Bunca haksızlığa, bunca zulme yenik düştün sonunda!
Her namuslu insan gibi isyanın arşa dayandı da, karşılık bulamadı elbette…
Suçun yoktu, ihmalin yoktu, birebir sorumluluğun yoktu ama yüreğin vardı işte, insan kalbin; dayanamadı!

Yaklaşık iki yıl önce başkanlık görevini yürütmeğe çalıştığım Iğdırlılar Sosyal Dayanışma ve Kültür Derneği adına düzenlediğimiz geceye, üstelik hastaneden çıkarak, duyulmasını istemediğin kemoterarapi uygulamasından kurtulur kurtulmaz katılan bölgenin, belki de İstanbul'un en duyarlı milletvekili olduğunu göstermiştin. İnsan yüreğin seni aralarında görmeği arzu eden dostlarından ayrı kalmaya dayanamamıştı…

Nerede bir haksızlık varsa, birilerinin hakkı yeniyorsa orada oldun hep.
Nerede bir zulüm varsa, acı varsa, göz yaşı varsa orada…
Dayanamadı dediler, kaldıramadı bunca acıyı insan yüreği…

Sağlık sorunlarına, evlat telaşına dayandı da, dayanamadı dediler kara vicdanlıların, kara para uğruna yol açtıkları kara ölümlere…
Dayanamadı işte güzel insanın insan yüreği, ekmeğini kara taştan çıkaran, çoluk çocuğuna sadece helal lokma yediren kömürleştirilmiş emekçi ciğerlerine…
Dayanamadı işte dost insanın insan yüreği, annelerin, babaların, kardeşlerin, yanan canların feryadına…
Dayanamadı eşlerin, yavukluların, gencecik gelinlerin sevda yüklü, umut yüklü ağıtlarına…

Bakan değildi, Başbakan değildi; koltuğu koruma, çıkarlara zarar gelir endişesi taşıma durumunda zaten değildi; canı yanan, isyanını dillendiren yurttaşlara yumruk atma, tekme atma gibi bir düşüklük peşinde hiç değildi…

İnsan yüreği yanıyordu işte!

Kimselere küfür etmiyor, hakaret etmiyor, ötelemiyor, düşman olarak görmüyor, kinle nefretle bakmıyor, karanlık odaklara, kirli çevrelere hedef göstermiyordu…

Çünkü o danışman değildi, sözcü değildi, bakan değildi, başbakan değildi…
İnsandı sadece!

İnsan yüreği dayanamadı işte, Soma'da halkın üzerine sürülen TOMA'lara…

Nasıl dayansın ki, insandı o insan!

Bunca insan görünümlü; içinde yürek taşımayan, vicdan özürlü, sevgi yoksunu yaratık varken yaşamak, dayanmak kolay değildi elbette sevgili dost, güzel insan, Ferit Mevlüt Aslanoğlu; ama ölmenin de zamanı değildi ki!

Belki Soma özelinde resimleşen güzel ülkemin zavallı halkının yaşadığı acıları, katlandığı sıkıntıları, baskıları, zulmü görmeyeceksin ama; keşke dayanabilseydin ufukların aydınlandığını görene dek…

Güle güle insan yürekli vekilim!

Öyle yapacağını biliyorum ama her tür hukuksuzluğun, insanlık dışı uygulamaların yer aldığı ve neredeyse ölenlerin suçlandığı Soma katliamında vadesiz can verenlere göz kulak ol e mi!

İnsan yüreğin dayanmadı değil mi?