Sarıyerli tecrübeli siyasetçi Opr. Dr. Cengiz Alp, 15 Temmuz’da FETÖ tarafından gerçekleştirilen başarısız darbe girişiminden sonra tüm ülkede ortaya çıkan devlet-millet kenetlenmesinin devam ettirilip, bu ortamın ülkedeki kutuplaşmanın yok edilmesi, barış ve hoşgörünün artırılması için çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Ülkeyi yönetenlerle birlikte her kesimden siyasetçi ve sivil toplum temsilcisinin demokrasinin geliştirilmesi adına bu ortamı çok iyi değerlendirmesinin bir yurtseverlik görevi olduğunu söyleyen Dr. Alp, “Bundan sonra ülkeyi birlikte yönetmenin önü açılmalıdır” dedi.

30 yılı aşkın bir süredir CHP’de aktif siyaset yapıp, parti içinde birçok görevde bulunan Dr. Cengiz Alp son olarak 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde CHP’den İstanbul milletvekili adayı olmuştu. Tıp doktoru olmasının yanısıra siyaset alanındaki bilgisi ve tecrübesiyle aydın biri olarak toplumu uyarma ve yönlendirme konusundaki kişisel görevini her zaman yerine getiren Dr. Cengiz Alp, başarısız darbe girişimi ve toplumdaki darbe karşıtı ortamla ilgili düşüncelerini şu şekilde ifade etti:

“30-35 yıllık gizli örgütlenme sonucu Türkiye’nin tüm kurumlarına sızmış bir Fettullah Gülen örgütlenmesinin silahlı darbe girişimi, siyasetçiler tarafından iyi değerlendirildiği zaman Türkiye’de barış ve hoşgörünün artacağına ve kutuplaşmanın azalacağına inanıyorum. Olayı bu noktaya çevirmek tamamen bizim elimizde, siyasetçilerin elinde. Türkiye’nin yaşadığı 60’lı, 70’lı yıllarda, darbe sonucu yaşanan acılar, toplumun istesek de istemesek de tüm katmanlarını etkilemiştir.

“BU FIRSATI  DEĞERLENDİRMEK SİYASETÇİLERİN GÖREVİDİR”

Darbenin etkisiyle bütün kuşaklar zarar görüyor, elden gidiyor. Başta eğitim olmak üzere her şey zarar görüyor, ekonomi zaten dibe vuruyor. Bütün bunları yaşamış bir kuşağın insanı olarak söylüyorum; bunu bir fırsata çevirmek mümkündür. Bunun için yapılacak olan şey; biz sosyal demokratlarla, ülkeyi yönetenlerin,  muhafazakar kesim ve liberal kesimin, ülkenin birlikte yönetilmesinin önünü açması gerekir. Ben bunu yapmanın bir yurtseverlik görevi olduğunu düşünüyorum.
Maraş olaylarını, Sivas olaylarını, Madımak olaylarını yaşamış bir insan olarak şiddetle rica ediyorum; tüm siyasetçiler, sorumluluk noktasında olanlar, sivil toplum kuruluşları, oda başkanları, ticari kurumların başında olanlar, işveren camiası ve özellikle de ülkeyi yönetenler olarak, uzlaşma, birarada durma, birbirimizi olduğumuz gibi kabul etmeyi, düşünce ve inanç özgürlüğüne sonuna kadar saygı duyma temeline yerleştirerek, binlerce yıl huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamamızın yolunu bulmamız gerekir. Onun için bu bir fırsattır ve bu fırsatı da iyi kullanmak da siyasetçilerin ve bu ülkeyi yönetenlerin görevidir. Bizlere de yani Cumhuriyet Halk Partisi’ne düşen görev ise yapacağımız tüm toplantılarda kutuplaştırıcı olmaktan uzak, birleştirici, uzlaştırıcı, hoşgörülü olmayı davet eden ve hep birarada yaşamayı, herkesi olduğu gibi kabul etmeyi öğreten bir dille siyasete yeniden yön vermemiz gerekir. Tabiki darbe girişimine karışan suçlu kişiler de adalet önünde hesap verip, cezasını çekmelidir."

(Tuncay DAĞLI-Kent Yaşam)




Editör: Haber Merkezi