Mimarlar Odası Ateş Ünal Erzen’in 10 yıllık hizmet süresini değerlendirdi!

Bakırköy’de iki dönem belediye başkanlığı yapan ve mevcut yönetimin uygulamalarından duyduğu rahatsızlıktan dolayı yeniden aday olduğunu söyleyen Ateş Ünal Erzen, merkezi Bakırköy’de olan TMMOB Mimarlar Odası Trakya Büyükkent Bölge Temsilciliği’ni ziyaret ederek, karşılıklı fikir alış verişinde bulundu.

Toplantı havasında geçen ziyarette söz alan TMMOB Mimarlar Odası Trakya Büyükkent Bölge Temsilciliği Başkanı Mustafa Fazlıoğlu, Ateş Ünal Erzen’in görev aldığı 10 yılda yapılan hizmetleri sıraladı.

FAZLIOĞLU, 2004-2014 YILLARI ARASINDA VERİLEN HİZMETLERİ SIRALADI

Bakırköy’e 2004 yılında CHP’li aday olarak gelen ve 2 dönem belediye başkanlığı yapan Ateş Ünal Erzen’in, 2014 yılına kadar olan hizmet sürecini incelediklerinde elde ettikleri verileri katılımcılara aktaran TMMOB Mimarlar Odası Trakya Büyükkent Bölge Temsilciliği Başkanı Mustafa Fazlıoğlu;

“Görev süresince yaptıklarını incelediğimizde, Bakırköy’de kültür ve sanat konusunda çok ciddi çalışmalar yapıldığını görüyoruz. Yeşilköy'de 2. grup tescilli tarihi bina kalıntıları üzerinde aslına uygun olarak inşa ettirilen Bakırköy Sanat Evi ve Kent Müzesi’nin de, Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nin de Ateş Başkan döneminde açılmıştır. Yaklaşık 100 bin metrekarelik alana sahip Botanik Park, hem ilçemize, hem de İstanbul halkına kazandırdığı kamusal alanlardan biridir. Yine kendi döneminde hayata geçirilen ve yerel yönetimlerde örnek teşkil eden Bak-kart ve Destek Kart uygulamasının başarısını hepimiz biliyoruz ki; 2014 seçimlerinde aday olduğum Zeytinburnu için de bizzat inceleyerek ZeyKart olarak bende projelendirmiştim. Sağlık alanında 10 yılda çok ciddi çalışmalar olduğunu, teşhis, tedavi, görüntüleme merkezleri, halk eczanesi, ağız ve diş sağlığı ile ilgili Osmaniye’de bir merkez kurduğunu, eğitim alanında ciddi çalışmalar yaparak öğrencileri ücretsiz olarak üniversiteye hazırladıklarını görüyoruz. Son dönemde yaptığı Yaşlılar yurdu ve Nikah Salonu’da hepimizin bilgisi dahilidedir. Engelli yurttaşlarımızla ilgili yine ciddi çalışmalar yapıldığını görüyoruz. Son dönemde mücadele anlamında Bakırköy’e damgasını vuran Yaşam Köyü’nün yine başkan döneminde yenilenerek düzenlendiğini de görüyoruz. Yaz okullarını, spor kulüplerine verdiği desteği, hayvan bakım ve rehabilitasyon hizmetlerini görüyoruz. Ataköy’de ki parseller arasında kalan yeşil alanların satılmasına ilişkin sayın başkanın kamu adına satın alıp yeşil alan olarak kalması için verdiği mücadeleyi biliyorum. Meslek Odası olarak, zaman zaman birlikte çalışma fırsatı da bulduk. Yapılan hizmetler olarak eksiğim var mı bilmiyorum ama varsa kendisinin de tamamlamasını isteyeceğiz”

Meslek Odası olarak yerel yönetimlerden beklentilerini de dile getiren Fazlıoğlu;

“Bakırköy de ciddi sorunlarımız var. Deprem gerçeği ile ilgili yapı stokumuzun kötü olmasından dolayı çözümlenmesi gereken acil bir kentsel dönüşüm sorunumuz var. Trafiğimiz ciddi bir sorun. Artık güvenlik sorunumuzda var ve bunun yanında tabii ki istihdam sorunu da var”

Sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamak istediklerini belirterek konuşmasını sürdüren Mustafa Fazlıoğlu,  bu anlamda yerel yöneticilere büyük sorumluluklar düştüğünü, Mimarlar Odası olarak her seçim döneminde olduğu gibi yerel yönetimlerden beklentilerini bir argüman haline getirip yakın zamanda yayınlayacaklarını söyledi.

Mimarlar Odası olarak, Bakırköy Kent Savunması ile birlikte, önermelerle ilgili yönetimsel taleplerin ele alındığı bir çalışmayı da tamamladıklarını ifade ederek konuşmasını sürdüren Fazlıoğlu, bu çalışmayı da kamuoyu ile paylaşacaklarını belirtti.

Fazlıoğlu konuşmasına şöyle devam etti;

“Bizler toplumcu, halkçı, kamucu bir yönetim anlayışının Bakırköy’ü yönetmeye talip olmasını ve yönetmesini istiyoruz. Ateş Başkanın görev aldığı on yılına bakınca, toplumcu, kamucu ve dayanışmacı yönünün olduğunu da rahatlıkla söyleyebilirim. Bizler şeffaf, katılımcı, hesap verebilir bir yönetim anlayışı ile birlikte, karar alma süreçlerine toplumun tüm kesiminin dahil edilmesini öneriyor, kamucu anlayışın pekişerek daha da başarılı olacağına inanıyoruz. Büyük yatırım projelerinde, meslek odalarının, sivil toplum kuruluşlarının ve ilgili kesimlerin de fikirlerini alarak ortaklaşa karar verilmesini istiyoruz. Kent Konseyi’nin Kadıköy örneğinde olduğu gibi özerk bir yapı haline gelmesini istiyoruz. Mahallelerde kadın, genç ve çocuk meclislerinin olabileceğini, muhtarların, sivil toplum kuruluşları ve derneklerin temsilcileriyle birlikte mahallenin sorunlarının tartışılabileceğini, belediye ile bir araya gelerek sorunlarını konuşabileceğini, ‘Halk Meclisleri’nin de önümüzdeki dönemde hayata geçirilebileceğini düşünüyoruz. Hatta meclis toplantılarının mahallelerde olması gerektiği konusunda da ön görülerimiz var. Deniz kenti olan ilçemiz, sahille buluşsun istiyoruz. Bakırköy kültür ve barış kenti olsun istiyoruz. Bakırköy’ü Bakırköylü kadrolar yönetsin istiyoruz. Yağma ve kuşatma altında olan Bakırköy’ümüzü yönetecek belediye yöneticilerinin, halkı, sivil toplum kuruluşları, dernekleri ve meslek odalarıyla birlikte dayanışma içinde olması gerektiğini düşünüyor, birlikte mücadele etmesini istiyoruz”  diyerek, sözü İYİ Parti Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’e bıraktı.

YAPTIKLARINI VE YAPMAK İSTEDİKLERİNİ ANLATTI

Yaptıklarını ve yapmayı planladıklarını anlatan Mimarlar Odası Başkanı Mustafa Fazlıoğlu’na teşekkür ederek konuşmasına başlayan Erzen, “10 yıllık hizmet dönemimde yapılanlar için iddia edeceğim tek şey, Bakırköy’de yapılan tüm hizmetler, Türkiye’nin hiçbir il ve ilçesinde bütün olarak yoktur. Aday olmamdaki en büyük etkende dönemimde yaptıklarımın çoğunun ne yazık ki şimdilerde yok olmasıdır” dedi.

Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nin en büyük hayali olduğunu ve hayalini gerçekleştirmenin mutluluğu ile çağdaş Bakırköy’ü çocuklardan ve gençlerden başlayarak çok farklı noktalara götürmek istediğini ifade eden Ateş Ünal Erzen konuşmasına şöyle devam etti.

LEYLA GENCER, KAPATILAN AKM’NİN TEK ALTERNATİFİYDİ!

“Leyla Gencer, akustiği ve döner sahnesi ile Türkiye’de tektir. Kapatılan AKM’ye alternatif olarak hayal etmiştim. İçerideki gösteriler dışarıdan da izlensin diye bahçe bölümüne bakan kısma kocaman bir sahne koymuştuk. Amacım ciddi operalar, klasik konserler ve balelerle, dünyaya Bakırköy’ü konuşturmaktı. Elşad Bagirov’un şefliğini yaptığı oda orkestramız da vardı. Sonraki hedefim Filarmoni Orkestrası kurarak bir ilke daha imza atmaktı. Tüm alt yapısını da hazırlamıştık. Bale yapılması için sahneye serilmesi gereken özel bir döşemenin siparişini de vermiştik, sonrasında ne oldu onu da bilmiyorum. Leyla Gencer’in üst katında dünyada hiçbir opera binasında olmayan bir uygulama olarak, anne babalar gösteri izlemeye geldiği zaman çocuklarını gönül rahatlığı ile bırakabilecekleri bir kreş açmıştık. Ne yazık ki açılışını yaptığımız e Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi amacına uygun kullanıldı, ne de açtığımız kreş yapılan emeğe bile saygı duyulmadan yeniymiş ve bir ilkmiş gibi yeniden açıldı”

BOTANİK PARK’TA ÇİMLERE BASMAK SERBESTTİ!

“Botanik Park ise yaklaşık 100 bin metrekare alana sahip ve açılışı gezi olaylarının yaşandığı döneme denk gelmişti. Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı açılış konuşmamda, ’burada çimenlere basamak serbest, kimse size gaz bombası atamayacak’ diye özellikle gençlere seslenmiş, doğal yaşam alanı olarak özellikle gençlerin ve çocukların kullanacağı bir yer hayal etmiştim. Kılıçdaroğlu’da buranın imara açılması karşısında elde edilecek gelire karşılık benim halka açmamdan gururla bahsetmiş ama beni bir daha aday yapmamıştı. Doğal bitki örtüsü, göleti ve çocuk oyun parklarıyla, alanın içinde müzik aletleri çalan çocukların mesken tutacağı bir park hayal etmiştim. Ama önümüzde vakit var ve bunları da yapacağıma söz veriyorum”

KREŞLER VE KIZ YURDU DA ÜCRETSİZDİ

“Türkan Saylan Kız Öğrenci Misafirhanesi yaptık ve öğrencilere ücretsiz hizmet verdik. Çamaşırhaneleri, etüt odaları, bilgisayar odaları tas tamam, üç öğün yemeklerine kadar da ücretsizdi. Böylece çocuklarımızı fetö yurtlarından da koruyabiliyorduk”

“Yönetime geldiğimde belediye çalışanlarının çocukları için 2 kreşi vardı. Bu sayıyı 7’ye çıkardık. Kadının ekonomiye katkısı ve özgürlüğü için, aldığı maaşı bakıcıya vermeden, belediye hizmeti olarak ücretsiz hizmet verdiğimiz kreşlerimize,  annelerimiz çocuklarını gönül rahatlığı ile bırakabiliyorlardı. Kreşlerimizin özelliği, engelli ve engelsizler hep birlikte karma eğitim almalarıydı. Bazı kreşlerin adını değiştirerek yeniden açtık dediler, sonra ücretli yaptılar, uzman öğretmenlerin işine de son verdiler”

HAYVAN PANSİYONU SÖZÜ VERDİ

 “Göreve geldiğimizde, Osmaniye de küçük ve yetersiz bir barınak vardı. Ataköy’e taşıyarak acil müdahale ve kısırlaştırmanın da yapıldığı bir tesis yaptık ama şimdilerde hayvan severlerin şikayetleri ortada. Yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır. Tüm canlar için yaşam hakkını eşit ölçüde savunan biri olarak, barınağın durumunu, bıraktığımdan çok daha öteye götüreceğimi taahhüt ediyor, bir de hayvan pansiyonu sözü veriyorum”

BAKGEM GENÇLERİMİZİN HAYALLERİNİN GERÇEKLEŞTİĞİ YERDİ

“Belediyemiz tarafından dershaneye gitme olanağı bulamayan öğrenciler için hizmete sunduğumuz BAKGEM (Bakırköy Gençlik Eğitim Merkezi) gençlerimizin “Hayallerimizin gerçekleştiği adres” dediği, özel dershanelerle yarışan bir hale gelmişti. Dershanemizde Türkiye’de olmayan bir şeyi de yapmış, işitme engelli öğrencilerimiz için de bir sınıf açmıştık. Şimdilerde tek katlı bir binaya taşındı ve kaç çocuk eğitim alıyor, başarı sayısı nedir hiçbir şey bilinmiyor”

SAĞLIKTA BAKIRKÖY BİR NUMARAYDI

“Sağlıkta devrim yarattık. Bak-kart aracılığı ile her eve bir ambulans getirdik. Bak-kartlı vatandaş telefon ettiği anda 7-8 dakika içinde ambulans bulunduğu yere geliyordu. Sistemi kurmuş, şirketlerle anlaşmamızı o şeklide yapmıştık. Protokol gereği 7-8 dakika da ambulans gitmezse cezaya tabiydi. Bak-kart sahibi vatandaş Türkiye’nin öteki ucundaki köyüne de gitse sistem aynı şekilde anlaşmalı şirket tarafından yönlendirme yapıyordu. Şimdi o protokol yok ve ambulans hizmeti de kaldırıldı”

“İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza verdiğimiz Destek Bak-kart’a aylık 300 tl yüklüyor, vatandaş da istediği yerden gıda ve hijyen malzemesini normal kredi kartı gibi kullanabiliyordu. Kredi kartından farkı olmadığı için de vatandaşın alış veriş yaparken yüzü kızarmıyor, ülkenin neresine giderse kullanabiliyor, kimseye de mahcup olmadan gittiği yerde ihtiyacını karşılayabiliyordu”

31 MART, BAKIRKÖY’ÜN BEKA SORUNUNU ÇÖZECEĞİ GÜNDÜR

Aklına gelen öncelikli hizmetlerin bu gün ki durumundan duyduğu üzüntü derinden yaşadığını ifade eden Ünal Erzen, “10 yıllık başkanlığımda, profesyonel bir yönetici olarak bir iz bırakmak istemiştim. Miras olarak bıraktığın şeyin, yok olmasını görmek insanı kahrediyor. Çoğu geceler bunları düşünmekten uyuyamazdım. Benim asıl aday olmamın nedeni budur” dedi.

31 Mart’ın Bakırköy için beka sorununu çözeceği gün olduğunun altını çizerek devam eden Ünal Erzen,  Yaşam Köyü için mücadele eden Bakırköylülere, Huzur Evi için de büyük çaba harcayan Ak Partili Meclis Üyesi İbrahim Keleş’e teşekkür etti.

HUZUR EVİ’NE VAHİDE SULTAN HUZUR EVİ TABELASI ASILMIŞ!

Yeşilköy’de de yapımı biten ve yeni döneme devir edilen Bakyaşam Huzur Evi’nin yapıldığı araziyi, Milli Emlak’tan huzur evi yapma şartı ile aldıklarını, şehrin göbeğinde 108 odalı, terapi merkezli, havuzlu, sinema ve yemek salonları ile 5 yıldızlı hastane konseptinde yatağı yorganı serili olarak yeni döneme devir ettikleri Bakyaşam Huzur Evi’nin, şimdilerde yabancı uyruklu bir şirkete verildiğini duyduğunu söyledi. Huzurevi’nin tahsis belgesinde, ‘3. kişilere verilemez’ ibaresi olduğunu ve bu şartı kaldırmak için, yeni yönetimin tahsisli yeri milli emlağa geri vererek, bu kez kiralama yoluna gittiklerini ve böylece ‘3. Kişilere verilemez’ şartının da kaldırıldığını üzülerek öğrendiğini ifade etti.  Geçtiğimiz günlerde huzur evi binasına ‘Vahide Sultan Huzur Evi’ tabelası asıldığını gördüğünü, nasıl ve ne şekilde verildiğini anlayamadığını, 68 kişi kapasiteli Şefkat Huzur Evi’ndeki yaşlıların oraya nakil edilip edilmeyeceğiyle ilgili bir anlaşmanın yapılıp yapılmadığını da bilmediklerini söyledi.

HUZUR EVİNİ SORGULAYAN TEK MECLİS ÜYESİ İBRAHİM KELEŞ

Yapımı bitmiş huzur evinin 4, 5 yıldır neden atıl durumda olduğunu sorgulayan ve sağlıklı bir şekilde hizmete açılması için canla başla çalışan İbrahim Keleş isimli Ak Partili meclis üyesinin de, meclis listede 9. sıraya konulmasını eleştiren Ünal Erzen, “Bakırköy’de kamu yararına çalıştığı için mecliste seçilmesi zor bir yere yazıldı. Bana göre siyasi parti fark etmeksizin toplum yararını önceliği sayan her siyasetçinin yaşadığı sonu yaşıyor ki, İbrahim Keleş’te son sıralara konuldu” dedi.

ADAY ADAYLARINDAN BİRİ ADAY OLSADI, ADAY OLARAK ÇIKMAYACAKTIM

Adaylığının çok geç açılanmasının sebebini de açıklayan İYİ Parti Bakırköy Belediye Başkan Adayı Ateş Ünal Erzen, “CHP’den aday adayı olan diğer arkadaşlarıma da söylediğim gibi, onlardan biri aday olarak gösterilmiş olsaydı ben aday olmayacaktım. Kerimoğlu aday olmasaydı, Bakırköy’de de ittifak olmanın yolu açılmış olacaktı. CHP’nin gerçek tüzel kişiliğinden doğan biri gelsin, Bülent Kerimoğlu gitsin beklemesiydi anlayacağınız. Adaylığımın geç açıklanmasının nedeni de, ittifak olmamasının nedeni de mevcut belediye başkanıdır. İBB Adayımız Ekrem İmamoğlu’dur. Bizim yerel yönetimde sorunumuz var ve şimdi bizim bu zihniyetten kurtulmamız lazım”

BORÇSUZ BİR BELEDİYE BIRAKTIM

Bu güne kadar tutamayacağı sözü vermediğini, verdiği tüm sözleri de yerine getirdiğini ifade ederek konuşmasını sürdüren Erzen, “Söylediğim her şey taahhüdümdür.” diyerek, Bakırköy Belediyesi’ni 130 milyon borçla devraldıklarını, 236 milyon borçla da devrettiklerini belirterek, belediyenin kesin hesaplarında da bunun kayıtlı olduğunu söyledi. Başkanlık yaptığı dönemde Osmaniye Mahallesi’ndeki 22 dönüm araziyi davalar aça aça belediyeye kazandırdıklarını ve yeni dönemde bu arazinin metro çalışmaları kapsamında 220 milyon liraya kamulaştırıldığını, dolayısı ile borçsuz bir belediye bıraktığını belirten Ünal Erzen, kamulaştırılan bu arazinin parasının ne olduğuyla ilgili de bir bilginin olmadığını söyledi. Şimdilerde söz konusu borcun akıl almaz boyutta olduğunun iddia edildiğini ve 800’lere varan meblağlar telaffuz edildiğini söyledi.

KENTSEL TASARIM ATÖLYESİ

Bakırköy’de öncelikle bir Kentsel Tasarım Atölyesi kuracağını, üniversitelerde mimarlık okuyan öğrencilerin uzmanlarla birlikte kuracakları atölyede geleceklerine yatırım yapacaklarını ve yakın tarihte kalkacağı söylenen havaalanı ile ilgili hükümetin karşısına geleceğin mirasçılarının yaptığı tasarımları koyacaklarını belirten Ateş Ünal Erzen’in, projesinden mutluluk duyduğunu belirten toplantıya katılan genç mimarlar, çok sayıda öğrencinin staj, danışmanlık ve proje ödevleri için mimarlar odasına geldiğini, böyle bir atölye çalışmasında kendilerinin de destek verebileceğini söyledi.

TEKNOLOJİ TASARIM VE YAZILIM ATÖLYESİ

Yine gençler ve çocuklar için Teknoloji Tasarım ve Yazılım Atölyesi açacağını, tüm teknikleri sunarak geleceğin yazılımcılarının yetişmesinin önünü açacaklarını söyleyen Ünal Erzen, “Atölyelerimizde eğitim görecek çocuklarımıza şimdiden söz veriyorum. Onlara yaz tatillerinde Google’den, Apple’den staj imkânı sağlayacağım. Neden Atatürkçü bir çocuğumuz Google sistemi kurmasın. Neden yazılım mühendisliği gelişmesin. Biz çocuklarımızı böyle eğitirsek, ülkemizin gelecek yüz yıl sonrasından endişemiz de duymayız. Geleceğe dönüş olarak yola çıktım” dedi.

HER MAHALLEYE BİR MECLİS

Belediye Başkanı’nın her  gün mahallelerde olmasının imkansız olduğunu veher sokaktan haberdar olamayacağını da sözlerine ekleyen Ünal Erzen, 15 mahallede meclis binası kuracağını ve bir meclis üyesini de görevlendirerek, muhtarlarının da içinde olduğu, sivil toplum kuruluşları, dernekler ve halkında içinde olduğu danışa kurulları oluşturacağını ifade etti.

SAHİLLERDEKİ YAPILAŞMADAN DA BAHSETTİ

Son olarak Bakırköy sahillerindeki yapılaşmayla ilgili soruya da cevap veren Ateş Ünal Erzen, “Evet sahillerdeki yapılaşma bizim zamanımızda başladı. Engel olunamadı, olunamazdı da” diyerek, yaşanan süreci anlattı. İlçe belediyelerinin 5 binlik planlara karışamadığını, ancak binlik planlara karışabildiklerini bir kez daha hatırlatarak, yaklaşık 280 bin metrekarelik alanın söz konusu olduğunu belirti.

7 NOLU KORUMA KURULU PROJEYE ONAY VERMESİ İÇİN KURULDU

“İlk yapılaşma 60’lı yıllarda Ataköy Plajı olarak başlamış, 83-84 yıllarında Galeria ile devam etmiştir. Sonra Demir Otel ile devam etmiş, karavan kamping kaldırılmış ve Cem Otelleri şeklinde bir yapılaşma devam etmiş. Burası zamanla Emlak Bankası’ndan TOKİ’ye geçti, Demir ve Cem Otelleri’nin yanı sıra alandaki benzin istasyonu da yıkıldı. Yıkımların ardından Galeria’dan başlayarak Hava Harp Okulu’na kadar giden yaklaşık 280 bin metrekare bir alan ortaya çıktı. Toki burayı 5 parsel haline getirmek istedi. Buraların lejantından yeşil alan yazmıyordu. Alanın 5 parsel haline getirilmesine de itiraz ettik. Anıtlar kuruluna da itirazlarımızı yaptık ve sonunda kurul bizi haklı buldu. Parselasyonlar böylece iptal edildi. İstanbul’da 6 tane anıtlar kurulu vardır. Bizi haklı bulan anıtlar kuruluna ek olarak sahildeki yapılaşmanın önünü açmak için 7. anıtlar kurulu açıldı ve Toki 7. Anıtlar Kurulu’na itiraz etti. Bu kurul sadece bu projeye onay vermek için kuruldu ve sonrasında da kapatıldı. Bu yeni kurul bizi haksız buldu ve parselasyonu yeniden kabul etti. Bakırköy Belediyesi olarak hem binlik hem de 5 binlik plan ve projelerin tamamını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ ile birlikte yaptı”

PLANLAR 84’TE YAPILMIŞ

 “Danıştaya plan itirazımızı da yaptık. Cevap olarak; alanın planları 1984’te yapılmış, 89’da tadil edilmiş. 94 ve 99’da aynı lejantlarla tadil yenilenmiş. Danıştay bizim itirazımızı mahkemeye bile taşımadı. 1999 ile 2010 yılları arasında geçen süre, zaman aşımına girdiği için itirazlarımızı dikkate bile almadılar”

YENİ TADİL PROJELERİNE MÜSAADE EDİLMİŞ

“Planlamada sahilde 50 mt sahil şeridi ve sahile inen 11 tane de yol vardı. Bizden sonra belediyenin yeni tadil projelerine müsaade ettiği Hayat Regency C Blok’tan da anlaşılıyor. Sahil şeridi de 50’den 30’a inmiş. Kemalettin Doğan isimli vatandaşın yürütmeyi durdurma davası açtığını ve belediyenin yürütmeyi durdurma kararına itiraz ettiği de belgelidir. Şimdi de yıkım kararı çıktı hep birlikte bekleyip göreceğiz”

BELEDİYE KASASINA 50 MİLYON GİRDİ

“Bakırköy sahili 16 kilometredir. 1 metresi dahi belediye ye ait değildir. Bize sadece projeyi kontrol edip ruhsat vermek kalır. Söz konusu sahil için yeni bir kurul açarak bizi devre dışı bıraktılar ve hukuki olarak yapacak hiçbir şeyimiz kalmamıştı. Ruhsatı biz vermezsek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı zaten veriyordu. Buradan da belediye kasasına yaklaşık 50 milyon ruhsat parası girmişti”

Sahildeki son durumla ilgili yasal sürecin şimdilerde ne olduğunu bilmediğini söyleyen Erzen, Mimarlar Odası'na konuyla ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür etti.

Selvi Sarıtaç / Kent Yaşam

   

Editör: Haber Merkezi