‘45 YILDIR BİTMEYEN AŞK’

45 yıl boyunca Tekvando ile uğraşan ve bunun 40 yılını Tekvando hocası olarak geçiren 7DAN ünvanlı ve ‘Hocaların Hocası’ unvanını sonuna kadar hak eden Selahattin Ateşmen ile yaptığımız keyifli sohbette Tekvando’nun gelişim düzeyi ve Türk Sporu’na olan değerini irdeledik. Gazetemize çok önemli açıklamalarda bulunan Ateşmen, devletin spora destek verdiğini ancak bu desteğin sadece tesis konusunda olduğunu, var olan tesislerin ise içinin boş olduğunu söyledi. Türk sporunun artık niteliksiz bir duruma geldiğinin altını çizen Ateşmen ‘Türk sporu siyasallaştı. Hele ki Atatürkçü iseniz kendinize yer bulmanız çok zor’ diyerek Türk Sporu adına duyduğu endişeyi dile getirdi.

İşte ‘Hocaların Hocası’ Selahattin Ateşmen ile yaptığımız keyifli sohbet;

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Selahattin Ateşmen kimdir?

‘MİNİKLERE DAHA ÇOK ÖNEM VERİYORUM’

1959 doğumluyum. Karslıyım. İstanbul’a 6 yaşında geldim. İlkokul ve Lise hayatımı İstanbul’da bitirdim. Tekvando’ya 1972 yılında başladım. Sene 2017 oldu hala büyük bir aşkla devam ediyorum. Miniklerim ile tekvando eğitimlerine devam ediyoruz.

Büyüklere çok fazla ağırlık vermiyorum. Çünkü büyüklerin kısa sürede sporu bırakma oranı daha yüksek. Ama çocuklar da devamlılık daha uzun soluklu oluyor. 45 yıldır bu mesleği yapıyorum.

45 yıldır yetiştirdiğiniz onlarca sporcu var? ‘Hocaların Hocası’ diyorlar size, kimleri yetiştirdiniz şimdiye kadar?

‘SAYISIZ ŞAMPİYON YETİŞTİRDİM’

Benim şimdi burada ‘Şu kadar öğrenci yetiştirdim’ demem doğru olmaz. Ama şunu belirtmem gerekirse bu salondan 6 tane Avrupa Şampiyonu, 150’nin üzerinde Milli Sporcu çıktı. Türkiye ve İstanbul Şampiyonluklarının sayısını bile bilmiyorum.

Ve şuanda bu salondan çıkıp kadrolu bölge antrenörü olanlar var. Yani, kısacası bu salondan çıkıp Türkiye ve Avrupa Şampiyonu olan çok sayıda öğrencimiz var. Hatta birçoğu şuan da çeşitli illerin il tekvando temsilcisi olarak görev yapmaktadırlar.

 Geçmişe oranla tekvando sporuna olan bakış açısı değişti mi?

‘ÖNCE BENİ GEÇSİNLER İSTEDİM’

Ben 1987 yılında ‘Arkadaşlar bu işe sarılın, tekvando olimpik olacak’ dediğim de bana gülenler vardı. Tekvando 1988’de ilk kez olimpik spor olarak Seul olimpiyatlarına gitti. O dönemin ekibi şuan da Türk Tekvando’sunda söz sahibi olan çocuklar. Ve her biri birer Selahattin Ataşmen oldular. Onlar da Avrupa ve Dünya şampiyonları yetiştirdiler.

Bu benim için inanılmaz bir gurur. Onlara her zaman benimle yarışmalarını söyledim. Eğer benim 5 Avrupa şampiyonluğum varsa sizin 6 tane olsun dedim.

Kardeşiniz Turgay Ateşmen’de sizin gibi Tekvandocu o neler yapıyor şimdi?

‘YENİLMEZ KARDEŞLER OLDUK’

Kardeşim ile beraber uzun yıllar boyunca Tekvando sporu ile uğraştık. Beraber çalıştığımız dönemde Türkiye’de hiç yenilmeyen iki kardeş olduk. Zor zamanlardan geçtik. O’da çok sayıda Türkiye ve Avrupa Şampiyonu yetiştirdi. Şuan da Niğde’de İl Spor Müdürlüğü bünyesinde Tekvando eğitmeni olarak görev yapıyor.

Tekvando’nun ilk çıktığı yıllar ile şimdiki dönem arasında ne gibi farklar görüyorsunuz?

‘BENCE İLK YAPAN TÜRKLER’

Tekvando eski yıllarda da başarılı bir grafiğe sahipti. Şimdi de öyle, ama şimdi’nin farkı Tekvando’nun olimpik olması. Devlet desteği biraz daha fazla. Aslında Tekvando Türk insanın özünde var. Ben Terekeme’yim. Terekemelerin bir oyunu var.

Küllüğün başına geçerler sadece tekme atarak belli kuralları olan bir oyun oynarlar. ‘Dire dövme’ derler buna. Yani işin özü şu; Tekvando’nun çıkış noktası Kore olduğu söyleniyor ama bana göre bu işi ilk yapan Türk’lerdir.

Terekemelerin oynadığı ‘Dire Döve’ oyununu nasıldır? Siz nasıl öğrendiniz?

‘DİRE DÖVME OYUNU’

16 yaşında Kars’a gitmiştim. O dönem yeni Türkiye şampiyonu olmuştum. Baktım küllüklerin başında köylüler duruyorlar. Bir çemberin içinde 5 kişi dışında 5 kişi var. Oyunun amacı ise dışardakiler içerdekileri yumruk kullanmadan sadece tekme ile dışarı atacak.

Ben de onlara ‘Tek başıma içerde olayım, siz 5 kişi dışarda olun’ dedim. Ben her geleni devirince köylüler dedeme gidip ‘Senin bu torunun bizim oyunu nereden biliyor?’ diye sordular. Dedem de o zaman Tekvando nedir bilmediği için ‘Torunum karetecidir’ diyor.

Devletin desteği nasıl peki? Tekvando gerçekten hak ettiği desteği alıyor mu?

‘TESİSLERİN İÇİ DOLDURULAMIYOR’

Aslında bu soruya başka bir bakış açısı ile cevap vermek gerekiyor. Onun için cevabıma bir eleştiri ile başlayacağım. Türkiye’de spor’a değer veriliyor. Kimse değer verilmiyor diyemez. Geçmiş yıllara oranla çok güzel, modern ve donanımlı tesislere kavuştuk. Ama gelin görün ki bu tesislerin içini dolduramadık. Sadece Tekvando sporu olarak değil, diğer spor dallarında da durum bu.

Avrupa’da bulunan tesislerle yarışacak tesislerimiz var ama maalesef dünya şampiyonları ya da Avrupa şampiyonları çıkarmak konusunda eksiklerimiz azımsanmayacak durumda. Yani kısaca devletimiz spora destek veriyor ama spor politikası çok zayıf ve hatalı. İşi ehline vermemek bunun en büyük göstergesidir.

Gençlerin Tekvando sporuna olan ilgisini nasıl görüyorsunuz?

‘SPORCULAR İDEALİST DEĞİL’

Gençlerimiz tekvando ile ilgili. Bunu çok net bir şekilde görüyorum. Çok eskiden Tekvando’ya ‘Varoş Sporu’ diyorlardı. Ama şimdi özellikle yetiştirdiğim miniklere bakıyorum. Hepsi özel okullarda okuyan, hali vakti yerinde olan ailelerin çocukları.

Demek ki o algı da değişmiş diyorum. Şuan da Tekvando ileri düzeyde. Hatta yetiştirdiğimiz birçok kişi bu işin akademisini yaptı. Ben alaylıyım. Ama bu işin akademik boyutu ile ilgilenenler de maalesef idealistlik değil. Bu da beni üzüyor.

Bu sporu yapanlar da idealist bir ruh olmamasını neye bağlıyorsunuz peki?

‘TÜRK SPORU SİYASALLAŞTI’

Bu sorunun benim açımdan çok keskin bir cevabı var. Bunu da her yerde söylüyorum. Türk sporu siyasallaştı. Bunu sadece Tekvando olarak algılamayın, her branşta bu durum mevcut. ‘Senin adamın, benim adamım’ durumu var. Beni bilenler bilir. Benim için bayrak çok önemli. Ülke bütünlüğü çok önemlidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yol benim için çok önemli. Ama benim hiçbir parti de kaydım yoktur.

Çünkü ben her şeyden önce bu ülkenin vatandaşıyım. Ben şampiyon yetiştirdiğim de beni her görüşten insan alkışlamalı. Ama maalesef şuan da piyasada çok kaliteli insanlar ‘bizden değil’ mantığı ile dışarda bırakılıyor. Bu ülkede maalesef sporun siyasallaşması sporcunun işini çok zorlaştırıyor. Zorlaştımakla kalmıyor, tesis olarak modernleşen, sporcu sayısı ve sporcuya imkan açısından baktığımızda mükemmel boyuta ulaşmasına rağmen dünya ve Avrupa şampıyonu çıkarmada eskiden geriye gitmişiz. Bunun da nedeni dediğim gibi işin ehline verilmemesidir. Hele ki Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı olarak yaşıyorsanız Tekvando’da bir adım geridesiniz.

45 yıldır hiç yorulduğunuz, ‘bu kadar yeter’ dediğiniz anlar oldu mu?

‘İŞİMİ SEVİYORUM’

45 yıldır ödediğim bedelleri sıralasam inan şaşırırsınız. Sol dizimde ve sağ kalçamda protez var. Ama ben bu işe kendimi adadım. Seviyorum işimi. Bazen kızıyorum. ‘Artık yeter, bırakacağım’ diyorum ama bırakamıyorum. Ben, çocuklara bir şeyler vermeyi seviyorum. Yani, illa şampiyon olmaları gerekmiyor. Bayrağını, ülkesini seven ahlaklı gençlerin olmasına vesile olmak bile bana mutluluk veriyor.

Ateşmen Spor Okulu’nda yeni hizmet

Vücudunuza önem veriyorsanız mutlaka uğrayın!

Yıllardır sayısız sporcu yetiştiren Ateşmen Spor Okulu bünyesinde hizmet veren Vücut Geliştirme Salonu fit bir görüntüye sahip olmak isteyenler ve vücuduna önem verenler için vazgeçilmez bir yer olmaya devam ediyor. Saysız spor aleti ile salona gelen müşterilerine en kaliteli hizmeti sunan Ateşmen Spor Salonu’na gelenler sadece bir kaç ayda vücutlarında meydana gelen muhteşem değişim ile şaşkınlıklarını gizleyemiyor.

Spor salonu yöneticilerinden Gökhan Süleymaoğlu ile yaptığımız keyifli sohbette Ateşmen Spor Okulu bünyesinde bulunan Vücut Geliştirme Salonu’nun detaylarını konuştuk.

Öncelikle sizleri tanıyabilir miyiz? Gökhan Süleymanoğlu kimdir?

Ben Gökhan  Süleymanoğlu . 12 yıldır Vücut Geliştirme Sporu ile ilgileniyorum. Profesyonel olarak bu işi yapıyorum. Türkiye 3.lüğüm ve Avrupa 3.lüğüm var. Kısmet olursa Nisan ayında yine bir yarışmam var. Şuan hazırlık sürecindeyiz. İyi bir derece elde ederek ülkemi yeniden gururlandırmak istiyorum.

Ateşmen Spor Okulu içerisinde bulunan Vücut Geliştirme Salonu’nu ne zaman açtınız? Burası ile ilgili hedefleriniz nelerdir?

Yaklaşık 1,5 yıldır burada hizmet veriyoruz. Burada ki hedefimiz Vücut Geliştirme Sporu’nu daha iyi seviyelere getirmek ve gençlere sevdirmek. Şuan da istenilen düzeyde olmadığını biliyoruz. Bu açıdan daha iyi seviyelere gelmesini istiyoruz. Biz bu işi severek yapıyoruz. Zaten hiçbir şey sevilmeden yapılmaz.

Bu sporu yapmak isteyen gençlere ne gibi tavsiyeleriniz var?

Sadece bu sporu değil diğer spor dalları ile ilgilenen tüm arkadaşlarımıza tavsiyemiz hayallerinin peşinden koşsunlar. Bizler kendini daha iyi görmek isteyen, fit bir görünüme sahip olmak isteyen ve vücutlarına önem veren herkesin spor yapması gerektiğini düşünüyoruz. Gençlerimiz bizim geleceğimiz. Onlar spora daha çok önem vermeli. Onların ilgisi ve dikkatleri bizleri daha iyi işler yapmamız için tetikliyor. Onlar yeter ki spor yapmak istesinler. Bizler onları en iyi şekilde yetiştirmek için elimizden gelen her şeyi yaparız.

Editör: Haber Merkezi