Büyük spor kulüplerinden birinin Emlak Konut’tan arazi tahsisi yaptırarak, Sarıyer Uskumruköy’de tesis yapmak için girişimde bulunması, hiç bir tesisi bulunmayan Sarıyer Spor Kulübü’nün bu konuda önceliği olması gerektiğini savunan Sarıyer spor camiası tarafından üzüntüyle karşılandı.
 
Sarıyer ilçe sınırları içinde başka kulüpler tesis yapmak için arazi bakarken, Sarıyer Spor Kulübü’nün tesis ihtiyacının giderilmesi için bir şey yapılmadığı belirtilip, kulüp yöneticilerinin yanısıra, yerel yönetici, siyasetçi, işadamı ve spor camiasının bu yönde çaba harcaması gerektiği vurgulandı. Sarıyer’in öncelikli olması gerektiğini vurgulayan eski yöneticilerden işadamı Mehmet Akdağ ile Sarıyer’in duayen spor adamı İbrahim Balcı da, Sarıyer Spor Kulünü yönetimine çağrıda bulunup, tesisleşme konusunda hiç vakit kaybetmeden kolların sıvanması ve gereken neyse yapılması gerektiğini belirttiler.


 
MEHMET AKDAĞ ‘DAN KULÜP YÖNETİMİNE ELEŞTİRİ ÜSTÜNE ELEŞTİRİ
 
Sarıyer’de bir dönem kulüp başkanlığı olmak üzere 15 yıl yöneticilik yapan işadamı Mehmet Akdağ da, Sarıyer Spor Kulübü dururken bir başka kulübe Sarıyer’de arazi tahsis edilip, tesis yapmasının sağlanmasının çok üzüntü verdiğini belirtti. Bu konuda Sarıyer Spor Kulübü yönetiminin ihmalkar davranıp, yetersiz kaldığını ileri süren Mehmet Akdağ, “Bu olay bizim içimizde derin bir yara. Sarıyer Spor Kulübü’nün hiç bir tesisi yok. Hepsi kiralık. 90 yıllık bir kulüp, yazık, günah.. Şanlı bir geçmişe sahip olan bir kulübe bu yapılır mı? Sarıyer’in kendi tesisi yokken, başka bir kulübe yer verip, tesis yaptırmak doğru mu? Buna hiç kimsenin müsade etmemesi gerekir. Kulüp yönetiminden taraftara, sporseverden basın mensubuna kadar herkesin bu soruna sahip sahip çıkması gerekir” dedi.



“Sarıyer olarak bunun üzerine gitmemiz lazım” diyen Mehmet Akdağ, “Kulüp Başkanı, Belediye Başkanı buna karş çıkmalı. Önce Sarıyer Spor Kulübü’nün bu tesislere sahip olması, bir yere gelmesi lazım. Böyle bir arazi önce Sarıyer’e lazım. Araziyi versinler, Sarıyer kendi tesisini yapar” diye konuştu.

Bunun için hiç zaman kaybetmeden Milli Emlak’a veya Spor Bakanlığı’na müracaat edilmesi gerektiğini söyleyen Mehmet Akdağ, gazeteci Tuncay Dağlı’ya konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:


 
“YÖNETİCİLİK VİZYON VE MİSYON İSTER”
 
“Sarıyer Spor Kulübü’nün sahipsiz kaldığını düşünmüyorum. Ancak bu güne kadar bu konuda hiç bir ses çıkmadı. Bu kadar duyarsız olunmamamalı. En başta da kulüp yönetimi olaya el atmalı. Fakat bu bir vizyon, takip ve işbilirlik meselesidir. Olayı takip edeceksin, üzerine gideceksin, ilişkilerini iyi kuracaksın. Bu birlikteliği sağlayacak bir yönetim olmalı ya da mevcut yönetim kendini geliştirip, ortaya bir vizyon koymalı. Bana sorarlarsa fikrimi söylerim. 15 yıllık yöneticilik tecrübem var. Yararlanmak isterlerse, yapılması gerekenleri anlatırım. Üzerime düşeni de yaparım. Ben her zaman buradayım. Benim ailem 130 yıldan beri Sarıyer’de yaşayan, buraya köklerini salmış bir aile. Biz bu toprakların insanıyız. Üzerimize düşeni her zaman yaptık, yine de yaparız.”



Sarıyer Spor Kulübü’nün iyi yönetilip yönetilmediği şeklindeki soruya ise, bu konudaki üzüntülerini ifade ederek cevap veren tecrübeli yönetici Mehmet Akdağ, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“GİDİŞAT İYİ DEĞİL..!”

“Ben 1992’den 2011’e kadar kulüp yönetiminde yer aldım. Bu günkü yönetim gibi bir yönetim hiç olmadı. Bana göre bir yere varmak için iyi bir yönetim kurumalı, iyi yönetmek, ortaya bir vizyon koymak ve iyi transfer yapmak gerek. Biz de yönetimde bulunduğumuz günlerde bazen çok iyi şeyler yaptık, bazen de yapmak istediklerimizi yapamadık. Ama görevimizi en iyi şekilde yapmaya çalıştık. Ancak kulüpteki şuanki durum fazla uzun sürmez. Vaziyet düzeltilmezse takım bir alt gruba düşer. Kulüp vizyonunu, misyonunu yitiriyor, güç kaybediyor. Gidişat hiç iyi değil.

Ben herkesin iyi niyetli olduğundan eminim ama yöneticilik olayı bir kapasite, birikim meselesidir. Belediye Başkanı her fırsatta kulübe yardım ediyor, araç veriyor, saha veriyor, destek sağlıyor. Eksik bir şey yok. Kulübün gelirleri de var. Hem de sürekli akan gelirleri var. Ama ne yazıkki yönetim zaafı da var. Sürekli transfer yapıyorlar. 50’ye yakın transfer yapıldı. Fakat maalesef ki oyuncu ve teknik adam konusunda doğru tercih yapıldığı kanısında değilim.”



“KULÜP BAŞKANI, KULÜBÜ KENDİNE BORÇLANDIRAMAZ”

Sarıyer Spor Kulübü Başkanı Saffet Akkoyun’un, verdiği maddi destek nedeniyle, kulübü kendine borçlandırdığını, bunun da 3,5 milyon TL’yi bulduğunu belirten Mehmet Akdağ, bu olayın da kabul edilir bir yanı olmadığını söyledi. Sarıyer Spor Kulübü’nün 90 yıllık tarihinde hiç bir zaman böyle bir olay yaşanmadığını belirten, Akdağ, “Ben bunu duyunca dehşete düştüm. Böyle bir şeyin olması çok kötü. 90 yıllık tarihinde yüzlerce kişi kulübe para verdi. Ben 20 yıl verdim. Hiç bir yönetici, başkan, kulübü kendine borçlandırmadı. Bu bir rezalet. Kulübü borçlandırmak, kulübün geleceğini bitirmektir. Genel kurulda hesabı sorulur ve Sarıyerli bunu affetmez. Borçlandırarak Sarıyerin geleceğini ipotek altına alıyorlar. Sonradan gelecek yöneticiler, kulünün borçlarını mı ödeyecek yoksa kulübü bir yere getirmeye mi çalışacak. Olmaz böyle şey..!” dedi.
“Yanlış oyuncu transferi yapılır, yanlış teknik adam alınır, buna paralel olarak takım da istenilen başarıyı gösteremezse kulüp tabiki borçlanır” diyen Mehmet Akdağ şöyle devam etti:

“Hem yanlış yöneteceksin hem başarılı olamayacaksın hem de kulübü borlandıracaksın, yemezler. Böyle şey olmaz. Kulübü kimse kendine borçlandıramaz. Başka yere borçlanılabilir ama kendine borçlandıramaz. Böyle olmaz. Buna müsade edilmemeli. Varsa bir örneği göstersinler, yok..! Bu kulübün 90 yıllık tarihinde bunun başka bir örneği yok. Olmaz, olamaz.”

“BAŞKANLIK PEŞİNDE DEĞİLİM YANLIŞLARI SÖYLÜYORUM”

Sarıyer Spor Kulübü’nün hiçbir zaman yönetimsiz kalmayacağınıda  belirten Mehmet Akdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hiç kimse çıkmazsa ben yaparım. Daha önce de yaptım, ne olacak ki.. Ama ben bunları başkanlık istediğim için söylemiyorum, yanlış anlaşılmasın. Ben durum tespiti yapıyorum Eskiden gelen tecrübelerime dayanarak kulübün menfaatlerine olacak şeyleri söylüyorum. Çünkü bu güne kadar olduğu gibi yönetime gelirken dahi “söyleyeceğin bir şey var mı?” diyen olmadı. Kulüp balo düzenliyor,  bana davetiye gecenin olduğu gün geliyor, böyle olmaz. Herkes işini doğru yapsın. Tesis yapsınlar, arazi alıp stadyum yapsınlar. Ama hiç bir yöneticiden ses çıkmıyor. Bir tek İbrahim Balcı’dan tepki geldi. Olaya o sahip çıktı. Doğru bildiğini yazıyor ve söylüyor..

Saffet Başkan iyi insan ama yönetimde yetersiz kalıyor. Özünde iyi bir insan olsa da Sarıyer Spor Kulübü’nü yönetmek, İstinye Spor Kulübü’nü yönetmek gibi değildir. Sarıyer sıradan bir amatör kulüp değil. Biz, Sarıyer olarak Anadolu’ya maça gittiğimizde Fenerbahçe gibi gidiyorduk. Stad full oluyordu. Bu işler bağırmakla çağırmakla kavgayla olmaz. Sakin olunmalı, insanlar galeyana getirilmemeli. Ne hikmetse taraftarın da sesi çıkmıyor ve bu durum beni çok şaşırtıyor. Sanki kulüp şampiyonluğa gidiyor gibi..! Fakat bu işler böyle yürümez, yürümemeli..! ”



İBRAHİM BALCI : TESİS İÇİN KOMİSYON KURULSUN

Öte yandan Sarıyer’in duayen spor adamı İbrahim Balcı da Sarıyer Spor Kulübü’nün içinde bulunduğu duruma, özellikle de tesis konusuna tepki gösterip, yöneticileri bu konuda daha aktif olmaya çağırdı. Düşüncelerini sosyal medya hesabından da aktarıp, eleştiri ve önerilerini sıralayan Balcı, Tuncay Dağlı’ya şunları söyledi:

“Sarıyer Spor Kulübü’nün öncelikle medyatik hale gelmesi için bazı çalışmalar yapması lazım. Bunu yaparsa ancak sesini duyurur. Bunu yapamadıkları için sesini duyuramıyor. Kulübün sosyal faaliyetleri çok az. Bu nedenle yapması gereken işleri yapmada zorlanıyor, yarım kalıyor. Sarıyer, dengi kulüpleri arasında tesis olarak daha iyi ama yeterli değil. Çünkü tesisler kendi malı değil, kiralık. Oysaki coğrafi olarak Sarıyer’de çok fazla arazi var. Belediyenin, Milli Emlak’ın arazileri var. Bu arazileri Sarıyer’e vermek dururken, bir başka kulübün düşünülmesi beni üzüyor. Büyük kulüpler kendi arazilerini borçlarını kapatmak için elinden çıkarıp, sonra devletten arazi istiyorlar. Bu bana ters geliyor. Oysaki bunun için öncelikle Sarıyer Spor Kulübü’nün düşünülmesi gerekir. Sarıyer Spor Kulübü Yönetim Kurulu’nun da hiç zaman kaybetmeden bu konuda çalışacak bir komisyon oluşturması lazım. Bu komisyon çalışma planı hazırlayıp, gereken girişimlerde bulunmalıdır. Bu olay, kulübe büyük katkı sağlar. Bunu da başaracak gücü var. Kulübümüzün yönetim kurulunun, bu konunun üzerine eğilmesi gerekir. Sanırım yöneticiler bunu yapacak, böyle bir izlenim aldım.”

“SAFFET BEY KULÜPTEN ALACAĞINI BAĞIŞLASIN”

İbrahim Balcı, Sarıyer Spor Kulübü’nün Başkan Saffet Akkoyun’a borçlanmasını da doğru bulmadığını belirterek, “Ben 1952den beri Sarıyer Spor Kulübü içindeyim. O günden bu yana hiç bir başkana borç senedi, çek verilmedi. Hiç bir başkan da kulübe verdiği para karşılığında karar defterine kayıt düşmedi. Hiç bir başkan Sarıyer Spor Kulübü’nü kendine borçlandırmadı. Saffet Akkoyun göreve geldiğinde borçları ödedi ve trasferin önünü açtı. Ama başkanın kendisi para verirken, başka yerlerden de para kaynağı bulması gerekir. Saffet Bey kendi verdi ama arkadaşlarından alamayınca kulübü borçlandırdı. Bunu kendisine de söyledim ve iyi yapmadığını belirttim. “Bu parayı kulübe bağışlayın” dedim. Bir kısmını bağışladı. Belki geri kalanını da bağışlayacaktır, buna inanıyorum” diye konuştu.

İbrahim Balcı, Sarıyer Spor Kulübü’nün transfer politiksının da yanlış olduğunu belirtip, yöneticilerin menejerler ne derse, hangi oyuncuyu sunarsa almaması gerektiğini belirtti. Balcı, “Menejerin önerdiğini değil, işe yarayan oyuncuyu bulmak için araştırıp, izleyerek, tespit etmek sonra da menejerden bu oyuncuları istemek ve transfer etmek gerekir” dedi.

Tuncay Dağlı - Kent Yaşam


 
 
 
 
 
Editör: Haber Merkezi