İşsiz, boşta gezer, çaresiz kişi, bir işverenin (Genellikle çiftlik ağası) yanına yanaşma = tutma olarak girmek ister kabul görürse artık o ağanın her işine koşturur.

Tarlada ırgat, yol ve BAHÇE de amele, konakta uşak ve her türlü işte işçi olarak karın tokluğuna çalışır.

Yanaşma ne iş olsa yapar. Bazen yanaşma olmak yanaşma olmak isteyenden, bazen ağa boşta gezeri görür kendi teklif eder.

Yanaşma yani diğer adıyla tutma, ağanın kulu ve modern kölesidir. Ağa otur der oturur kalk der kalkar.Talimatına uymaz ise işe yaramayacağını his ederse basar kıçına tekmeyi kovar.

Siyasi partiler kurulur, kurulurken ülke yönetimine aday olmak hesabı ile kurulur. Ya bir eksiklik görmüş ve o eksikliği gidermek için, ya bir ideolojisi vardır ve o ideolojiyi yönetime getirmek için siyasete soyunmuştur. Siyasi parti, siyasi yelpazenin neresinde olursa olsun illaki siyasi kimliğe sahiptir ama küçük ama büyük, bir karakteri, kişiliği, karizması vardır.

Siyasi parti ve lideri yönetime aday olur, ama kazanır ama kaybeder. Seçim döneminde kendi ideolojisini anlatır bolca.

Lafı uzatmayalım Ülkemizin vekil sayısı bakımından dördüncü büyük partisi ve grubu bulunan dört partiden biri, tüm bunları bırakmış ve muhalefette olduğu halde iktidarı destekleme ve mümkünse birlikte seçime girmeyi hatta hiçbir talepleri olmadan seçime girmeyi göze almıştır. Kısaca artık bizim bir partimiz var gibi görünse de kâğıt üzerinde, biz onlara ilhak durumundayız demeye gelmiştir, şimdi demiyorsa yakında diyecekmiş gibi görünmektedir.

Yıllardır attıkları en kafa sloganları olan “Devletin başına devlet gelecek” fasa fiso olmuştur ve lider fasa fiso olmakla da övünmektedir.

Tükenmişliği milli olarak göstermeye çalışmaktadır.

Hiçbir bakanlık talebimiz yok bunu istemek bize yakışmaz, cumhurbaşkanlığı adayımız yok biz filancayı destekleyeceğiz diyerek, gerçekten bir siyasi parti ve onun liderinin siyasetinin fiilen bittiğinin fotoğrafını çekmiştir.

Bunu bile milli gerek gibi göstererek kurtulmaya çalışmaktadır, çırpınmaktadır.

En azından tabloyu ben öyle okuyorum ve tümüyle kişisel görüşümdür.

Tükenmişlik, bitmişlik, çaresizlik, ağanın yanına yanaşmaya gelmiştir, getirilmiştir.

Maalesef görüntü budur.

Umarım gördüğüm, gözlerimin bozukluğundan yanlıştır.