Karabat, sözlerine şöyle devam etti. “Çoğunluğun daha az olana tahakkümünü değil, tam tersi diyalog ve uzlaşma kültürü içerisinde toplumun bütün renklerinin yönetime katıldığı bir rejim istiyoruz. Uzun yıllardır bu katılımcılığı özlemiştik. Bırakın meclisi Bakanlar Kurulu’nun dahi etkin olamadığı yürütmenin başının ve Cumhurbaşkanını direkt etkili olduğu bir sistemle yönetiliyorduk. Umarım darbe girişiminden sonra halk darbeyi engellediği gibi bundan sonraki süreçte de pek çok şeyi engelleyebilir.

UZLAŞMA KÜLTÜRÜNE İHTİYACIMIZ VAR

Karabat, vatandaşların bazı konularda endişeleri olduğunu belirterek, “Özellikle Harp Okulları’nın kaldırılması bazı şüphelere de yol açıyor. AKP’nin bundan sonraki süreçte dikensiz gül bahçesi yaratmayı denediği şeklinde yorumlar geliyor. Bunların da önüne geçilmelidir” ifadelerini kullandı.
CHP olarak her türlü diktanın karşısında olduklarının altını çizen Karabat, “CHP bu ülkenin demokrasisinin teminatıdır” dedi.



EGEMENLERİN DEĞİL, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ

15 Temmuz sonrası hükümetin hukuksuzluklara karşı hukukun üstünlüğü mantığıyla hareket etmesi gerektiğini aktaran Karabat, “Hukukun egemen kılınması gerektiğine inanıyorum. Bu süreçte intikamcı ve kindar laflar kullanılarak ülkenin demokratik havası bozulmamalıdır” dedi.
İdam kararını da değerlendiren Karabat, “Hukuki yönden çıkartılmış bir idam kararının geriye yönelik işlenemeyeceğini düşünürsek şu an yapılmış darbeye karşı idam kararının uygulanması mümkün değil” şeklinde konuştu.

RUSYA İLE İLİŞKİLER CİHANDA SULH İLKESİNE UYGUNDUR

Rusya ile ilişkilerimizin olumlu yönde olduğunu kaydeden Karabat, “Kısa vadede ekonomi operasyonları iyi yürütüldü ancak ülkede hala kriz ortamı var. Piyasalarda durgunluk hakim. Rusya ile olumlu gelişmelerin ekonomiye yansımalarını yakın zamanda göreceğiz. Bu durum, ’Yurtta sulh, cihanda sulh’ ilkesine de uygundur” ifadelerini kullandı.

Sibel GÜLERSÖYLER-Kent Yaşam
 

Editör: Haber Merkezi