Emek dünyasının giderek karanlığa büründüğü...
Tüm emekçilerin köleci bir yaşama zorlandığı bu günlerde;
İşsizlik başını almış gidiyor.
İş kazaları başını almış gidiyor.
Sosyal güvencesiz bir çalışma hayatı başını almış gidiyor.
Çalışanların hakkını arayan sendikalar, devre dışı;
Örgütsüz çalışmalar başını almış gidiyor.
Emek adına ne varsa çağ dışı...
Emekçi adına ne varsa çağ dışı...
Mevzuatlar ne yazıyorsa çağ dışı...
Emekçileri kim yönetiyorsa çağ dışı...
Örgütsüz emekçilerin görüntüsü çağ dışı...
Örgütlü emekçilerin görüntüsü çağ dışı...
Bir yanda, sömüren bir acımasız sermaye var.
Öte yanda köle olmak için sırada bekleyen emekçiler var.
Hayata tutunmak isteyen...
Bir lokma ekmek isteyen emekçiler var.
Yani kalkındık ve büyüdük hikayeleri yalandır yalan...
Yani boş laflar sadece siyaset işidir, o kadar.
Aslında, emek, adalet ve ahlak için bir fatiha okunsa daha iyi olur.
Çünkü hiçbiri ayakta ve de hayatta değil.
Çünkü bir çıkarcı siyaset yüzünden hepsi de ölüp gitti.
Ne diyor Başbakan Davutoğlu, '' İstanbul'da inşaatta ölen işçiler için
Fatiha okumalı''...
Evet evet öyle diyor.
Oysa, ''onlar da yaşayabilirdi. Yaşamak onların da hakkıydı.
Çağdaş iş ve işçi sağlığı güvenliği her yerde uygulanmalıydı.
12 yıldır bu ülkeyi yöneten bizler bu işi becermedik. Ölenlerin
ailesinden ve Türk halkından özür dileriz'', diyebilirdi.
Ama demedi. İşi inanç dünyasının perdelemesiyle; ''Fatiha'' ile kapattı o kadar.
Sanki iş kazaları kadermiş gibi...
Yerin altında da üstünde de ölseler; Bir Fatiha ile geçiştirilecek
kader öyle mi?
Demek ki insanlık, giderek inancını böyle böyle yitiriyor işte.
Eğer bir coğrafyada ve bir toplumda:
Emek, adalet ve ahlak gibi kutsal değerler yerlerde sürünüyorsa.
O adreste neye inanıp neye güvenecek ki insanlar?
Çağımız masal okuyup, lafla peynir gemisi yüzdürme çağı değildir.
Çağımız, insanların inancını sömürerek tepeye çadır kurma çağı da değildir.
Çağımız, çağdaş araçlarla üretme ve de pazarlama çağıdır.
Çağımız, bir güvenilecek adalet ile bir tutam insaflı ahlak çağıdır.
Çağımız, üretimin iki ayağından biri olan, emek ve emekçiyi insanca
yaşatma çağıdır.
Eğer bunları yakalama ve uygulama yerine:
Sabahtan akşama kadar bir siyasi NAĞIL okunuyorsa...
Öyleyse emek, adalet ve ahlak için bir FATİHA...
Elbette ki vatan ve millet için de...