre yön veriliyor!

Yalan mı?

Demokrasiye davetiye çıkarılmayan bir arazide:

Hiç demokrasi gelmeden, darbeler gider mi?

Mademki Rabialı 4 parmak:

Öyleyse, daha özgür ve de demokrat bir MİLLET.

Adaletli bir DEVLET.

Huzurlu, güvenli, sosyal barışlı ve de sosyal adaletli bir VATAN.

Altında yaşayanların tek yumruk olarak, çağa göre üretim yapıp, eğitim gördüğü bir BAYRAK.

Söylem değil, artık eylem zamanıdır!

O zaman: DARBESİZ MEVZUATLARIN ZAMANIDIR!

Ey milletin vekili TBMM’dekiler!

Unutmayın! Bu darbesiz mevzuatlar sizi bekliyor sizi!..