ULUOCAK’TAN BAYIR BUCAK TÜRKLERİNE YARDIM ÇAĞRISI


Söyleşinin moderatörlüğünü yapan Aydınlar Ocağı Genel Sekreteri İş adamı Mimar Süleyman Uluocak, sunum öncesi yemekte katılımcılarla tek tek ilgilendi. İş adamı Ahmet İyioldu’yu sahneye davet eden Uluocak, İyiodlu’dan yemek duası yapmasını istedi.

Özellikle ‘Bayır Bucak Türkleri’ için açılan hesaba yatırılmak üzere katılımcılardan ayni ve nakdi katkı desteği isteyen Mimar Süleyman Uluocak, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erkal‘ı açılış konuşması için kürsüye davet etti.

 ‘YENİ ANAYASANIN HEDEFİ TÜRK KELİMESİNİ YOK ETMEK OLMAMALI’

“Öncelikle kuruluşundan günümüze cumhuriyetimiz için şehit olan askerlerimize, polislerimizi ve korucularımıza çok şey borçluyuz. Hepsine Allah’tan rahmet dilerim” diyerek konuşmasına başlayan Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Erkal, “Aydınlar Ocağı Genel Sekreterimiz Sayın Süleyman Uluocak konuya giriş yaptı. Ancak önemli olması nedeni ile bende kısaca temas etmek isterim. Bayır Bucak Türkleri için yardım kampanyası açtık. Ayni ve nakdi yardımlarınızı bekleriz” dedi.

 Aydınlar ocağı olarak 42.şurayı Iğdır’da yaptıklarını söyleyen Erkal, bilinçli bir seçim yaptıklarını söyleyerek,  hükümeti eleştirdi. “Hükümet birçok konuda hata yapıyor.” diyerek yeni Anayasa dedikleri zaman eski anayasaları kabul etmemek gibi bir nedenin ortaya çıktığını, buna ‘Yenilenen Anayasa’ denilmesinin çok daha doğru bir terim olacağını söyledi. “Anayasayı yenilerken asıl hedef Türk Kelimesini yok etmek olmamalı” diyerek konuşmasını sürdüren Erkal, bundan önce yapılan çalışmaların ellerine geçtiğini, nerede bir Türk kelimesi geçiyorsa kaldırıldığını ifade etti.

“ PKK’YI MUHATAP ALMAK HATAYDI. ŞİMDİ BEDELİNİ ÖDÜYORUZ”

“ PKK ‘yı muhatap kabul eden herkes bu hatasının bedelini ödemek zorundadır” diyerek konuşmasını sürdüren Erkal,  hükümetin daha iyi bir demokrasi için çok şey yapabileceğini ancak yapılmadığını belirterek, “Mesela yıllardır % 10 olan ülke barajı biraz aşağı çekmek mümkündü ama bir şey yapmadılar. Türkiye’nin AB ile alakalı çalışmaları artık gazetelerin iç sayfalarında minik şekilde yayınlanıyor. Rum kesimi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin mandalinasını bile almıyorken bu iki topluk nasıl yan yana yaşayacak? Şu an Ünversiteler barut fıçısı gibi her an her şey olabilir. Hükümet Suriye başta olmak üzere Ortadoğu da bir çok hatalar yaptı” diyerek konuşmasını sürdürdü.


“DİYANET OLMAZSA ORTALIK KAN GÖLÜNE DÖNER”

Aydınlar Ocağı’nın Onur Konuğu olarak toplantıya katılan Dokuz Eylül Üniversitesi İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Yıldırım, Aydınlar Ocağı Üyelerine ve katılımcılara ‘’İslam Dünyasının Çıkmazları, Din ve Kültür ilişkileri” konulu bir konferans verdi, “Diyanet olmazsa ortalık kan gölüne dönüşmüştü” dedi.

Diyanet İşleri Bakanlığıı’nın bir çok eksik ve hatasın olması olmasına rağmen, Türkiye hayati bir öneme sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr Mustafa Yıldırım, “Nuh tufanından önce 1 yıl, 1 ay hükmünde imiş. Bundan dolayı Nuh Aleyhisselam 950 yıl yaşadı deriz. Oysa bugünkü hesap ile bunun ancak 70 yıla tekabül ettiğini söylemek gerekir. Dünyada herkesin anlayacağı bir dil yok. Peygamberler geldikleri kavmin dili üzerine Risalet görevi yapmışlardır. İslam dini geldiği zaman o bölgede Hurma ve üzüm olduğu için ismi Kur’an da geçer ama bir mandalina veya portakalın  ismi geçmez çünkü o bölgede bunlar yoktu ve Cenab-ı Hak’kın örnek olarak toplumun bildiklerini ve yediklerini örnek göstermesi anlaşılabilir” dedi.


Her toplumun kendine has bir kültürü ve yaşayış tarzı olduğunu söyleyen Yıldırım, sakla samanı gelir zamanı derse her kesin  bunu ne amaçla söylediğini bileceğini amâ aynı şeyi İngilizlere söylese, ne amaçla söylendiğini pek de net anlayabileceklerini sanmadığını söyledi. Medine’nin, nüfusu henüz 10 bin kişi iken bunun yarısının gayri Müslim olduğunu, şu an ise bunların içinde 3 Bin Münafık  olabileceğini belirtti.

“DİNİMİZİ ve PEYGAMBERİMİZİ ÖRNEK ALRSAK SORUN YAŞAMAYIZ”

Hz. Peygamber’in insan ilişkilerine verdiği önemi, dünyevi işlerde sahabeyle devamlı istişareye ettiğini, kadına verdiği değeri, işi ehline verme hususunda gösterdiği özeni günümüzde herkesin örnek alması gerektiğini belirten Dokuz Eylül Üniversitesi İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Yıldırım, Allah Resûlü’nün o gün insanlığın hali ne olacak gibi önemli bir derdi olduğunu ve bugün de O’nun izinden gitmek istiyorsak bu önemli dert ile bizlerin de dertlenmesi gerektiğini belirtti. Allah Resûlü’nin misyonuna ve İslâm dinine destek verme ile mümkün olabileceğinin altını çizen Yıldırım, Kur’an-ı Kerim’i anlamanın ve doğru yorumlamanın önemine değinerek, neden Arapça indirildiğini anlattı.

“KUR-AN’IN İDİRLMESİNİN ASIL AMACI DÜŞÜNDÜRMEKTİR”

Prof. Dr. Mustafa Yıldırım, “Kur'an-ın ortaya çıkmasının en önemli amacı düşündürmektir. Tabiatta var olan her şey Allah’ın varlığını temsil eder. Allah’ın her yerde olduğunu görmek için gören göz düşünen akıl ve canlı bir kalp gerekir. Kuran caydırıcılığı amaçlar ve Kur'an-ın ahlaki değerleri evrenseldir. Adaletli olun, aldatmayın, hakka girmeyin, zulmetmeyin, yardım edin, paylaşın.” diyerek konuşmasını bitirdi. 

Selvi Sarıtaç 

Editör: Haber Merkezi