Muhalefetin bastırılıp susturulduğu…
Gazetecilerle siyasetçilerin hapis damlarında tutulduğu…
Milletin yaşamsal sorunlarının unutulduğu…
Milletin günden güne ayrıştırıldığı…
Adaletin güven sınırından uzaklaştırıldığı…
Medeniyete doğru değil, Ortadoğu’ya doğru adımların atıldığı…
 ‘’Böyle de olmaz ki…’’ Diyenlere:
Yurtta ve cihanda siyasal ve yandaşsal marka top atışlarının yapıldığı ülke:
Tam da bizim ülkemizdir.
Çok zordayız çok…
Yurtta ve cihanda başımıza neler geliyor neler…
Çünkü Türkiye, bir yanlış siyasetin dayanılmaz günlerini yaşıyor.
Çünkü Türkiye, bir yanlış siyasetin iç ve dış dünyadaki en ağır faturasını ödüyor.
Çünkü Türkiye, bir yanlış siyasetin son sloganı olan:
 ‘’DEVLETİN BEKASI’’nı bile konuşuyor.
Evet evet… Türkiye’nin kalıcılığı var gündemde…
Yani en sonunda bunları da duyduk.
‘’Eğer biz olmazsak, ülkenin başı belada…’’ Söylemleri ortalıkta…
Ah ülkem vah ülkem…
En acısı da bunu söyleyenlerin, 15 yıldan beri yönetimde olduğu ülkem.
Peki, vatandaş dese ki:
Eğer beka sorunu varsa, bunun sorumlusu kimlerdir?
Tüm sorumlular hesap verecek mi?
Hesap soracak adalet, tam anlamıyla güven verecek mi?
Soru soru sorular…
Yanıt gelir mi? ELBETTE HAYIR.
Neden?
Çünkü bu ülkede gerçekler, hep halı altına süpürülüyor da ondan…
Çünkü gerçekler, bildik TV kanallarında boğuluyor…
Bildik gazete sayfalarında yer almıyor da ondan…
Elde mikrofonla sağa sola farklı muhabbetler yapılırken;
Yurttan ve cihandan eleştirenlere bir acayip tepki veriliyor da ondan…
Ne diyelim; Ortada bir yanlış siyaset…
Bu yanlış siyasetin faturasını ödeyen bir millet var.
Bunu dünya biliyor artık.
Çünkü çağımız bir iletişim çağıdır.
Tüm siyasal iktidarların yaptıkları bilinmektedir.
Ne kimse bize karışamaz çıkışları…
Ne de “bizde böyle olur bu işler” kılıfları iş yapar bu biline…
Küresel dünya, sorgulayıp yargılayan dünyadır.
Halkların başına gelen tüm hukuksuzluklarla…
Siyasal iktidarların tüm yanlışları elbette ki gözden kaçmaz.
Bu anlayışa ne bağırıp çağırma işi bir prim yapar.
Ne de parmak silkeleyip meydan okuma işi…
Hiç kendi halkına kulak tıkayan bir siyasal sesi, başkaları duyar mı?
Hiç kişiye göre bir hukuk sistemi, başkalarını ikna eder mi?
O HALDE:
Ne rüzgarı yandaş medyadan olan yelkenlerle açılmalı…
Ne de devlet gücünün yansıttığı alkışlarla oturup kalkmalı…
EN İYİSİ:
Önce adalete sonra millete bakıp öyle siyaset yapmalı…
Tüm dünyanın takdir edeceği…
Yanlış faturanın  ‘’ DEVLETİN BEKASI’’NA KESİLMEYECEĞİ CİNSTEN OLMALI…