Gazetemizin İmtiyaz Sahibi sevgili dostum Celal Karaali aradı bugün beni. Bana gazetenin 1000. sayısına ulaştığını ve kuruculardan biri olarak bu konudaki düşüncelerimi yazmamı istedi.

O anki duygularımı sizlere anlatamam. Hem sevgili Karaali’nin böylesine önemli bir günde beni hatırlayıp araması, hem de elimizde doğan Kent Yaşam Gazetesi’nin 1000 rakamına ulaşması beni oldukça duygulandırdı ve bir anda gazeteyi kurduğumuz o günlere geri götürdü..

Kent Yaşam’ın temellerini büyük bir heyecanla atmıştık. Kapı kapı dolaşıp gazeteyi tanıtmak için harcadığımız çaba geldi bir an gözümün önüne.. Hatta birinde o kadar yorulmuştuk ki önümüze çıkan elektrik direğine dönüp gazetenin bölge için toplum için yararlarını anlatmıştık..

Belki de bugün Celal Karaali ve arkadaşlarının gazeteyi bu noktalara getirmesinde o bizim direğe anlatma çabamız bir dönüm noktası gibi oldu... Beş parasız bir gazete çıkarmak imkansızı başarmak gibiydi.. O zamanlar şimdiki gibi teknolojik olanaklardan yoktu. Sayfayı çizip matbaa için Cağaloğlu’na giderdik. Nasıl oldu da gazetelerin gazetelikten çıkıp birer yayın organı olduğu günümüzde bir yerel gazete bu noktalara gelebiliyordu.. Dijital medyanın ön planda olduğu medya ortamında kağıda basılı bir yerel gazete binlerce baskı yapıp çok sayıda insana ekmek kapısı olabiliyor.

Tanıdığım Celal Karaali ilkeli, dürüst, tarafsız gazetecilik normlarını benimseyerek kalemini satmayarak gazeteyi bugünkü durumuna getirdi. Biz başladık o devam ettirdi. Kimse ne onu, ne gazetesini satın alamadı. Zaten bu ilkelerle sevgili Doğan Özcan, Hıdır Ulağ, Celal Karaali ve sonradan büyük emekler veren Umut Veli Develi ile gazetemiz yola çıkıp bugünlere geldi..