CHP İBB ve Bahçelievler Meclis Üyesi Mehmet Berke Merter Kabataş-Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro Hattı çalışmaları dolayısıyla Beşiktaş’ta sürdürülen kazılar esnasında ortaya çıkarılan tarihi kalıntıların akibetini sorduğu yazılı önergesini İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eylül ayı meclis toplantısında meclise sundu.  CHP İBB Meclis Üyeleri Mehmet Berke Merter, Bülent Tatar, Hasan Tapan, Seyit Ali Aydoğmuş, Yunus Can ve Musa Keleş imzalı yazılı soru önergesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ulaşım politikalarının şehrin tarihsel değerlerini yok ettiği vurgulandı.

İstanbul ‘ben yaptım oldu’ anlayışıyla yönetilmemeli

İstanbul’un en önemli sorununun ulaşım sorunu olduğunun ancak ulaşım sorunun tek çözüm yolunun metro ve metrobüs olmadığı belirtilen önergede, ‘3 tarafı denizle çevrili İstanbul’da deniz yolu ile yolculuğun tüm yolculuklar içinde payının % 4’te kalması anlaşılamadığı gibi; bundan yaklaşık 10 sene önce kullanılmaya başlanan, tercihli yolu kullanan otobüs dışında herhangi bir özelliği olmayan, konforsuz ulaşımı ile binenin kendini şanslı saydığı oturarak seyahat edenin ise imkansızı başardığı, mizah dergilerinin 1 numaralı malzemesi haline gelmiş “metrobüs” sistemi ise iflas aşamasına gelmiştir. 23 senedir İstanbul’un Belediye Başkanları değişse de değişmeyen tek şey “ben yaptım oldu” zihniyetidir. Ulaşıma dair planlamalar yapılırken hemen her alanda olduğu gibi uzmanlarına danışılmadan yapılmakta, uğranılan başarısızlıkların sorumluları ise koltuklarında oturmaya devam etmektedirler.  Ulaşıma dair sorunları aşmak amacı ile uygulamaya konulan projelerden biri de metrodur. Nüfusu 15 milyonu aşmış bir metropolde elbette kimsenin metroya itirazı yoktur. Bizim itirazımız metronun yapım aşamasınadır’ denildi.

‘Beşiktaş İstanbul için tarihi bir öneme sahip’

İstanbul’da metro hatlarının yapım maliyetlerinin çok yüksek olması ve metro projelerini alan firmaların hep aynı firmalar olmasının dikkat çekici olduğu vurgulanan önergede, ‘Bunlar işin ekonomik boyutu olmakla birlikte, bu işin bir de kültürel boyutu da bulunmaktadır. İstanbul’da senelerdir sürdürülen metro kazılarının hemen hemen tümünde tarihi kalıntılar ile karşılaşılmıştır. Son olarak 17 Ağustos 2017 tarihli gazete manşetlerinde Beşiktaş’ta sürdürülen metro kazılarında şehir tarihi için son derece önemli kalıntılara ve bulgulara ulaşıldığı bilgisi ile karşılaşılmıştır. 16. yüzyılda Galata Kadılığına bağlı bir köy statüsünde olan Beşiktaş, 19. Yüzyıldan hızlı bir gelişimin içine girmiş ve günümüzde şehrin önemli ve merkezi noktalarından biri haline gelmiştir’ denilerek şu ifadelere yer verildi.

‘Beşiktaş çok eski bir yerleşim alanıdır’

İstanbul III Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun Beşiktaş’ta yapılacak çalışmalar öncesinde çalışma yapılacak alanı “Kentsel Sit Alanı” ilan etmesi ile Ocak 2016’da Müze denetiminde başlanan çalışmalarda ulaşılan sonuçlar hem Beşiktaş’ın hem de kentin tarihini değiştirecek seviyeye ulaşmıştır. Barbaros Bulvarı’nın girişinde sürmekte olan çalışmalarda öncelikle Erken Cumhuriyet ve 17-19. yüzyıl arası kalıntılarla karşılaşılan kazılar esnasında 2016 yılının en beklenmeyen buluntuları Bizans Dönemine ait buluntular olmuştur. Bugüne dek tarihi Osmanlı Döneminden başlatılan Beşiktaş’ta Bizans Döneminde de yerleşim olduğu bu vesile ile ortaya çıkarılmıştır.

‘Kazı sınırı genişletilmelidir’

2017’de sürdürülen çalışmalarda ise çok daha ilginç verilerle karşılaşılmış, Beşiktaş’ın tarihi değişmiştir. Kamuoyunun yoğun ilgi gösterdiği konu ile ilgili olarak uzmanların yaptıkları açıklamalarda henüz görüş birliği olmasa da semtin tarihi 4000 ila 6000 yıl kadar geriye gitmiştir. Konu ile ilgili kesin olan şey ise Beşiktaş’ta Prehistorik Döneme ait bir yerleşimin varlığıdır. Konu ile ilgili bilimsel tartışmalar sürmekle birlikte daha önce Küçükçekmece Yarımburgaz Mağarası, Yenikapı Marmaray Kazıları, Fikirtepe ve Pendik bölgelerinde rastlanan Prehistorik Dönem yerleşimlerine ilk kez İstanbul’un göz bebeği Boğaziçi hattında da rastlanılmıştır.  Bu alanda ele geçen iskeletlere, yuvarlak yapılara ve çanak çömleğe bakıldığında bu alanın  bir yerleşim ve defin alanı olarak kullanıldığı uzmanlarca dile getirilmektedir. Ancak kazı bölgesinin proje sınırı ile sınırlı kalması yeni verilere ulaşmayı imkansız hale getirmektedir.

‘Kazı alanında bulanan arkeologların sayısı arttırılmalı’

Toplam 1850 metrekare büyüklüğünde ki alanın 800 metrakaresi şu an için arkeologların denetiminde kazılmaktadır. Bilindiği gibi prehistorik kazılar çok daha fazla dikkat ve denetim isteyen kazılardır. Alanla ilgili olarak paylaşılan fotolarda yaklaşık 40 işçinin alanda çalıştığı gözlemlenirken, yine aynı fotolar da 2 ya da 3 arkeoloğun alanda görev yaptığı görülebilmektedir. Müzenin personel sayısının yetersiz olduğu göz önüne alındığında “serbest arkeolog” olarak tabir edilen sözleşmeli arkeologların projede görevlendirilmesinin kazıların selameti açısından uygun olacağı düşünülmektedir.

‘Ortaya çıkan kalıntılar sergilenmelidir’

Beşiktaş’ın, Boğaziçi’nin ve tabi ki İstanbul’un tarihi ile ilgili bilinen gerçekleri tümden değiştirecek bu gelişmelerin önemi dikkate alındığında kazı sınırlarının genişletilmesinin elzemliği ortaya çıkmaktadır. Kazıların seyrine göre Koruma Kurulu ve Müzenin onayı ile kalıntıların en azından bir kısmının korunarak sergilenmesi ya da aynı alanın arkeopark olarak düzenlenmesi hem kent tarihi hem de gelecek nesiller açısından son derece faydalı olacaktır.

‘Başkan Topbaş sürecin uzamasından rahatsız’

29.08.2017 tarihinde kazı alanını ziyaret eden Başkan Kadir Topbaş kısaca şu bilgileri vermiştir: Çalışmaların kalıntıların bulunduğu noktalarda titizlikle yürütüldüğünü söyleyerek arkeolojik kazıların maliyeti hakkında bilgi veren Başkan Topbaş, "Çalışmalarda istirhamımız bir an önce bu yıl sonuna kadar kazı işlemlerini bitirmek gerekiyor ki biz buradaki metro istasyonumuza girelim. Aksi takdirde bu uzar. Yıldız Bulvarı'na doğru girdiğimiz noktaya doğru dere yatağı olacağı için derinleşsek bile çok fazla bir şey çıkmaz diye tahmin ediyorum. Kazılar 2016 yılında başladı. Devam eden bir çalışma var. Takriben 10 milyonluk bir arkeolojik kazı maliyeti gelmiş durumda. Bu rakamı niye söylüyorum belediyeler, yerel yönetimler arkeolojik kazılara para yedirmezler, üzerinde fazla durmazlar ilgili bakanlığa aktarmaya çalışırlar. Tramvay deposu olduğunu raylardan görüyoruz. Bir katmanında 1910'lar gibi zannediyorum daha aşağıya indikçe de mezarlar bölgesine, bir iki noktasında Osmanlı döneminde açılmış derin kuyular var. Mezarların şekli ve şemali, tarihi bilim adamlarımız okuyor"

‘Ortaya çıkan bilimsel veriler önemsenmiyor’

Başkan Kadir Topbaş’ın açıklamalarına bakıldığında güdülen kaygının ortaya çıkan bilimsel veriler değil metro sürecinin uzaması ve maliyetin artması olduğu açıkça görülebilmekte, projenin gecikmesi halinde kamuoyunun önüne arkeoloji bilimi ve arkeologlar atılarak Yenikapı Marmaray kazılarında olduğu gibi proje için yanlış yer seçimi göz önünden kaçırılmak istenmektedir. Oysa Başkanın kazı çalışmalarına bizzat destek verdiği fotoğraflar basına yansımıştır. Başkanın kazı alanı ziyaretinde söyledikleri ile eylemleri karşılaştırıldığında, Başkanın derdinin işin gösteri kısmı olduğu dikkatli gözlerden kaçmamaktadır.Ayrıca Kabataş’ta sürdürülen metro çalışmaları esnasında da kalıntılara rastlanıldığı değişik çevreler tarafından ifade edilmesine rağmen kalıntıların akıbeti hakkında kamuoyu bilgilendirilmemiştir.

Önergede yanıtlanması istenilen sorular

Bütün bu bilgiler ışığında:Kabataş-Beşiktaş-Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro Hattı Güzergahı belirlenirken hangi kurumlara danışılmıştır?, Projenin toplam maliyeti ne kadar olacaktır?, Sürmekte olan arkeolojik kazılarla ilgili olarak takriben 10 milyon lira harcandığı bizzat Başkan Topbaş tarafından ifade edilmiştir. Süren kazı göz önüne alındığında bu maliyetin çok yüksek olduğu konunun uzmanları tarafından dile getirilmektedir. Kazının gider kalemleri nelerdir?, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal gücü ortada iken, Kalıntılar ile ilgili     karar alacak olan Koruma Kurulu’na Belediye tarafından baskı uygulanarak kalıntıların kaldırılması konusunda karar çıkartılmaya çalışıldığı iddiaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Alanda çalışan kamu görevlisi arkeolog ve sözleşmeli arkeolog sayısı kaçtır ve bu alanda sürdürülen çalışmalar için bu sayı yeterli midir?, Alanda çalışan arkeologlara proje müellifi firmalar tarafından baskı uygulandığı ve tehdit edildikleri iddiaları doğru mudur?, Yaklaşık 1850 metrekarelik alanın 800 metrekarelik kısmında arkeolojik çalışma yürütüldüğü bizzat Başkan Topbaş tarafından dile getirilmiştir. Bu alanın Büyükşehir Belediyesi tarafından terkedilerek istasyon alanının yeniden düzenlenmesi ve terkedilen alanın da arkeopark yapılması fikrine katılıyor musunuz?, Kazının proje sınırı ile sınırlı olması ulaşılan verilerin de sınırlı kalmasına neden olmaktadır. Bölgenin geçmişinin tam olarak anlaşılabilmesi amacıyla kazı sınırlarının metro inşaatı nedeniyle kapatılmış alan içinde genişletilerek sürdürülmesi fikri hakkında ne düşünüyorsunuz?, Kabataş’ta süren metro çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan Osmanlı Dönemine ait kalıntıların akıbeti ne olmuştur?,Yine Kabataş’ta metro çalışmaların yürütüldüğü ve kalıntıların çıktığı alanın yanı başında sürmekte olan “Martı Projesi”nde herhangi bir denetim söz konusu mudur?
 

Editör: Haber Merkezi