Mevcut iktidara muhalif olan herkesin “Terörist” olarak isimlendirildiğini öne süren HDP Bakırköy Eş Başkanı Hacı Ugis, “Biz kapitalizme, gericiliğe, sisteme ve dolayısı ile mevcut iktidara muhalifiz” diyerek düşüncelerini paylaştı.

Oğuz devlet yapısı ile bir yere varılmayacağını, demokratik ulus ve antikapitalist cumhuriyet anlayışı ile yol alınabileceğine inandıklarını söyleyen Hacı Ugis, HDP’nin Türkiye’de 3. Parti konumunda olduğunu ve yok sayıldığını ifade ederek konuşmasını sürdürdü.   

TÜRKİYE’DE HERŞEY TALİMATLA YAPILIYOR

Türkiye’de her şeyin talimatla yapıldığını oysa İsveç’te on farklı ana dilde eğitim yapıldığını, onlarca halkın da sorunsuzca bir arada yaşadığını Ugis, yaklaşık 200 bin kişinin yaşadığı İsviçre’de bir Türk okulu olduğunu hatırlattı.

Türkiye’nin laik bir ülke olduğuna inanmadığını da dile getirerek, “Sadece kuran okuyarak, cami yaptırarak dindar olunmaz. Dindar olmak için ayrıca bir şey yapmaya da gerek yoktur. Herkesin dini kendinedir” diyerek devam etti.

İBB, HALKIN BİR ARAYA GELMESİNDEN DOLAYI KAZANILMIŞTIR

İlçe siyasetiyle ilgili kendilerine verilen desteğin farkında olduklarını ama toplum üzerinde oluşan yanlış algıdan dolayı insanlarda zaman zaman tedirginlik hissettiklerini de söyleyen Ugis, bu algının toplum geneline yayılmaya çalışıldığını, İBB’de de aynı şeyin söz konusu olduğunu, AK Parti’nin “Biz ne yaparsak yapalım, İBB’yi alırız” düşüncesini yıkanında aslında bu algının düşmesinden kaynaklandığını söyledi. Ugis, “Halkın bir araya gelirse yapamayacağı hiçbir şey olmadığına kanıt İBB’nin kazanılmasıdır” dedi.

İttifakın bir parçası olmadan, öz iradesi ve belirleyici kitlesi ile HDP için kimin kazanacağının değil, kimin kaybedeceğinin çok daha önemli olduğunu söyleyen HDP Bakırköy Eş Başkanı Hacı Ugiş, “Bu ülkenin başına gelmiş en büyük zarar AKP’dir” diyerek, Ak Parti’yi, “Sadece kendi yandaşları için çalışan, ettiği yardımı denetleyen, kendisine yakın değilse verdiği yardımı bile kesen, kendi iktidarlarını ayakta tutacak kadar kesime sözde destek veren bir parti” olarak tanımladı.

CİNSİYET EŞİTLİĞİ SADECE HDP’DE VAR

Kadın eş başkanlık sisteminin de sadece HDP’de olduğunu söyleyerek, “Yozlaşma devam ettikçe toplumumuzda kadın yok sayılmıştır. Ne yazık ki bu siyasette de kendisini bariz bir şekilde göstermiştir. Oysa cinsiyet eşitliği sadece bizim partimizde var. Kadın olmadan hiçbir şey olmaz. Kadın bizim için tanrıçadır, emektir. Mücadelenin yarısıdır” dedi.

KİMSE KİMSENİN NAMUSU DEĞİLDİR

HDPnin ikinci evliliği kabul etmediğini, Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in daha belediye başkanlığı yaptığı dönemlerde, eşine şiddet uygulayan personelinin maaşını eşine verdiğini, eleman alımlarında kuma ilişkisi olan personel taleplerine cevap vermediğini hatırlatan Ugiş, “Kadın erkek kavramını namus üzerinden ayırmak bizim işimiz değil. Kimse kimsenin namusu değildir. Erkek her şeyi yapabilir ama kadın yapamaz’ anlayışı bizde yoktur. Herkes kendi namusundan sorumludur. Kadının özgürlüğü bizim için tüm dünyanın özgürlüğüdür” dedi.

MEVCUT İKTİDARIN KADINA BAKIŞ AÇISI SİYASAL İSLAM’LA AYNI

HDP Bakırköy Eş Başkanı olan Fethiye Kızmaz’da, mevcut iktidarın ve egemen güçlerin kadına bakış açısı ile siyasal İslam’ın kadına bakış açısının aynı olduğunu, bu gün kadınlar üzerindeki baskının ülkemiz kadınının modernleşmesine karşı mevcut iktidarın bir refleksi olduğunu ifade ederek, “Bizim kadın eş başkanlarımızın tutulmasının ana nedeni de budur” dedi.

KAFTANCIOĞLU’NA GÜÇLÜ KADIN OLDUĞU İÇİN HAKSIZLIK YAPILIYOR

Öncesinde gerek CHP’de, gerekse farklı oluşumlarda yakın siyasi ilişkiler içinde bulunduğunun altını çizen HDP Eş Kadın Başkanı Fethiye Kızmaz,  “HDP içinde ‘Başkan’ olmamdan dolayı değil, kadın olmamdan dolayı şahsıma verilen değeri hissediyorum. Kendimi burada özgür hissediyorum” dedi.

Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın, ana muhalefet partisi CHP’nin hiçbir erkek il başkanına dava açtığını görmediğini, Canan Kaftancıoğlu’na karşı açtığı davanın öncelikle kadın olmasından ve kadına olan düşmanlığından dolayı yapılan bir hareket olduğuna inandığını söyleyen Kızmaz, “Canan Kaftancıoğlu’na yapılan haksızlığın kadına bakış açılarından kaynaklandığını düşünüyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.

HACI UGİS’İN DAVASI 19 ARALIK’TA

İmralı tecridine karşı başlatılan açlık grevleri ve ölüm oruçlarına katılan çocuklarının durumuna dikkat çekmek amacıyla 9 Mayıs’ta Bakırköy Kadın Cezaevi önünde oturma eylemi yapan ve kamuoyunda “Beyaz tülbentli barış anneleri” olarak bilinen annelerle birlikte gözaltına alınan HDP Bakırköy Eş Başkanı Haci Ugiş, yaklaşık iki ay süren gözaltı süreci de anlattı.

Cezaevinde olduğu sürece “Burada ne işim var” diye asla düşünmediğini söyleyen Ugis, “Emeğin ve ezilenlerin kurtuluşu için; özgürlük, barış ve adalet için mücadele eden güçlerin birliğinden oluşan partimiz, insanlığın sınıfsız, sınırsız ve sömürüsüz bir dünyaya ulaşacağına inanır. Tüm demokratik muhalefet güçlerinin mücadele alanlarını, ortak mücadele alanı olarak görür ve buradan güç alır. Bu yüzden de nerede olduğumuzun hiç önemi olmadan mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

Bakırköy Kadın Cezaevi önünde oturma eylemi yapmak isterken gözaltına alınan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi  Avukat Arzu Kayaoğlu ile HDP Bakırköy İlçe Eş Başkanı Haci Ugiş ve 13 Barış Annesi'ne 'Silahlı örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek', 'Örgüt propagandası yapmak', '2911 Sayılı Yasaya muhalefet' ve 'Görevi yaptırtmamak için direnme' suçlamaları yöneltildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianame İstanbul 23'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Davanın ilk duruşması 19 Aralık'ta görülecek.

Selvi Sarıtaç / Kent Yaşam

Editör: Haber Merkezi