Devletimizin en üst yerinden kadınlar için bir ses yükselince:
Sandım ki Cumhurbaşkanlığı ve Başkanlık devri geride kalmış;
Bir Krallık devrindeyiz.
Sandım ki ülkemin demokrasisi rafa kalkmış;
Bir kişilik fermanla çalışan, bir şahlar ve padişahlar dönemindeyiz.
‘’Doğmalıdır kadınlar… Anne olmalıdır kadınlar…’’
Diye bir ses…
‘’Yoksa eksik olur kadınlar…’’
Diye bir ses daha…
Sesin sahibi belli…
Sesi seslendiren medya grupları belli…
Sandım ki tüm vatandaşlar uykuda kalmış;
Derken, böyle bir gecenin sabahı oldu ülkemde.
Derken, duyarlı kadınlar erken uyanmış meğer…
Kimi sosyal medyayı titretti.
Kimi de durduğu her adresi inletti:
‘’Ben eksik değilim!..’’ ‘’Ya erkekler hastalıklıysa…’’
‘’Doğarım ya da doğmam kime ne?..’’
‘’ Önce kalabalık ülkelerin aç ve yoksullarına bakın!..’’
‘’Milyonlarca okumuş ve de okumamış işsizimiz var…’’
‘’Kan var, barut var, ölüm var…’’
‘’Doğacak çocuklara ön bahçe lazım, ön bahçeler…’’
‘’Biliyoruz ki nice karanlık arka bahçeler var!’’
Diyen, nice kadın sesleri…
Kadınlarımız daha ne desin?
Çocuk yapın demek çok kolay…
Evleri, sokak ve meydanları çocuklarla doldurmak çok kolay…
Hatta bu yüzden kalabalık bir ülke olmak bile çok kolaydır.
Ne var ki, görünen dünya çok zor ve de çok zordadır.
Nerede bir programsız ve de plansız bir kalabalık ülke varsa:
O ülkenin insanları aç, yoksul ve de çok dardadır.
Ya ölümcül bir yolda, ölüp öldürmekteler…
Ya da başlarını alıp bir başka diyara gitmekteler.
Sebep;
Doğurmak da doğurmak…
Doğmak da doğmaktır.
Bir yetersiz ekonomi çemberinde kıvranırken…
Bir eğitimsiz arazinin karanlık köşelerinde kıvrılıp yatmaktır.
Artık zaman;
Karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin…
Sakın ola ki benden önde gitmeyecek…
Benden önce yatmayacaksın zamanı değildir.
Zaman, cinsiyet ayrımına meydan okuyan…
Kadın ve erkeği, hayatın her alanına eşit koyan bir zamandır.
İşte böyle bir zaman diliminde;
Durup dururken, ‘’ doğurmayan kadın eksiktir’’ demek.
Ne siyaset dünyasının sözü olmalıydı.
Ne de devlet adamının…
Hatta bu konuda en son sözü kendileri söylemeliydi.
Ne diyelim?
Yüce Yaradan, bu mübarek günlerde;
Siyaset dünyamızla, devlet adamlarımızı insafa ve vicdana getirsin.
Onlara geri kalmış ülkeleri değil…
İleri gitmiş ülkeleri rehber kılsın.
Böylece kullar kullara değil…
Kullar, sadece Yüce Yaradan’a kul olsun.
Çocuklarımız arka bahçelerde değil;
Ön bahçelerde yaşayıp, ön bahçede eğitim görsünler.
Kişi ve gruplara değil;
Tüm insanlığa ışık versinler.
Hem de cinsiyet ayrımının yapılmadığı bir dünyada.