Yıllardır fırsat buldukça İstanbul’un Büyükşehir başta olmak üzere diğer İlçe Belediye Meclisleri’nin çalışmalarını takip ederim. 6 Mayıs Çarşamba günü de İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeydim. CHP Grubu karar almış her hafta 2 CHP’li Belediye Başkanı gruba gelerek yaptıkları çalışmaları anlatacak. O gün de tesadüf Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu Bakırköy’de yaptığı çalışmaları anlatmak üzere CHP Grubunda.

Bunu oraya gittiğimde öğrendim. Sunum başlamıştı. Benimle birlikte Yaşam Gazetesi sahibi Celal Karaali de oradaydı. Bize, isterseniz girip sunumu izleyebilirsiniz denilince içeri girdik. Karaali kapının yanında bulunan sandalyeye oturdu, ben ayakta sunumu izliyoruz. Kerimoğlu görsel sunum yapıyor. Sunum bitti. CHP Meclis Üyesi Hüseyin Sağ söz aldı “Sayın başkan biraz da Ataköy Sahilleri’nden bahsedin” dedi. Kerimoğlu onunla ilgili sunumum da var” deyince Sağ, “Sayın başkan demek ki böyle bir soru gelebileceğini sana söylemişler ki hazırlıklı gelmişsin” deyice salondakiler gülmeye başladılar.


Kerimoğlu Ataköy Sahilleri ile ilgili sunumunu yaparken Mimarlar Odası’na açtıkları davaların arkasında durmadıkları suçlamasını getirdi. Bu arada tabii ki Kuzu İnşaat ile ilgili İdare Mahkemesi’nin verdiği Yürütmenin Belediyesi’nin Bölge İdare Mahkemesi’ne başvurduklarından hiç bahsetmedi.

Konuşması bitti. İBB Meclis Üyesi aynı zamanda Mimarlar Odası üyesi Esin Hacıalioğlu söz alarak kürsüye çıktı, konuşmasına “Mimarlar Odası’na yönelik suçlamalara üyesi olduğum için cevap vermek zorundayım” diyerek başladı.

Bu arada CHP Grup Başkan Vekili Ertuğrul Gülsever konuşmasını keserek
“ARKADAŞLAR İÇİMİZDE YABANCI GAZETECİ VAR MI? VARSA DIŞARI ÇIKARAK BİZİ YALNIZ BIRAKSINLAR”dedi.
Ben varım diyerek dışarı çıkarken Celal Karaali de benimle birlikte salondan çıktık.
Sayın Gülsever, grup toplantılarını gazeteci ve izleyicilerin alınmadığını sizden çok önceden beri bilirim. Biz oraya Sayın Kerimoğlu’nun sunumunu dinlemek üzere davet edildik. Yani kendiliğimizden girmedik. Sizden uyarı gelmese bile sunumun sonunda zaten kendimiz çıkacaktık.
Sayın Gülsever biz meslek yaşamımız boyunca kimsenin adamı olmadık. Kimseyle maddi ilişkiye girmedik. Bu konuda kimsenin gücünün yetmeyeceğini de hatırlatmak isterim.
Biz gazeteci olarak halkın haber alma hakkını onlar adına kullandık, kullanmaya devam edeceğiz...


Siz şunun cevabını verin “Yabancı gazeteci” derken neyi kastettiniz? Yani yabancı olmayan yandaş gazetecileriniz olsaydı grup toplantısını sonuna kadar izleyebilecekler miydi?
Bu arada demek ki haberiniz yok oğlunuz Bahadır Gülsever Bakırköy’de Bakırköy Bülteni adlı gazeteyi çıkarıyor. Ayrıca Başkan Kerimoğlu’nun bir dakika bile yanından ayrılmıyor. Soranlara “Danışmanıyım” diyor. Bize ise “Dışardan danışmanıyım” diyor. Nasıl oluyorsa?
Yani oğlunuzun da gazeteci hem de gazete patronu kimliği var. Karşınızda oturduğunu görmüyor musunuz? Onu neden dışarı çıkartmıyorsunuz da baştacı yapıyorsunuz?
Bu arada size bir hatırlatmada bulunayım, Bakırköy’de hiç de iyi şeyler söylenmiyor. Siz CHP’nin büyüklerindensiniz(!). Bakırköy’deki söylenenlerle bir ilgilenseniz...
Yabancı gazeteci’den ne kastettiniz? Tabi, diğer sorularımın da cevaplarını bekliyorum. Özellikle Bakırköy’deki söylenenler ile ilgili. Ayrıca dışarıdan danışmanlık nasıl oluyormuş onu da bir açıklarsanız çok memnun olacağım.
Saygılarımla...
 

Editör: Haber Merkezi