Türkiye-ABD ilişkileri bakımından oldukça önemli olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Washington ziyareti nihayetinde gerçekleşti.Gidecek mi gitmeyecek mi,Trump'un gönderdiği mektubu götürecek mi,götürürse iade edecek mi tartışmalarıyla geçen süreçten sonra gerçekleşen görüşmeye öncelikle taraflar açısından bakılırsa"dostluk atmosferinde"geçti denilebilir.Trump"Erdoğan'la bir araya gelmek benim için büyük bir şereftir"diyerek teşekkür etti ve "Onun bir hayranıyım"şeklinde konuştu..Ülkeler açısından bakarsak da kriz,kaos,ayrılma,kopma olmayacağının sinyalini veren bir görüşme oldu.Daha çok uzlaşılan konular ön plana çıkarıldı,ayrılıkların olduğu konular üzerinde çok durulmadı.Zaten Türkiye de oraya ABD ile ilişkisini yeniden düzenlemek ve birkaç konuda netlik belirlemek için gitmişti.Neydi bu noktalar?.Fetö liderinin iadesi,Halkbankası davası,Suriye krizi,güvenli bölge Tel Abyad  ve Resulayn'da  teröristlerin varlığı..Bu arada ABD'nin tavrı da"Bizimle misiniz,Rusya'yla msınız?"şeklinde netti..Tabi onların ilk gündem maddesi Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi alımı idi.Zaten ikili görüşme öncesi Trump"S-400'leri,F-35'leri konuşacağız"vurgusu yaparak özellikle bu konunun altını çizmişti.Trump"Türkiye'nin S-400 alımı bizim için ciddi sorunlar yaratıyor,daha fazla teslimat almayın,bu S-400'leri de aktive etmeyin.Bu sorunu çözmeyi umuyoruz"diye konuştu.Sonrasında kurduğu cümlelerden biri de"F35'lerle ilgili Türkiye'nin yerine alternatif yerler bulduk"cümlesi oldu.Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce"S-400'leri aldık,bu iş bitti,dönüş yok"demişti.Bu defa bu cümleyi kurmadı ama şöyle söyledi;"1 milyar 400 milyon tl ödedik,umarım olumlu bir netice alırız"dedi.Ve"bu konuda ortak bir komisyon kuralım.F35'ler ile nasıl entegre edileceğine ilişkin NATO da gözlemci olarak içinde olsun,çalışalım"denildi.Bu konuyla ilgili olarak Türkiye'den Cumhurbaşkanı Danışmanı İbrahim Kalın,ABD'den de ulusal güvenlik danışmanı Robert O'brien isimleri belirlendi..Görüşmeden dönerken uçakta basın mensuplarına yaptığı açıklamada ise"S-400'lerden vazgeçmek sözkonusu değil,Patriotları da almak istiyoruz.İkisi birlikte olacak"dedi.Bunların dışında"Rusya ile turizmde,doğalgaz konusunda,ekonomideki ticari ilişkilerde karşılıklı gelişmeler var.Böyle bir süreçte Rusya ile aramızı bozamayız"cümlesini kurdu.Bu arada Erdoğan'ın senato üyeleri ile sorguya benzer diyalogların bulunduğu görüşmesi de eleştirildi."Erdoğan'ın mevkidaşı Trump..Onun konuğu olarak gitti,niye senatörlerle buluştu?"yorumları yapıldı.Bununla ilgili Cumhurbaşkanımızdan şöyle bir açıklama geldi;"Ben dedim ki sayın başkan uygun bulursanız ben kongreye hitap edeyim,işin aslı nedir konuşalım.Senatörlerin gelmesi teklifini Trump kendisi yaptı.Onları benim ikna etmemi ve dolayısıyla kendisini de rahatlatmak istedi"dedi.Bu durumun ABD basınındaki yorumu ise şu şekilde olmuş:Trump Erdoğan'a şunu göstermeye çalıştı;"Burada kararları veren sadece ben değilim,senatörler bana baskı yapıyor,tek başıma karar veremem"mesajını vermek için senatörleri oval ofise getirdi..şeklinde yorumlar yapılmış..Mutabakat konusunda ise Erdoğan"Rusya ve ABD mutabakata uymadı.Mutabakata bağlılığımızı sürdürüyoruz"dedi...Peki gelelim basındaki tartışmaların odak noktası olan Trump'un mektubuna..Mektubu verirken Cumhurbaşkanımız ne söyledi?.Erdoğan"Mektupları sayın başkana takdim ettim.Mazlum Kobani kod adlı teröristin Amerika gibi bir ülkenin başkanı tarafından muhatap alınmasını üzüntüyle karşıladım.Gelen mektubu yine aynı şekilde kendilerine verdik"ifadesini kullandı.Bu açıklama karşısında kimi siyasiler"Mektubu takdim ettim ne demek"dedi.Kimileri"Bu halının altına süpürmek anlamını taşıyor"dedi.Kimi siyasiler de"takdim de,iade de..teferruata takılmamak gerekir.Cumhurbaşkanımız doğru olanı yapmıştır"dedi...Basın toplantısında Trump'a sorulan"Mazlum Kobani kod adlı teröristi Beyaz Saray'da ağırlayacak mısınız?.sorusuna Trump'ın yanıtı şu şekilde oldu;"Onunla yakın zamanda iyi bir görüşme yaptık,onunla yakından çalışıyoruz.Sizin harika Cumhurbaşkanınızla da yakından çalışıyoruz"...Yani kısaca sizinle görüştüğüm gibi Mazlum Kobani ile de görüşüyorum demek istedi aslında..Basın toplantısında Tel Abyad ve Resulayn'dan çıkmamaları ile ilgili Amerika'nın sözünü tutmamasına ilişkin bir şey söylenmedi,o konuya girilmedi.Belki de pozitif sonuçlar alınması maksadıyla gidildiği için ortamı gerginleştirmemek adına da böyle bir şey yapılmış olabilir bence..Fetö konusu için söylenen şey;"Şu an hala bizim beklediğimiz noktada değiller"oldu.Halkbankası meselesine de değinilmedi.Yaptırımlar meselesi için de net sonuçlar oluşmadı.Senatör Lindsey Graham'ın görüşmelerden sonra yaptığı ilk iş Temsilciler Meclisinde kabul edilen sözde Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısını bloke etmek oldu.Aslına bakılırsa zirvenin en somut sonucu da bu idi.Senatörlerden biri"Türkiye ABD ile dost ve müttefik.Bu dostluğumuzu devam ettirmek istiyoruz ama kaygılarımız var.Bir tanesi S-400 Rus sistemi.F35'ler ile uyumlu değil.İkincisi ise Amerika ile ortak düşmanlara karşı savaşan Kürtlere karşı Türkiye'nin saldırıda bulunmasını istemiyoruz"dedi.Cumhurbaşkanımızın yanıtı ise"Sizin Kürt diye zikrettiğiniz herhalde PYD ve YPG.Bunlar terör örgütü ve PKK'nın yan kuruluşlarıdır'şeklinde oldu....Önümüzdeki günlerde bir de Erdoğan-Putin zirvesi gerçekleştirilecek.