-Didem Hanım ilk olarak bize kendinizi tanıtır mısınız?

1970 yılında İstanbul’da doğdum. Kartaltepe İlkokulu ve Bakırköy Ortaokulu’nda okuduktan sonra bankacı olan babamın tayini dolayısı ile liseye Çorlu ve Kırklareli’de devam ettim. Ankara Gazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okurken bir yandan da Parlamento’dan Dergisi’nde muhabir olarak mesleğe adım attım. Türk Haberler Ajansı, ATV Haber, CNBC-E ve Eurosport kanallarında çalıştım. Bu arada Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Bölümü’nden mezun oldum. ‘Temiz Eller ve Böyle Gitmez’ gibi dönemin ses getiren haber programlarının ardından GPR Prodüksiyon tarafından TRT’ye yapılan ‘Ve Zaman Durdu, Hey Taksi, Filistin’de Kadın Olmak, Gidenlerin Ardından’ gibi çeşitli programlarda ve Al Jazeera kanalı için hazırlanan haber belgesellerde muhabirlik, editörlük ve yönetmenlik yaptım. En son Merdan Yanardağ yönetimindeki Tele-1 Televizyonu’nda editörlük ve haber müdürlüğü görevlerini üstlendim. Meslek hayatıma devam ederken bir yandan da çeşitli sivil toplum kuruluşları ve toplumsal muhalefet platformlarında görev aldım. Bakırköy özelinde, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi arazisinin ranta açılmaması, Ataköy Sahili ve deprem gerçeği gibi bölgemizi ilgilendiren konularda mücadele veren topluluk ve platformlarda mücadele verdim. Evli ve bir kız çocuğu annesiyim.

-Bu kadar uzun süre medyanın çeşitli alanlarında çalıştıktan sonra neden muhtar adayı oldunuz?

Bu bana sokak çalışmalarında da çok sorulan bir soru. Muhtarlık toplumumuzda sadece nüfus sureti ve ikametgâh alınan –ki o da artık nüfus müdürlüklerinden alınıyor- seçim döneminde listeleri askıya çıkaran, mahkeme celpleri bırakılan, bir de mahallenin elektrik, yol, park gibi alt yapı sorunlarının çözümü için yerel yönetimle koordinasyon kuran bir yönetim birimi olarak algılandı. Oysa seçim sistemimizde halkın birebir doğrudan seçtiği tek yöneticiler muhtarlar aslında. Yani muhtarlık öyle bir birim ki isterseniz sadece mühür vurup oturur, isterseniz gerçekten halkla birlikte, insanlara dokunan pek çok projeyi hayata geçirebilirsiniz. Yetkiden çok ne yapmak istediğiniz ile ilgili bir durum bu. Benim amacım yapılması zaten zorunlu olan görevlerin yanı sıra mahallemizi hep birlikte daha yaşanılabilir kılmak, başka bir mahallenin mümkün olduğunu göstermek, gerçekten halkın muhtarı olabilmek. Yani mesele üç, beş mührün çok ötesinde aslında ve bu seçim döneminde insanlar bunun çok daha net farkına vardılar.  

-2019 yerel seçimlerinde kadın muhtar adaylarındaki artış gerçekten dikkat çekici. Sizce bunun nedeni nedir?

Bakırköy özeline bakarsak, ben Kartaltepe’de şu ana kadar çıkan tek kadın adayım ancak hemen her mahallemizde farklı sayılarda kadın adaylarımız mevcut.

Siyasi partilerin yerel yönetimlerde yok denecek kadar az sayıda kadın aday gösterdiği bir dönemde, kadın muhtar adaylarındaki artış gerçekten çok sevindirici. Çünkü, kadınların hayatın her alanında olduğu gibi, siyasetin her kademesinde de söz söylemesi gerekir. Evlerimizde olduğu gibi mahallelerimizde de yaşamın en ağır yükünü kadınlar sırtlanıyor maalesef. Oysa kadınlar değişimin, dönüşümün öncüsüdür. Çözüm odaklı çalışırlar. Bir mahalle yönetiminde güler yüz, birleştirici ve kucaklayıcı olmak, daha temiz, daha yapıcı bir dil kullanmak büyük fark yaratır. Bir yazar ‘Kadınlar bir mahalleye küstü mü o mahallenin ışığı söner’ demişti. Biz kadınların söz söylediği, ışıklı mahalleler istiyoruz.

-Size dönersek, siz Kartaltepe’de neler yapacaksınız? Nasıl bir mahalle vaat ediyorsunuz?

Öncelikle siyasetin her kademesinde olduğu gibi muhtarlıklarda da artık farklı seslerin, farklı sözlerin duyulmasına, yani değişim gerektiğine inanıyorum.

Parti, din, dil, cinsiyet gibi ayrımlar yapmadan herkesin sözünü söyleyebileceği, mahallede yaşanan sorunları dile getireceği, birbirini tanıyacağı bir mahalle meclisi kurmak ve böylece mahallede yaşayan herkesi mahalle yönetimine ortak etmek amacındayım.

Her zaman herkesin gönül rahatlığı ile gelebileceği, şeffaf ve güler yüzlü bir yönetim anlayışı yaratmayı hedefliyorum. Çevre temizliği, yollar, çöplerin toplanması, sokak lamba ve tabelaları ile ilgili, muhtarın zaten görevi olan sorunların hızla çözülebilmesi için yerel yöneticiler ile etkili bir koordinasyon ağı kuracağım.  

Bölgemizin en önemli sorunlarından biri olan kentsel dönüşüm konusunda müteahhitlere teslim olmadan, ilgili meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yaparak bilgilenmek, mülklerimizin gerçek değerini öğrenmek ve haklarımızı korumak gerektiğine inanıyorum. Bu konu ile ilgili mahallemizde düzenli bir şekilde çalışmalar yapacağım.

Bölgemiz deprem bölgesi. Ancak pek çoğumuz evlerimizin durumu, deprem kaçış yolları, toplanma alanları ve ilkyardım konularında yeterli bilgi ve donanıma sahip değiliz. Deprem konusunda bilgilenmek ve hayatta kalabilmek için mahalle sakinlerimize yönelik çalışmalar düzenleyeceğim. 

Mahallemizde ekonomik yönden zor durumda olan herkesin sosyal yardımlardan faydalanabilmesi için çalışmalar, gerekirse kampanyalar yapacağım.  

Kadınlarımız ile sesimizi büyüteceğiz demiştik. Mahallemizdeki parklarda özellikle kadın emeğinin değerlendirilmesi amacı ile Park Pazarları kurulmasına, bu parklarda çocuklar için masal atölyeleri, kitap okuma etkinlikleri ve gençler için sanatsal faaliyetler düzenlenmesine ön ayak olacağım.

Mahallemizde çok sayıda sokak hayvanı yaşıyor. Onların düzenli aşılanması, belirli noktalara hayvan barınakları yapılması, sokaklarda beslemek yerine belirli beslenme noktaları oluşturulması hem hayvanlarımız için hem de bizlerin sağlığı için son derece büyük önem taşıyor. Bu konuda da hep birlikte çalışmalar yapacağız.

Tüm bunlar vaat değil inanın. Bizler yan yana gelir dayanışma içinde olursak hepsini yapabiliriz. Ben köşede oturup şikayet etmek yerine gelin hep birlikte değiştirelim diyorum.   

 -Son olarak nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz? Gelen tepkiler nasıl?

Kartaltepe 40 bin kişinin yaşadığı büyük bir mahalle olduğu için ben diğer mahallelerdeki adaylardan daha önce başladım çalışmaya. Yaklaşık bir buçuk aydır her gün sokaktayım. Bu seçimlerde afiş ve  pankart yasak olduğu için tek malzememiz el broşürleri. Öncelikle broşürümüzü hazırladık ve bana inanan, hiçbir çıkar gözetmeden, yağmur demeden, soğuk demeden yanımda olan dostlarım ile birlikte sokağa çıkmaya başladık. Bugüne kadar sokakta 20 bine yakın broşür dağıttık.

Her gün Kartaltepe’yi sokak sokak, ev ev dolaşıp hem kendimizi anlatıyor, hem de insanları dinliyoruz. Hemen her esnafın dükkanına giriyor, tanışıyor, kulak veriyoruz. Bunun yanı sıra bölgemizdeki sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ediyoruz. Öte yandan sosyal medya aracılığı ile insanlara kendimizi anlatıyor, çalışmalarımızı tanıtıyoruz.

Sokakta gerçekten son derece pozitif, sıcak ve samimi tepkiler alıyorum. Artık Kartaltepe sakinleri beni görünce gülümsüyor, el sallıyor, sohbet ediyorlar. Bu da beni çok mutlu ediyor. Özellikle kadınlar ve gençlerden güç alıyorum. Teyzelerim öğütler veriyor, amcalarım ‘Kadın eli değsin artık’ diyorlar. Mahallede adım ‘Kızıl saçlı muhtar’a çıktı. Gerçekten insanlar ile aramda bir bağ oluşuyor ve bu bağ bana inanılmaz bir enerji, güç ve moral veriyor. Bir seçmenim sosyal medyada ‘Kartaltepe seni sevdi’ diye yazmış, ben de Kartaltepe’yi ve Kartaltepelileri çok seviyorum.  

Selvi Sarıtaç / Mahmut Erdinç / Kent Yaşam

   

   

    

Editör: Haber Merkezi