Okulların açılması ve kapanmasına ilişkin esasların düzenlendiği yönetmelikte yapılan bu değişiklik kimi kesimlerce hedef haline getirilen karma eğitime ilişkin güvencelerden birinin daha ortadan kaldırılması olarak yorumlandı.

‘İKTİDAR, EĞİTİME İDEOLOJİK YAKLAŞIYOR’

Konuyu TBMM gündemine taşıyan İstanbul MilletvekiliÖzgür Karabat, yazılı bir soru önergesi vererek değişiklikle ilgili kaygıları ifade etti. Soru önergesinde, Türk eğitim sisteminin son 15 yılda derin sorunlarla karşı karşıya kaldığını belirterek iktidarın,  eğitimi siyasal hedefleri ekseninde şekillendirmeye çalıştığını iddia etti.

Karabat açıklamasının devamında: “Milli Eğitim Bakanlığı, bakanlardan bağımsız olarak bir ideolojik strateji ekseninde ‘dindar ve kindar nesil’ yetiştirme hedefine uygun olarak dini eğitimi yaygınlaştırmaya çalışmaktadır. Laik eğitimle bağdaştırılamayacak şekilde belli bir dinin ihtiyaçlarına göre okullarda mabetler açılması, AİHM’nin zorunlu din dersleri ile ilgili kararına uyulmaması, din derslerinin zorunlu hale getirilmesi, ihtiyaç ve talep olmadığı halde okulların imam hatiplere dönüştürülmesi, okul tercihlerinde imam hatip seçmenin zorunlu hale getirilmesi ve son olarak karma eğitim anlayışını zafiyete uğratacak yönetmelik değişiklikleri bu alandaki ideolojik ve siyasal dönüşüm hedeflerinin görünen örneklerinden sadece bir kaçıdır.” dedi.

ANAYASA’YA AYKIRI

Karabat, bakanlığın 10 Eylül 2018 tarihli “Yönetmelik” değişikliğinin Cumhuriyet’in temel ilkeleri ve Anayasa ile bağdaşmayacak uygulamaların önünü açacağını ifade ederek Bakanlığa şu soruları yöneltti:

  • Bakanlık, okulların açılması ve kapanmasına ilişkin esasların düzenlendiği yönetmelikte, Anadolu lisesi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve mesleki eğitim merkezlerinde karma eğitim şartını hangi gerekçeyle kaldırmıştır?

-         Kimi dini tarikat ve cemaatlerin sıklıkla gündeme getirdiği karma eğitime karşıt söylemle ve yaklaşımları bu yönetmelik değişikliğinde bir etkisi olmuş mudur?

-  Yönetmelikte, kurumların açılabilmesi için her kurumda yeteri kadar abdesthane, doğal aydınlatmalı uygun mekânda kadın ve erkek için ayrı ayrı olmak üzere mescit açılması öngörülmüştür. Salt belli bir dini inanışa göre belirlenen bu maddenin cumhuriyetimizin temel niteliklerinden olan laiklikle ve Anayasamızda ifadesini bulan eşitlik ilkesiyle bağdaştığını düşünüyor musunuz?

Kent YAŞAM

Editör: Haber Merkezi