Ölen komşusunun üçüncü gününde tam da hocanın yanına oturdu.
Gelene Fatiha...
Gidene Fatiha...
Hoca durmadan okuyor, bir yandan da; ''Çay içenler içsin'' diyordu.
İçerideki sesler, okunan Fatihalar ile yudumlanan çaylardan ibaretti.
Komşu da öyle, hem çay içiyor hem de durmadan Fatiha okuyordu elbette.
Ne var ki, fırsat buldukça hocaya sürekli sorular soran komşu, hocayı giderek zor duruma sokmuştu.
Sordu da sordu:
-Hocam, bu televizyonlardan haberleri izliyor musun?
-Elbette...
-Hocam, bu dinden imandan dem vurup, devletin malını götürenlere ne dersin?
-Ben ne deyim yeğen, bıraksınlar da savcılar hakimler desin.
-Hocam, polisi, savcıyı ve hakimi korkutuyor, başka yere sürüyor, yolsuzluk işinin üstünü örtüyorlar.
-Hoca, FATİHA...
-Bak yeğen yerde millet, yukarıda Allah var. kimse üstünü örtemez.
-Hocam, adaletin işlemediği yerde, olup bitenlerin üstü nasıl açılır?
-Hoca, FATİHA...
-Hocam diyorlar ki en baştakinin oğlu da bu işin içinde...
-Benim baktığım televizyon öyle demiyor.
-Hocam, sen o televizyonu bırak başkasından haber izle...
-Hoca, FATİHA.... Niye ki?..
-Hocam, o televizyonlar ya devletindir, ya da kendi adamlarına aittir.
Bir de korkup tırsan televizyonlar var.
- Ne yani devletin televizyonu da mı yalan söylüyor?
- Ah hocam ah!.. Şimdi anladım nereye baktığını...
-Hoca, FATİHA...
-Hocam, bu yandaş televizyon ve gazeteler yüzünden millet ülkede olup bitenleri doğru dürüst öğrenemiyor.
-Hoca, FATİHA...
-Hocam, bu cemaate arada sırada okuma, öğrenme, çalışma, üretme ve doğruluk - dürüstlük üzerine de bir şeyler söyleyin artık!
-Hoca FATİHA...
-Hocam, bizim burada çok yoksulluk var, hükumet bir çivi bile çakmıyor ki gençler gidip çalışsın.
-Hoca, FATİHA...
-Hocam, teslimiyet sadece Yüce Yaradan'a diyoruz. Ancak, ticaret ve siyasette köşeyi dönen bazıları niye dinimizi kullanarak halkı teslim alıyor?..
Bazı insanlar hiç bilmeden, ya da bildiği halde kimilerinin eteğinden ayrılmıyor. Dinimizde bunun yeri var mıdır?
-Hoca, yoktur yoktur... Gözlerini açıp uyanık kalsınlar, kul kula teslim olmaz.
-Hocam, sizin baktığınız televizyona onlar da bakıyor herhalde.
-Hoca, FATİHA...
-Hocam, benim üniversitedeki profesörüm; '' en güzel ibadet okumak, öğrenmek ve de üretmektir'' diyordu.
-Hoca, sen şu Damalı Cafer'in üniversite okuyan oğluydun değil mi?..
- Evet evet hocam...
-Hoca FATİHA...
-Hocam, böyle bir zamanda sizlere çok iş düşüyor çok!.. Eğer sizler de ülkede olup biten gerçeklerin üstünü örterseniz çok yazık olur, çok...
-Hoca, FATİHA...
-Ah hocam ah!.. Türkiye zorda, millet hem kaz gibi yolunuyor, hem de giderek bölünüyor...
Gitme zamanıdır, ben kalkayım artık hocam. Yeri gelmişken; ölmediği halde bir ölüden farksız olan nice duyarsız vatandaşlar için;
HOCA HELE BİR FATİHA DAHA DE...