Sevgililer Günü’nde güller verilen, Kadınlar Günü’nde karanfillerle gidilen, Anneler Günü’nde hediyelere boğulan, eşim, sevgilim, anam, bacım denilerek sahiplenilen kadınlar, ne yazıkki gerçek anlamda sevmesini bilmeyen kişiler tarafından kıskançlık, namus, aldatma, reddedilme veya boşanma gibi çağdışı gerekçelerle ya da sapıkça cinsel saldırılar anında katlediliyor.

Umut Vakfı tarafından hazırlanıp, kamuoyuna açıklanan ‘Yıllık Kadın Cinayetleri’ raporuna göre 2018 yılında 477 kadın benzer nedenlerle cinayete kurban gitti, 232 kadın ise yaralandı. Son 4 yılda 338’i silahla olmak üzere 1760 kadının öldürülmesi ise bazı insanların gerçekten de sevmesini bilmediği, yüreğinde sevgi, şefkat ve merhamet yerine kin ve şiddet duyguları beslediğini gösteriyor.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde Umut Vakfı, ulusal ve yerel gazetelere yansıyan bilgiler doğrultusunda kadın cinayetleri raporu hazırladı. Rapora göre 2018 yılında 120’si tabanca, 89’u tüfek, 132’si kesici ve delici aletler, 136’sı ise boğularak, kafası bir yerlere çarpılarak, yakılarak, sert bir cisimle vurularak, dövülerek olmak üzere 477 kadın öldürüldü.

Umut Vakfı’nın “Kadın Cinayetleri” ile ilgili çalışmalarına bakıldığında; ülkemizde son 4 yılda bin 338’i silahlı, toplam bin 760 kadın cinayetinin işlendiği (bunlar basına yansıyanlar), bu cinayetlerde bin 559 kadın ve aile bireyinin öldürüldüğü, 636 kadın ve aile bireyinin de yaralandığı görülüyor.

YÜZDE 72’Sİ SİLAHLA ÖLDÜRÜLDÜ

Umut Vakfı tarafından yapılan açıklamada 2018 yılında; 477 kadın cinayetinden 120’sinde tabanca, 89’unda tüfek, 132’sinde kesici ve delici aletler kullanıldığı belirtildi.

Açıklamada, “Bölgeler bazında bakıldığında en çok kadın cinayetinin nüfusun ve sanayinin ağırlıkta olduğu Marmara Bölgesinde işlendiği görülüyor. 2017 yılında 120 kadın cinayetinin işlendiği Marmara Bölgesi’nde 2018 yılında yüzde 18’lik artışla 141 olayın basına yansıdığı dikkat çekiyor. Bu bölgede 82 olayın yaşandığı İstanbul en çok kadın cinayetinin yaşandığı il olurken onu, 22 olayla Bursa ve 15 olayla Kocaeli izliyor” denildi.

YABANCI MAĞDURLAR DA AZ DEĞİL

Türkiye’de son yıllarda şüpheli ölümler kapsamında göçle ya da çalışmak için gelen yabancı kadınlara yönelik şiddet de var. Rapora göre öldürülen 477 kadının 43’ü yabancı uyruklu. Bunlardan 21’i Suriyeli, 3’ü Afgan, 3’ü Gürcistanlı, 3’ü Kırgız, 3’ü Azeri, 2’si İranlı, 2’si Moldavyalı, 2’si Türkmen, 2’si Iraklı, 1’i Özbek, 1’i Ukraynalı, 1’i Rus, 1’i Tacikistanlı, 1’i Kazakistanlı, 1’i Alman asıllı.

Rapora göre kadınlar eş, sevgili, aile bireyi, boşandığı eşi, ayrıldığı sevgilisi veya arkadaşlığını reddettiği kişi tarafından öldürülüyor. 2018 yılında en çok kadın cinayeti ekim ayında (53) işlenirken, aralık ayında 49, şubat ayında ise 42 kadın cinayete kurban gitti.

STK’LAR AYRI DEVLET AYRI DEĞERLENDİRİYOR

Öte yandan İçişleri Bakanlığı ile sivil toplum kuruluşlarının açıkladığı kadın cinayetleri rakamlarının birbirinden farklılık gösterdiği belirtiliyor. Kadın araştırmaları yapan STK’lar ile devletin rakamları arasındaki uyuşmazlığın ise değerlendirme yönetiminden kaynaklandığı ileri sürülüyor.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Söz gelimi bir intihar vakası olabiliyor veya birden fazla kişinin karıştığı öldürme olayında bir kadın da hayatını kaybedebiliyor. Bunlar ölen kişinin cinsiyeti itibarıyla kadınla ilişkili olmakla beraber, cinayetin maksadı doğrudan kadına yönelik olmadığı için, kadın cinayeti kapsamında değerlendirilmemektedir. Burada kamu olarak kadın cinayeti başlığında ele aldığımız hadiseler, başta da belirttiğim hem uluslararası çerçevedeki belirlenen ilkeler aynı zamanda da kanunun kapsamına giren hadiselerdir” diyor.

Türkiye’de kadın cinayetlerini işleyenlerin yüzde 86,5’inin daha önce hiçbir sabıkası olmadığını belirten İçişleri Bakanı Soylu’ya göre, Türkiye’nin kadına yönelik şiddeti azaltma konusunda birçok Avrupa ülkesinden daha iyi bir nokta olduğunu belirtiyor.

Tuncay DAĞLI-Kent Yaşam

Editör: Haber Merkezi