İstanbul’da kısa aralıklarla yaşanan ve her biri ceviz büyüklüğündeki dolu yağışının, araçların kaportalarını çökertip, camlarını parçalaması, çaresiz vatandaşı ilkel önlemler almaya zorladı. Bazı vatandaşlar meteorolojinin uyarısını dikkate alıp, araçlarını İSPARK ve AVM’lerin kapalı otoparklarına çekerken, imkanı olanlar da apartmanların altındaki otoparklara bıraktı. Ancak milyonlarca aracın bulunduğu İstanbul’da bu şekilde kullanılan kapalı otoparklar devede kulak olduğundan, vatandaş yine kendi söküğünü kendi dikmek zorunda kaldı.



Doğal afeti andıran dolu yağışının ilkinde gafil avlanan binlerce araç sahibi, oto sanayi sitelerine akın edip, servis ve kaportacılara milyarlarca lira ödemek zorunda kaldı. Bu arada sigorta şirketleri de hiç akıllarına gelmeyen bir şekilde aynı oranda hasar bedeli ödedi. Zarar büyük oldu. Meteoroloji yaklaşık üçi hafta sonra aynı şekilde doluya karşı uyarıda bulununca “ne yaparım da aracımı korurum” derdine düşen araç sahipleri ve oto galericileri, çareyi kaporta üzerini halı, kilim, mukavva,pıt pıt naylon ve köpük kaplamada aradı. İBB Başkanı Kadir Topbaş, “Dolu ve sele karşı araçlarınızı kapalı otoparklara alın, zorunlu olmadıkça toplu taşıma araçlarıyla yolculuk edin” derken, sigorta şirketleri de mesaj geçip, aynı şekilde uyarıda bulundu.

Ama kentsel dönüşümü bir türlü olması gerektiği gibi gerçekleştirilemeyen, olası bir depreme karşı gerekli önlemleri alınamayan, altyapısı tamamlanmadan üzerine pıtırak gibi gökdelenler dikilen, dere yataklarına binalar doldurulup, yollarına araçlar sığmaz olan İstanbul artık ne yazık ki artık yüksek sesle, hatta çığlık atarak S.O.S. veriyor, “Benim de üzerime bir kilim örtün, acınacak halimi kimse görmesin..!” diyerek...

Kent Yaşam
 

Editör: Haber Merkezi