Ben yorgunum yorgun.
Gözüm ne şöhrette,
Ne loş ışıklarda,
Ne de parada.
Ben beni bileli,
Hayatım zararda…
Dünya limanına
Varamadım
Bu dünyada
Kayık delik
Kürek kırık…

Kendi kaleminden dizelerle başlayan, dile kolay 40 yıllık şiir gibi bir serüvenin, mısralara dökülmüş özetini okudunuz.

Raşit Yıldırım…

1960 Ağrı doğumlu gazeteci, yazar. Toplumla o kadar bütünleşik ki özel hayatına dair aslında pek de bilgimiz yok üç beş satırın dışında. Daha doğrusu özel yaşantısına pek vakit ayırmıyor dersek daha doğru olur. 60 yılların o sancılı günlerinde dünyaya gelen Yıldırım, ilk, orta ve lise eğitimini Ağrı’da tamamladı. Herhangi bir siyasi görüşe dahil olmadan o kaos ve kargaşa döneminde eğitim hayatını başarı ile tamamladı. Ağrıspor, Muratspor ver Konyaspor başta olmak üzere çeşitli kulüplerde futbol oynamış daha sonra bırakmıştır. Futbolu bırakmasını babasının ricası üzerine gerçekleştirdiğini ifade ediyor. Yıldırım’a bir gün babasının “topun geleceği yok, seni severim, bugüne kadar karışmadım ve seni hiç kırmadım ama senden ricam futbolla daha fazla uğraşma” demesi üzerine futbol yaşantısına erken son veriyor. Kim bilir Ağrı’dan çıkan ünlü bir futbolcu bile olabilirdi. Günaydın gazetesine küçük yazılar göndererek gazetecilik yaşantısına adım atan Yıldırım elbette büyük bir misyona sahip olacağını bilemezdi. Daha sonra çeşitli basın yayın kuruluşlarında yazılar kaleme alan Yıldırım en sonunda, bugün 30 yılını aşan Ağrı’nın Sesi isimli gazeteyi kurarak büyük devrimi başlatmış oldu. Ağrı ve kendisi için büyük değişimlere sebep olan bu gazete, ilk başlarda etkisiz görünse de yazılan yazıların toplumsal beklentiyi karşılaması, sürekli gelişen yazar kadrosu, şehirlerde iyice hissedilen yalnızlık ve iletişimsizlikten ötürü haber alma isteği gibi çeşitli sebeplerle Ağrılılar için vazgeçilmez oldu. Kendinden ve ailesinden ödünler vererek zorlu ve dikenli bir yolda yürüyeceğini elbette bilerek bu yola çıktı. Çünkü metropollerin insan ilişkileri üzerinde olumsuz etkisi, birbirilerine yabancılaşmasını önlemek için bu gazete önemli bir güçtü. Koştu yoruldu, çok mücadele etti. Mahkemelik oldu, ciddi suçlamalara maruz kaldı, iftiralar, tehditlere direndi. Ancak düşmedi, baş eğmedi doğru bildiğinden dönmedi. Yuva kurdu çocukları oldu ama o gerçek yâri Ağrı’dan hiç ama hiç vazgeçmedi. Bugün hala yollarda yine tek başına, yine il günkü heyecanla…

TEK BAŞINA DEV KADRO

Yıldırım, gazetenin yetersiz olduğunu görüp, gazeteciliğin toplum mühendisliği misyonundan faydalanarak samimi, yardımlaşan ve dayanışan, sürekli iletişim halinde olan bir toplum yaratılması için bugün de hala devam eden bir mücadele başlattı. Sayısız derneğin kurulması için ön ayak oldu. Dernek kuracaklar için teşvik, kurulan dernekler için denetim mekanizması oluşturdu. İnsanlar artık beraber bir şeyler yapıyor, piknikler, etkinlikler düzenliyor ve hiçbir siyasi yada kültürel fark gözetmeksizin, sosyal yada ekonomik düzeyleri ne olursa olsun kaynaşıyordu. Düğünler her ne kadar coşku ve kalabalık içindeyse büyükşehirlerde, cenazeler büyük topluluklarla kaldırılıyor taziye ve mevlitlerde de artık Ağrılılar yalnız kalmıyordu. Raşit Yıldırım için elbette toplum mühendisi yerine toplum tutkalı da diyebiliriz. 3-5 gün rahatsızlanıp işten elini ayağını çektiğinde öksüz, yetim kalmış gibi oluyoruz diyen çok insanla karşılaştım. Çünkü düğün, taziye, cenaze, toplantı, iftar gibi aklınıza gelebilecek her etkinlik, organizasyon yâda platformda insanlara bunun iletişimini sağlayan kişi yine kendisi. Üstlenen yoksa toplum öksüz de kalır yetimde. Yeni Raşit Yıldırımlar yetişiyor mu diye insan sormadan edemiyor?

AĞRI’NIN SESİ GAZETESİ OKULU

Ağrı’nın Sesi Gazetesi bir okul. Tabi niceleri bu gazetede çalışarak, yazarak çizerek bir yerlere varmış, ya da varamamış sayısız mezunu var. Tam okul başarılısı da var, başarısızı da… İlk ders dürüst olmak, bölüşmeyi bilmek. Sonra Efendi olmak, yardımlaşmayı bilmek, zorda kalana koşmak, birlik ve beraberliği korumak diye devam eder. Yeni Raşit Yıldırımlar yetiştirmek, toplum öksüz yetim kalmasın, birileri bu misyonu devam ettirsin diye. Ağrılılar mutlu olsun, yalnız hissetmesin, paylaşsın, dayanışsın diye… Tabi suiistimal çok, art niyet çok başarısız zararlı mezun da çok. Başarılı ve faydalı insan da.

YAŞAM GAZETESİ İLE YOLLAR KESİŞTİ

Ağrı’nın Sesi Gazetesi’nin yolları 1998 yılında İstanbul Kent Yaşam Gazetesi ile kesişiyor. Kent Yaşam Gazetesi İmtiyaz Sahibi Celal Karaali ve gazete ortağı Umut Veli Develi ile 20 yıllık bir serüvene dayanan yolculukta Ağrı’nın Sesi Gazetesi’ni Yaşam Medya bünyesinde yer alan bir basın yayın organı olarak değerlendirmekte mümkün.  Halen devam eden bu serüven kapsamında geçmişte yapılanlar gelecekte yapılacak olan güzel işlerin garantisi.

Erman Taşdemir-Bilal ÇIĞRIM

Editör: Haber Merkezi