Sosyal Siyaset:

Bir şeyin aslını bozarak farklı bir şekle getirenlerin süreklilik kazandığı bir alan olmamakla beraber…

Ne söylenen şeyleri değiştirip, farklı yorumlayanları…

Ne de bu yorumları siyasal çıkarlara uygun hale getirenleri affeder!

Varsa söylenecek bir söz:

Kesinlikle eğip bükmeden…

Dosdoğru ve açık açık söylemek gerekir elbette!

Özellikle ülkeyi yöneten siyasetlerle…

Başta siyasal partiler olmak üzere, tüm demokratik kitle yapılanmalarına bu konuda oldukça anlamlı görevler düşer!

Bu işlerin gerçek aynasına gelince: Elbette ki o ayna da medyadır!

Sağlıklı medya:

Gerçekleri halının altına süpürmeyen…

Öz çıkarı uğruna, millet ve devletin hayati konularını toz-pembe göstermeyen bir medya olmaktan geçer!

Sahi, günümüz Türkiye’sinde bunların bir tamamını görüp yaşayabiliyor mu yurttaşlarımız?

HAYIR.

O halde; DÜZ KONUŞMALI DÜZ…

Mevzu bu millet ve de devletse… Lafı dolandırıp teferruat bulvarına sokmak:

Bu ülkeyi düzlüğe değil, yokuş aşağı bir güzergâha sokar ki, bunun sonuçlarını düşünmek bile zordur!

Ne yapmalı? Demek ki, düzlüğe düz konuşup düz işler yaparak çıkmalı!

Siyasal çakarlar yerle bir olsa da…

Yöneten siyaset üstüne düşeni yaparken…

Muhalefet de kesinlikle ittifak falan siperine girmemeli…

Yöneten siyasetin yanlışlarını yüzüne yüzüne…

Hem de eğip bükmeden dosdoğru haykırmalıdır!

Ülkemizde böyle midir?

HAYIR!

En yanlış konulara bile ‘’Aman ittifak yara almasın!’’ Çıkarcılığı ile yaklaşıyor siyasilerimiz!

Yani düz olanı söyleyip düzlüğü göstermiyor kimi siyasiler!

Bunun son örneğini, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) hakkında…

Yöneten siyasetin son yaklaşımıyla gördü vatandaşlar…

Yöneten siyaset ‘BATARIZ OLMAZ’ diyor!

İttifak yaptığı, MHP de aynı doğrultuda bir açıklamaya imza atıyor!

Oysa MHP: ‘’BATMAYIZ… BATMAYIZ’’ Diyerek…

‘’Sırf işsizlik fonundaki paranın faizi bile bu EYT’li vatandaşlarımızın sorununu çözülebilir’’ gibi…

Bir öneriyle konuya dosdoğru yaklaşabilirdi!

Yani düz konuşarak, EYT’li vatandaşları düzlüğü çıkaracak bir çıkış yapabilirdi!

Şimdi burada, siyasal çıkar mı öne geçti, yoksa vatandaşın sorununa çözüm bulma işi mi?

Elbette ki siyasal çıkar! Vah vah vah… Bu millete… Bu devlete…

Hiç düz yaklaşılmayan bir anlayışla bu ülke düzlüğe çıkar mı?

HAYIR!

Devam…

Iğdır’da vatandaşın arazisinden yol geçiyor, Karayolları Kars 18. Bölge Müdürlüğü…

300.00 TL. Ödeyeceği vatandaşları, parayı gelip almadılar diye mahkemeye götürüyor…

SONUÇ: Arazisinden yolgeçen vatandaşlar, karayollarından 300.00 TL. alacakken…

Mahkemenin verdiği kararla bu vatandaşlar, Karayolları avukatlarına 2.500.00 TL.

Vekalet ücreti ödemeye mahkum ediliyor! Arazi hissedarı 6 Ortaktan, 3 Ortak o 300.00 TL’yi aldığı için onlara ceza yok!

Bu mahkeme vekalet ücreti cezası, Almanya ve İstanbul’dan o 300.00 TL’yi almaya gelemeyen

Üç kişiye uygulanıyor! Oysa bu üç kişi, ne karayollarının bedel tespitine itiraz etmiştir!

Ne de karşı dava açmışlardır!

‘’Niye böyle bu işler?’’ Diye, soranlara gelen cevap: ‘’Kararı mahkeme vermiş’’ şeklindedir!

Sahi, arazisinden yolgeçenleri karayolları niye davalı yaptı? Niye avukatları mahkemeden vekalet ücreti aldı? EVET, 2.500.00 TL KARAYOLLARI HESABINA YATIRILMIŞTIR!

Hem de ortada mahkemelik olacak hiçbir şey yokken…

SAHİ, PARA ALMASI GEREKENLER, ARAZİLERİNDEN YOLGEÇENLER MİYDİ?

YOKSA KARAYOLLARININ AVUKATLAR MI?

Arazisinden yol geçtiği için, 300. 00.TL alacaklı olan Iğdırlı vatandaşlardan…

Tam tersine 2.500.00 TL. Vekalet ücreti almak: Adalete yakıştı mı? Karayollarına yakıştı mı?

HAYIR.

Zaten karayolları avukatları milletin vergisiyle maaş alıyor. Ayrıca çoğu mahkeme, bu dür davaların içeriği gereği, karayolları avukatlarına, vatandaştan vekalet ücreti alıp vermiyor!

Ama Iğdır’da oldu işte!

Ne diyelim A’dan Z’ye o kadar çok düz gitmeyen işler var ki bu ülkede!

Vatandaş bunalımdadır bunalımda!

Yöneten siyasetten muhalefet… Oradan medya ve de adalete kadar herkes iyi düşünmeli iyi…

KARIN DOYURMAYAN, İÇİ BOŞ VE EĞİLİP BÜKÜLEN KONULARLA DEĞİL…

DÜZLÜĞE, ANCAK DÜZ KONUŞUP DÜZ İŞLER YAPARAK ÇIKILIR!

Kimse lafı uzatmasın! Kimse lafı eğip bükmesin artık!

Aynı gemideyiz aynı…