Megakent İstanbul’da bulunan yüksek binaların yangın riski açısından ciddi sorunlar barındırdığını belirten Kılıç, “Yüksek binalarda yangın riski fazla. Bunun en büyük sebebi ise ulaşılamaması. Genellikle 21 metreden sonra itfaiye araçları müdahale edemez. İtfaiye araçlarının çoğunda genellikle 54 metrelik merdivenler var ama bu merdiveni birincisi dik olarak açamazsınız ikincisi hava şartlarından dolayı açamazsınız, üçünsü de bu gibi binalarda merdiveni açacak platform bulamazsınız. Bu nedenle yüksek binalarda yangın riskinin en aza indirmek tasarım ile mümkündür. Bu açıdan sürekli ‘Yangın tasarımla söndürülür’ diyorum. İtfaiye sadece yangının genişlemesini önler daha sonrasında soğutma yapar” dedi.

‘ÖNCE BİNA İÇİNDE ÖNLEM ALINMALI’

Yangın önlemleri konusunda önemli bilgiler veren Kılıç, “Yangın önlemleri önce binanın içinde alınması lazım. Bina yüksek olduğu için itfaiye erinin merdiveni kullanıp yangının çıktığı noktaya varması çok büyük zaman kaybına yol açacaktır. Bu bakımdan yüksek binalarda öncelikle insanların kaçışları için merdivenler lazım. Bunun içinde mutlaka en az iki tane yangına karşı korunmuş ve yangından etkilenmeyecek yangın merdivenleri olmalı. Yangın merdivenleri duvarlarının yangına dayanaklı olması gerekir ve oraya giren vatandaşın en az iki saat orada duracak tasarıma sahip olması gerekir. Daha sonrasında zehirli dumanın içeriye girmemesi için yangın merdiveni alanına temiz hava basılması lazım” şeklinde konuştu.

‘YAPISAL ÖNLEMLER ALINMIŞ OLMALI’

Olabilecek bir yangın öncesinde bina içinde yapısal tüm önlemlerin alınması gerektiğini söyleyen Kılıç, “Herhangibir can kaybının olmaması ve insanların yangın merdivenine ulaşması için önce yangının duyrulması gerekir. Bu açıdan yüksek binalarda yangın algılama sistemi bulunması lazım. Duyurulması için de alanda bulunan yangın dedektörlerinin bazırlı dedektörler olması lazım. Mal güvenliği açısından da yangının genişlemesini önlemek lazım. Bunun içinde bir nokta da çıkan yangının diğer noktalara geçmemesi için önlemlerin alınmış olması gerekir. Bunu sağlamak için de döşemelerin ve cephe malzemelerinin yangına dayanıklı olması gerekir. Özellikle asansörlerde bulunan elektrik şaplarının en az 90 dakika boyunca yangına dayanıklı olması lazım. Yani, yapısal önlemlerin alınması gerekir” dedi.

‘DOĞRU GÜVENLİK ÖNLEMLERİ’

Yangın anında en çok zehirli duman nedeniyle can kaybı olduğunu vurgu yapan Kılıç,  “Yangına müdahele anında  önce dumanın dışarı çıkması sağlanmalıdır. Bunun içinde duman kontrol sistemlerinin olması gerekir. Ve önemlisi söndürme sistemleri olmalıdır. Birincisi katlarda söndürme tüpleri olacak. İkincisi yangın dolabı gerekir. Ve daha önemlisi otomatik söndürme sistemi bulunmalı. Ama otomatik söndürme de yeterli olmazsa itfaiyenin müdahelesi sırasında itfaiyenin kullanması için sistemler lazım. Bunlardan ilki acil müdahale asansörüdür. Bu asansör ile yangının çıktığı kata çıkan itfaiye eri yangın güvenlik hölü denilen yere çıkmalı ve orada kullanabileceği itfaiye su alma hazı denilen ana kolonun olması lazım” dedi.

‘BİNALARIN YÜZDE 80’Nİ YETERSİZ’

Güvenlik sistemlerinin bakımlarının da düzenli olarak yapılması gerektiğini dile getiren Kılıç, “Tüm yapısal önlemler alınmış, duman kontrol sistemleri ve diğer saydığımız tüm önlemler alınmış olan bina için ‘Yeterli önlemler alınmış bina’ demek mümkün. Ama bu tek başına yeterli değil, bunların sürdürülebilir olması gerekir ve tüm güvenlik sistemlerinin bakımlarının yapılmış olması gerekir. En büyük eksiklik de budur. Ülkemizde saydığım özellik de bulunan bina sadece yüzde 20’lik bir kesimde var, geri kalan yüzde 80’lik dilimde ise maalesef bu önlemler yeterli düzeyde değil. Bunların içinde de yüzde 15’lik dilimde bulunan ‘tehlikeli’ denilebilecek binalar mevcut. Bakım olarak bakıldığında ise bu sadece saydığım güvenlik önlemleri sistemleri için değil, diğer tüm herşey için söyleyebileceğimiz bir şey; hiçbir şeyin bakımını doğru biçimde yapmıyoruz. Ama bu yanlış. Özellikle yangın sistemlerinin belirli sıklıkta test edilmesi ve çalışıp çalışmadığı kontrol edilmelidir” diye konuştu.  

‘YÖNETMELİĞİ DEĞİŞTİRDİLER’

Yangın yönetmeliği ilgili de önemli bilgiler veren Kılıç,  “Yangın yönetmeliği ilk olarak 2002 yılında çıktı. Sonrasında 2007 yılında asıl yönetmelik yayınlandı sonrasında ise 2009 ve 2015 yılında bazı değişiklikler yapıldı. 2007 yılında alınan kararla proje kontrollerinin itfaiye tarafından yapılması kararı çıktı ama sonra 2013 Nisan ayında bu kontrollerin artık itfaiye tarafından değil ilçe belediyeleri tarafından yapılacağına dair bir genelge yayınladı. Gerekçe olarak bürsoksinin azaltılması olarak gösterildi ama şimdi her ilçe belediyesi şimdi keyfi hareket ediyor” dedi.

‘İTFAİYE ERİ DONANIMLI OLMALI’

İtfaiyenin yangına müdahele etme biçimini de sorduğumuz Kılıç, “Bizim ülkemiz de maalesef yeni bir itfaiye aracı alınması ile yangının kolay söndürüleceği düşünülüyor. Ama bu konuda ciddi bir eğitim eksikliği var. ‘Önce İnsan’ önceliği güdülmeli ve itfaiye erinin yangına nasıl müdahele edeceği hakkında donatılması gerekli. Bu açıdan ben hiçbir zaman ‘Türkiye’de itfaiye vardır’ demiyorum. Araçlar modern ama itfaiye modern değil. Hatır gönülle itfaiyeye eleman alınıyor. Bu ayrı bir tartışma konusu. Ama sizlerde bazen duyuyorsunuz evi yanan vatandaş ‘itfaiye yangından daha çok zarar verdi evime’ diyebiliyor” ifadelerini kullandı.

Senay BADUR-Bilal ÇIĞRIM-Kent YAŞAM

Editör: Haber Merkezi