* İstanbul 1509 Depremi; Küçük Kıyamet ( Kıyamet-i Suğra) olarak adlandırılan 7.2 şiddetindeki depremler 40 gün sürdü. 130 bin kişiden fazla insan öldü.1070 yapının yıkıldığı biliniyor.


* Erzincan 1939 Depremi; 7.9 şiddetindeki depremde 33 bin kişi hayatını kaybetti. 100 bin kişi yaralandı. 116 bin yapı yıkıldı.


* Tokat Erbaa 1942 Depremi; 7 şiddetindeki depremde 3 bin kişi hayatını kaybetti. 


* Samsun Ladik 1943 Depremi; 7.6 derecelik depremde 2300 kişi hayatını kaybetti. 5 bin kişi yaralandı. Binaların yüzde 75 ‘i yıkıldı.


* Muş Varto 1966 Depremi; 7 şiddetindeki depremde 2400 kişi öldü,1500 kişi yaralandı.


* Van Muradiye 1976 Depremi; 7.5 şiddetindeki deprem yüzünden 3840 kişi öldü.500 kişi yaralandı. 10 bine yakın yapı yıkıldı.


* Gölcük 1999 Depremi; 7.4 derecelik depremde 18 bin kişi hayatını kaybetti.20 bin kişi yaralandı. 45 sn sürdü. Yalova , İstanbul , Sakarya, Bursa, Bolu, Zonguldak ve Eskişehir ‘deki yapılarda yıkım ve ağır hasar meydana geldi.


* Van 2011 Depremi; 6.7 şiddetindeki deprem 604 vatandaş hayatını kaybetmiş , 4 binden fazla kişi yaralanmıştır. 2262 bina enkaz haline gelmiştir.


Yurdumuzun hemen her yerinde sık sık ve defalarca büyük depremler yaşadığımız gerçek. Asıl üzücü olan bu gerçekle ilgili hiç bir şey yapmıyor olmamız. 


Bu gün İstanbul ‘da korku ve endişe içinde sürekli bahsi geçen o büyük depremi bekliyoruz. Peki bunun için ne yapıyoruz? Hemen söyleyeyim şimdiye kadar hiç bir şey yapmadığımız gibi, deprem toplanma alanlarımızın yerlerini bile bilmiyoruz. Şehirde bir çok bina ağır ve orta derece hasarlı. Kentsel dönüşüm sırası nedense 20 yıldır kimseye gelmiyor. Her şey bir kenara bir de Kanal İstanbul yaparak boydan boya şehri kesmenin derdindeyiz. Ayırıp ada yapacağız ve bunun için çok da ciddi bütçe harcayacağız. Hadi onuda geçtim yurt genelinde her nerede depreme tanık olursak olalım, anlık panik yaşayıp bir kaç gün sonra unutuyoruz. Bu gerçeği kabullenmemiz lazım. Deprem kuşağında yaşıyoruz ve kentsel dönüşüm değil, rantsal dönüşüme maruz kalıyoruz. 
'Sesimi duyan var mıııı' çığlıkları hala kulağımızda iken bu defa ben sesleniyorum; Erken uyarı sistemi belleğimizdir. Yaşadıklarımız bizi ikaz ediyor, SESİMİ DUYAN VAR MI!!!

EVRİM TOK