CHP’nin kuruluşunun 94’üncü yılı…

Daha nice 94’üncü yıllara…

Çünkü CHP:

Bir bağımsız vatan uğruna, bir milletin Kurtuluş Savaşı zaferinin siyasal simgesidir.

Cumhuriyet ışığında:

Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olmanın, insanlık onuruna katkı sağlayan yapısıdır.

Bu başarıyı, çağdaş demokrasiyle taçlandırarak:

Yüce milletimizin özgürlüğünün temel taşıdır.

Çünkü CHP:

‘’Yurtta Barış… Cihanda Barış…

Adalet Mülkün Temelidir…

Hayatta En Hakiki Murşit İlimdir…’’ Diyen:

Mustafa Kemal Atatürk’ün Partisi’dir.

İlkelerinde:

Önce insan vardır.

Önce bir bağımsıuz vatan vardır.

Önce bir özgür millet vardır.

Kula kul olmayan…

Birer özgür ve de onurlu bireyler olarak:

Her alanda eşit sayılan vatandaşlık güvencesi vardır.

Bir milletin öz kaynaklarıyla ayakta kalması…

Ayakta kalarak, bağımsızlığını tehlikeye atmama projesi vardır.

CHP’yı kuranlarla bugüne kadar taşıyanları saygı ile anıyor;

Ülkenin bugünkü halini gördükçe…

Kendilerini kıvançla okuyup yazıyoruz.

Çünkü CHP:

Bir bağımsız Sosyal Adalet demektir.

Emek dünyamıza hak mücadelesini kazandıran…

Emeğin en yüce değer olduğunu:

Emekçilere sendikal örgütlenme hakkı tanıyarak, bunu ispat eden bir partidir.

Çünkü CHP:

İlk okuldan, özerk üniversitelere kadar:

Çocuklarla gençlere bir aydınlık gelecek umuduyla iş yaptı.

Çünkü CHP:

‘’Basın Milletin Müşterek Sesidir.’’ Diyen:

Mustafa Kemal Atatürk’ün bu söylemini her daim hayata geçiren bir partidir.

Çünkü CHP:

Fikir ve düşüncelerin özgürce ileri sürülmesini…

Özgürce tartışılmasını savunur.

Özgürce  örgütlenme hakkını yasalara geçiren:

Demokratik Kitle Örgütlerini…

TBMM’ye temel taşı yapan bir partidir.

Çünkü CHP:

İş demek… Aş demektir.

Ülkenin ekilecek tarımsal alanlarına berket…

Bu alanlardan geçinen çiftçilere yaşamsal hareket demektir.

Çünkü CHP:

O yıllardaki savaşlara rağmen, kalkınan Türk ekonomisyle:

Tüm dünyada hayranlık ve  ilgiyle izlenen bir partidir.

Bugünkü siyasilerin sata sata bitiremediği tüm işyerleri, işte o günlere aittir.

İşte o günlerde: ABD ve İngilizler başta olmak üzere, emperyalizm canavarı uyandı.

Derken: Dinin arkasına saklanarak saltanat sahibi olan:

Karanlıklar, mistikler, el-etek öptürerek kendi halkını kul yapanlar da korkudan uyuyamadı.

Çünkü Türkiye’de: Kurtuluş Savaşı zaferini cumhuriyetle…

Cumhuriyet de zaferini, sürekli kalkınan bir ekonomiyle taçlandırıyordu.

İşte bu işbirlikçi hainler, yani emperyalistler ve sözde din kardeşlerimiz…

(Nasıl kardeşlerse; Her bir yanlarından hainlik ve de kalleşlik aklıyor.

İşte coğrafya… İşte halleri ortada…)

Bizi içimizdeki çıkarcı hainlerle yaralamaya çalıştılar…

İçimizdeki çıkarcı satılmışlarla bölmeye çalıştışlar…

Keşke başta Suudiler olmak üzere, onlar da Cumhuriyet Türkiyesi’ne benzeseydiler.

Cumhuriyet kurulduğundan beri, Atatürk’ü kötülemek için dünyalarca para harcayacaklarına; Keşke akılcı olup Atatürk’ü anlasydılar.

Anlayıp, insanca ve insanlık onuruna yaraşır bir şekilde yaşasaydılar.

Ne tepedeki despotları emperyalistlerin kuklası olsaydı.

Ne de ülkeler halkı o despotların kulu kölesi olsaydı.

Elbette ki Atatürk, bu çıkarcı karanlıkların işine gelmez!

Atatürk’ün partisi CHP, bu çıkarcı saltanatçıların işine gelmez!

Hem onların, hem de ağa-babaları emperyalistlerin işine gelmez!

O halde: CHP’siz bir Türkiye’dir amaçları…

O halde her seçimde, CHP’nin önünü kesmektir amaçları…

Tam 67 yıldan beri hep aynı tuzak…

Onlar,  çıkarsal tuzaklı amaçlarında başarılı olurken…

Türkiye durmadan kaybediyor.

Yalan mı?

Ne demokrasi, ne adalet, ne barış, ne de ekonomi kaldı.

Artık hainler mutlu… Vatanseverler de mutsuz ve umutsuzdur bu ülkede.

Yalan mı?