Her gün ölüm haberleri geliyor.
Çünkü bu coğrafya öyle bir coğrafya…
Dinden ve kandan beslenenlerin coğrafyasıdır.
Bu öyle bir beslenmedir ki…
Kimi kral, sultan ve emir olarak ayakta kalır.
Kimi de bunların emrinde yaşayarak ayakta kalır.
Yeter ki riya, yalan-dolan, el-etek öpmekten geri kalmasınlar…
Yeter ki inançları onlardan yana yontsunlar…
Onları koruyacak şekilde yorumlasınlar…
Böylece, hem ülkelerini, hem de milletlerini yolsunlar…
Kendileri gibi düşünenlerin cennete…
Kendilerine karşı gelenlerin de cehenneme gideceğini uydursunlar.
Uydursunlar ki her şey kılıfa uysun elbette.
Yoksa bir millet nasıl susturulur.
Yoksa bir ülke nasıl emperyalizme peşkeş çekilir.
Sitem böyle bir sistem işte;
En tepede kral, emir ve sultanlar…
Onların etrafında, onlara çalışan sözde din adamları…
O din adamlarının halkı korkutup teslim alan çıkışları vardır.
Bunların bu utanç saltanatı sürdükçe:
Ne kutsal toprakları ziyaret edenlerin can güvenliği olur.
Ne Müslüman ülkeler çağdaş ve demokratik bir yaşama kavuşur.
Ne de bu arazilerden kan ve barut kokusu eksik olur.
Bir gün mutlaka bu din bezirgânı saltanatçılar gitmelidir.
Bir gün mutlaka İslam dini bunlardan kurtulmalıdır.
Kurtulmalı ki…
Tüm Müslümanlar özgürlüğe ulaşsın…
İnsanca yaşamayı Batı’da değil, kendi ülkesinde görsün.
Ne kaçarken denizlerde boğulsunlar onar onar…
Ne de sefil sığınmacı olsunlar yaban ellerinde…
Öyleyse sıra kurtuluşa gelmeli!
Ey Müslümanlar!..
Hac yolunda ölenlerin sorumluları bellidir.
İnsanca yaşama koşarken ölenlerin sorumluları bellidir.
Üretmeden yatarken;
Emperyalizme teslim olmanın sorumluları bellidir.
Çağdaş bilim ve teknoloji yerine;
Size üfürükten rivayet aşılayanların sorumluları bellidir.
İşte bu sorumlulardır sizin coğrafyanızı silah tüccarlarına satan.
İşte bu sorumlulardır sizi Laik, Demokratik ve Sosyal Hukuk Devleti’nden uzak tutan.
İşte bu sorumlulardır 90 yıldan beri Atatürk’ü, Cumhuriyeti ve de Laikliği kötüleyen…
Bunu yaparken de kimi Batılı sömürücüleri de yanına alan…
Ey Müslümanlar, uyanın artık!
Uyanın ki hem kendinizi hem de ülkenizi kurtarınız!
Kölelik zincirinizi kırarak, çağdaş özgürlüğünüzü kurtarınız!
Yoksa bu krallık ve krallar yaşadıkça:
Ne ölümler eksik olur coğrafyanızdan…
Ne huzur ve barış gelir coğrafyanıza…
Ne de kan emiciler uzaklaşır coğrafyanızdan…
O halde tek yol kurtuluş olsun!
Hem dininizi hem de kendinizi kurtarın artık!
Kurtarın ki önce insanlık kazansın…
Kurtarın ki sizler değil…
O krallar, sultanlar ve de emirler utansın!
İşte size reçetesi:
Emperyalizme karşı: TÜRKİYE’NİN KURTULUŞ SAVAŞI…
Gericilik ve de karanlığa karşı: TÜRKİYE’NİN CUMHURİYET, LAİKLİK VE DE DEMOKRASİ PROJELERİ…
ELBETTE Kİ, ATATÜRK’ÜN ‘’ HAYATTA EN HAKİKİ MURŞİT İLİMDİR’’ SÖYLEMİ…

Değiştirin değiştirin eski kafaları…
Böyle gelmiş böyle gitmesin…
Hem dininizi hem de kendinizi kurtarın artık.
Unutmayın ki tüm medeni ülkeler hep böyle kurtuldu.
Hep böyle kuruldu.
Hani şu yolunu tutup, yollarında perişan olduğunuz ülkeler var ya işte onlar…