Psikolog Sinem Taşyaran, intiharın nedenleri ve sonuçları hakkında aydınlatıcı bilgi verirken uyarılarda da bulundu. Taşyaran dikkat çeken açıklamasında şunları söyledi:

“Dünya Sağlık Örgütü’ne göre intihar, hemen her toplumda ilk on ölüm nedeni arasında yer almaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı son açıklamada, ülkemizde intihar edenlerin sayısının artış gösterdiği belirtilmektedir. Türkiye Psikiyatri Derneği’nin yaptığı basın açıklamasına göre, ülkemizde her 2 saat 40 dakikada bir, dünya genelinde ise her 40 saniyede bir kişi intihar ederek yaşamlarına son vermektedir.

İntihar davranışlarının nedenleri olarak hastalıklar, aile bireyleri arasındaki geçimsizlik, maddi geçim zorlukları, ilişki problemleri, ticari başarısızlıklar sayılabilir. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ülkemizde, intihar eden kişilerin yüzde 72,7’sini erkekler, kalan yüzde 27,3’ünü ise kadınlar oluşturmaktadır. Ataerkil bir toplum olan ülkemizde erkeklere çok fazla sorumluluk yüklenmekte, kendilerinden çok fazla şey beklenmektedir. Daha çocuk yaşlarda ‘erkekler ağlamaz’ denilerek erkeklerden hep güçlü olması, mücadeleci olması, daima sağlam durması ve zayıflıklarını gizlemesi öğretilmektedir.

Tüm bu telkinlerle yetişen erkek çocukları, yetişkinlik döneminde herhangi bir sorunla karşılaştıklarında bunu içine atmakta, paylaşmamakta ve karşılaştığı sorunlarla tek başına mücadele etmek zorunda olduğunu düşünmektedir. Tam da bu noktada bireyler çözüm üretemez hale geldiğinde, çareyi yaşamına son vermekte bulmaktadır. Ülkemizdeki erkek intihar oranlarının yüksekliğini bu şekilde açıklamak mümkündür.
İntihar edeceğini söyleyen kişiyi mutlaka ciddiye alın.
İntihar, en çok, problemlerle başa çıkmada yetersiz kalındığı durumlarda akla gelmektedir. Kişiler tek çözüm yolunun yaşamı sonlandırmak olduğunu düşündüğü için bu yolu seçmektedir. Bu nedenle de aslında bireyler bir yardım çığlığı olarak intihara yönelmektedir. Açıkça ya da üstü kapalı olarak intihar edeceğini söyleyen kişileri mutlaka ciddiye alın. “Bu kadar çok tekrarlıyor, kendini öldürmez” diyerek ciddiye alınmayan bireylerin er ya da geç intiharı gerçekleştirdiği ve yaşamlarına son verdiği görülmektedir.

İntiharı sormaktan korkmayın

Özellikle ebeveynlerde, “intiharı sorarsak aklına sokmuş oluruz” diyerek çocukları ile intihar konusunu konuşmaktan kaçındığı görülmektedir. Yapılan araştırmalar, sorulmadığı takdirde intihar oranlarının çok daha fazla olduğunu göstermektedir.

Bu nedenle intiharı sormak, o kişinin aklına bu fikri sokmaz. Aksine intiharı düşünen birey, sorunlarının başkaları tarafından anlaşıldığını, yalnız olmadığını hissederek kendisine destek olunduğunu düşünür.

İntiharı nasıl önleyebiliriz?

İntihar riski olan bireylere yaklaşımda, belirtilere karşı duyarlı olmak son derece önemlidir. Bu kişileri yargılamak ve üstüne gitmek o kişiye yardımcı olmaktan ziyade daha çok zarar verecektir. Öncelikle, bireye intiharı düşündüren sorunların ne olduğunun belirlenmesi gerekir. Daha sonra bu sorunlara çözüm yolları, intiharı düşünen kişi ile işbirliği içinde araştırılmalıdır.

(Tuncay DAĞLI)
 
Editör: Haber Merkezi