Nüfusu ve buna bağlı olarak kullanılan araç sayısının durmadan arttığı İstanbul’da ortaya çıkan otopark sorununa İstanbul genelinde 100.000 araç kapasiteli yer atlı otopark projeleri ve son olarak da Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda arsaları uygun olanların zemin altlarının otopark olarak kullanılması gündeme gelmişti. Hayata geçen ve geçirilecek olan bu projelerin insan sağlığı açısından olumsuz etkileri olduğunu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bu projeleri hayata geçirirken insan sağlığı faktörünü gözden geçirdiğini öne süren CHP İBB Meclis Üyesi Mehmet Berke Merter, İBB bu konuda yeterli bilimsel araştırmalar yaptı mı? diye sordu.

‘EN AZ GÜVENLİK KADAR ÖNEMLİ’

İBB CHP gurubu olarak okul altlarında yapılacak otoparkların çocukların güvenliğini tehdit edeceği gerekçesiyle, bu fikre ret oyu verdiklerini belirten Merter, meclis başkanlığına yazılı olarak sunduğu önergesinde, ‘Üstelik burada problem sadece güvenlikte değil, otoparka giren araçların yayacağı egzos gazı ve gürültüsü de en az güvenliği kadar önemlidir’ ifadelerini kullandı.


‘SINIFLARA KADAR GİRİYOR’

Merter, bilimsel araştırmaları da örnek vererek meclise sunduğu yazılı önergesinde ayrıca şu ifadelere yer verdi;

Yurtdışında bununla ilgili bilimsel çalışmalara baktığımızda; Prof. Dr. Axel Zenger'in araştırmasında, kapalı otoparklara giren ve çıkan araçlardan dolayı çevrede CO, NO2, Benzol ve Micro partiküler artış gösterdiğini tespit etmiştir.  Araştırmasında ayrıca kapalı otoparklara kısa süreliğine girip çıkan şahıslar için fazla bir risk bulunmadığını ama devamlı olarak kapalı otoparkta ya da civarında olanlar için sağlık tehdidi oluşabileceğini tespit etmiştir. Bu tespit okula eğitim görmek için gelen çocuğun, okulun alt katında bulunan otoparktan ne kadar etkileneceğini de ortaya koymaktadır. Yine ABD'de Maximilien Debia ve Marie-Claude Trachy-Bourget adındakı bilim insanları tarafından yapılan bir araştırmada da bir okulun katlı otoparkında oluşan egzoz emisyonlarının sınıflara kadar gidebildiği tespit edilmiştir.

‘GÖRMEZDEN GELEMEYİZ’

18.11.2017'de Birgün gazetesinde yayımlanan habere göre ülkemizdeki hava kirliliği konusunda bir sempozyumda basın konferansı yapan Türk Toraks Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Fuat Kalyoncu, “Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘görünmez katil’ olarak tanımladığı ve dünyada her yıl 7 milyondan fazla kişinin ölümüne yol açan bu sorunun ülkemizde de tanınmasını, duyulmasını ve bu sayede her an soluduğumuz zehirli havanın artık son bulmasını istiyoruz” dedi. Sayın Kalyoncu’nun bu haklı ve önemli ön görüsüne tüm yetkililerin imza atması gerekir.

‘HASTALIĞA YOL AÇIYOR’

Sempozyumun Eş Başkanı olan Doç. Dr. Haluk Çalışır, Türkiye’de ve dünyada en çok öldüren ve sağlığa en çok olumsuz etki yaratan kalp-damar hastalıklarının, inmenin ve solunum sistemi hastalıklarının hava kirliliği ile doğrudan ilişkili olduğunun altını çizdi. Doç. Dr. Çalışır konuşmasında, “Hava kirliliği; çocuklarda hiperreaktivite, dikkat eksikliği, bilişsel gerilik, akciğer fonksiyonlarında düşüklük; yetişkinlerde astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, akciğer dokusunun sertleşmesi olarak tanımlanan akciğer fibrozisi ile akciğerde ölümcül hasara neden olan damar pıhtılaşmasına yol açmaktadır. Ayrıca hava kirliliği özellikle çocuklar ve 65 yaş üstü nüfusta zatürre gelişimini 6 kat arttırmaktadır” demiştir. Sayın Çalışır’ın da bu uyarılarına dikkat çekmek gerekir.



‘ÇOCUKLAR ETKİLENİYOR’

Sempozyumun diğer Eş Başkanı olan Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Aykaç ise yaptığı açıklamada hava kirliliğine yol açan fosil yakıtlarının kullanılmasına bağlı olarak Türkiye’de 2.876 erken ölümün, 4.311 hastaneye yatışın ve yılda 3 milyar Avroyu aşan bir sağlık harcamasının gerçekleştiğine dikkat çekti. Yrd. Doç. Dr. Aykaç, sözlerini “İstanbul’da Esenyurtta yaşayan sağlıklı bir kişi geçtiğimiz bir yılda kirli hava nedeniyle 240 gram zehirli toz solumuştur." diyerek dikkat çekmiştir.TORAKAS Derneğin açıklaması da hava kirliliğinin İstanbul'da yaşayan insanlarımızı ve bilhassa çoçuklarımızı nasıl tehdit ettiğini bir daha kamuoyunun dikkatine sunmuştur. Bu durumda zaten temiz olmayan havamızı düşünürsek okulların altına otopark yaparak çoçuklarımızı daha da fazla riske atmak ne kadar doğrudur? diye düşünmek gerekir.

‘YEŞİL ALANLARA İHTİYAÇ VAR’


Aynı şey tabiki çoçuk oyun parkların ve yeşil alanların altındaki otoparklar için de geçerli. İstanbul'da zaten çok az olan yeşil alanları bu şekilde değersizleştirmeyelim. İstanbul'un şüphesiz daha fazla otopark alanlarına ihtiyacı var, ama bunu ucuza kaçarak, kurnaz yöntemlerle değil, şehircilik açısından bilimsel yöntemleri de kullanarak yapalım. Aynı zamanda da lütfen unutmayalım İstanbul'un en az otopark ihtiyacı kadar yeşil parklara ve temiz havaya da ihtiyacı var. Lütfen tekrar bir düşünün ve bu yanlıştan dönün, çoçuklarımızı hep beraber koruyalım.

SORULAR SORDU


Bu kapsamda sormak isteriz;İstanbul'da okulların altına yapılan ve yapılacak olan otoparklar çoçuklarımızın sağlığını tehdit ediyor olabilir mi? Bununla ilgili her hangi bilimsel çalışma yaptırdınız mı? Eğer yaptırmadıysanız çoçuklarımızın sağlığını korumak için bununla ilgili bilimsel araştırmalar yaptırmayı düşünüyor musunuz?

Fidan Uğur-Kent YAŞAM

Editör: Haber Merkezi