Cumhuriyet Halk Partisi Bayrampaşa İlçe Başkanlığı, referandumla ilgili yürüttüğü ‘hayır’ kampanyası kapsamında, Yıldırım Mahallesi’nde bir toplantı düzenledi. Devlet eski Bakanı Mehmet Sevigen, katılımın yoğun olduğu toplantıya konuşmacı olarak katılarak, 16 Nisan’da gerçekleşecek referandumda neden ‘Hayır’ denilmesi gerektiğini anlattı. Sevigen’den önce söz alan CHP Bayrampaşa İlçe Başkanı Hasan Mutlu, toplantıya katılanları selamlayan kısa bir teşekkür konuşması yaptı.

‘KARARSIZLARI İKNA ETMELİYİZ’

OHAL ortamında referanduma gidilmesi nedeniyle insanlar üzerinde bir baskı olduğunu ve çoğu insanın referandumda ‘Hayır’ oyu kullanacağını ancak korkudan bunu dile getiremediklerini belirten Devlet eski Bakanı Mehmet Sevigen, “Türkiye’de ‘Hayır’ın çıkmasını isteyen buna inananlar burada. ‘Evet’i veya ‘Hayır’ı savunan insanlar arasında hiçbir zaman ayırım olsun istemeyiz. İnsanlarımız ‘Evet’ diyorsa ‘Hayır’ demeye biz ikna edememişiz. Önce biz inanacağız, sonra kapı kapı dolaşıp neden ‘Hayır’ dememiz gerektiğini anlatacağız. İnsanlarımızın yüzde yirmisi kararsız. Onlar kararsız değil bana göre, ‘Hayır’ diyecek ama, korkmuş, sinmiş insanlar. İnsanlar üzerinde büyük bir baskı var. Dün birini Kasımpaşa’da almışlar ‘Neden hayırlı olsun diyorsun?’ diye sorgulamışlar. İnsanlar duygularını çok dile getiremiyorlar. Bu bakımdan hem o insanlara cesaret vermek, hem de o insanların kendi kararlarını yönlendirmek için elimizden geleni yapmalıyız” diye konuştu. 



‘VATANDAŞ VEKİLİNİ SEÇEMEYECEK’

Asıl sorunun yasama, yargı ve yürütme konularındaki tüm yetkilerin tek adama verilmesi olduğunu belirten Sevigen, “Bugün seçtiğiniz milletvekiline dokunabiliyor, sokağınızda yaşanan herhangi bir sorunu bile aktarıp konuyla ilgili bakana ulaştırabiliyorsunuz. Ancak ‘Evet’ çıkması durumunda artık bunu yapmak imkansız olacak. Milletvekili bugün size karşı sorumluluğundan dolayı yaptığı her şeyin hesabını vermek zorunda. Ancak başkanlık sisteminde hesap sorma hakkınız ortadan kalkacak. Çünkü milletvekilini siz değil tek kişi belirleyecek. Artık içimizden biri çıkıp milletvekili olamayacak. Vatandaş kendi vekilini seçemeyecek. Azerbeycan örneğinde ki gibi Başkan sabah kalktı ve ‘eşim vekilimdir’ dedi. Kimse bir şey diyebildi mi? Hayır. İşte bu yüzden ‘Hayır’ diyeceğiz” dedi. 

‘PARLAMENTER SİSTEME SAHİP ÇIKMALIYIZ’

Parlamenter sistemin neden gerekli olduğunu geçmişte yaşanan 1 Mart tezkeresi örneğiyle açıklayan Sevigen, “Eğer 1 Mart tezkeresi o dönemki siyasi partilerin milletvekilleri tarafından kabul edilmiş olsaydı, Türkiye işgal edilmiş olacaktı. Hep beraber toplandık ve ülkemizi işgal edilmekten kurtardık. İşte bu yüzden bu sistem devam etmeli. Çünkü bir adamı kandırmak kolay ama ortak aklı kandırmak kolay değil. Bu meclis 15 Temmuz kalkışmasını da geri püskürtmüş bir meclistir. Bunu hiç kimse unutmamalıdır. Bu sistem gelirse o meclis tamamen değişecek. Milletvekilleri yüksek maaş alan bürokratlardan öteye geçemeyecek. Bu sistem geçerse benim atadığım adam benim sözümden çıkabilir mi?” diye sordu. 

‘BU SİSTEMDE BAŞKAN YARGILANAMAZ’
Amerika’daki başkanlık sisteminde yargının çok güçlü bir şekilde etkili olduğunu belirten Sevigen, “Amerika’da da başkanlık sistemi var. Müslümanlarla ilgili bir karar alındı. Bir yargıç çıktı bunu engelledi. Yargı olmadığı zaman hepimiz mahvoluruz. Eğer bu sistem geçerse bütün yargıçları tek kişi atayacak. Peki yargı bu şekilde bağımsız kalabilir mi? Kalamaz. Bu sistemde başkan ve bakanların yargılanması mümkün değil’ diye konuştu. 



‘CUMHURBAŞKANI HERKESİ TEMSİL ETMELİ’

Cumhurbaşkanı’nın herkesi temsil eden kişi olması gerektiğini belirten Sevigen, “Geçmişte karşı olduğumuz partili siyasetçiler gün geldi partilerini bırakıp Cumhurbaşkanı seçildiler. Seçildikten sonra ülkemizin Cumhurbaşkanı olması dileğiyle saygıda kusur etmedik. Şimdi partili Cumhurbaşkanı diyorlar. Partili Cumhurbaşkanı olursa sadece kendi partinin Cumhurbaşkanı olursun. Peki senin partine gönül vermeyenlerin Cumhurbaşkanı olmayacak mı? Özal, geçmişte başkanlık sistemini düşündü. Ancak toplumun ikiye bölüneceği endişesiyle bu sevdadan vazgeçti. Şimdi aynı şeyi tekrar milletin karşısına koydular. Asıl başkanlık sistemi hayat geçerse toplum ikiye bölünecek. Olacaksa hepimizin Cumhurbaşkanı olmalı. İnsanların bölünmesine izin veremeyiz. Bizim de Cumhurbaşkanımız ol. Bizim ulaşabileceğimiz bir Cumhurbaşkanı ol. Devlet kuran bir partiyiz biz. ‘Yok ben partili Cumhurbaşkanı olacağım’ ısrarı neden?’ diye sordu. 

‘HAYIR HAYIR HAYIR DİYECEĞİZ’

Partili Cumhurbaşkanı olması halinde parti devletinin de peşi sıra hayata geçeceğini belirten Sevigen, “Parti devleti olacağız. Yarısı burada yarısı burada. Farz edelim iki oy farkla ‘Evet’ çıktı. Ne olur? Diğerlerini dışlayacak mıyız? Bunun için partili Cumhurbaşkanı bu işin en tehlikeli tarafıdır. İnanın valiyi kimse takmaz. Benim partim, genel başkanım Cumhurbaşkanı. Vali ulaşamıyor ama ilçe başkanı ulaşıyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Çünkü bizim doğmamış çocuklarımıza, torunlarımıza karşı sorumluluklarımız var. Sırtında mermi taşıyanlara, Kara Fatmalara. Bu görevde durmadan çalışacağız. Biz laik demokratik sistemi anlatarak, parlamenter sistemin güzelliklerini anlatarak tek kişilik anayasaya ‘hayır hayır hayır’ diyeceğiz” ifadelerini kullandı. 



‘İNANACAĞIZ VE ÇALIŞACAĞIZ’

Toplantıya katılan partililere özellikle ‘Hayır’ı izah ederken nelere dikkat etmeleri gerektiğini de anlatan Sevigen, “Dikleşmeyeceğiz ama dik duracağız. Alçak gönüllü olacağız. Bu iş pankartlarla olmaz. Bu iş yürek ve inançla olacak. İnanacağız ve çalışacağız. Kapı kapı, ev ev dolaşacağız. Allah’ın izniyle ‘Hayır’ çıkacak. Bunu hep birlikte başaracağız. El ele verirsek, ön seçimleri koyacağız, barajları kaldıracağız. 11 milyon oyumuz var. İki kişi bir kişiyi etkilerse inanıyorum ki yüzde 65 ‘Hayır’ çıkacak. İnsanlarımız çalışıyor, dernekler, vakıflar çalışıyor. Partimiz bu işin öncülüğünü yapıyor. Bu inanç ve azimle çalışmalarımızı kesintiye uğratmadan sürdürmeliyiz” dedi. FİDAN UĞUR-KEN

Editör: Haber Merkezi