Yanlıştan kurtulmanın gerçek reçetesi:

Her gecenin sabahında yazılır.

O sabahı kim istemez ki?

İster kendine… İster milletine ve de devletine…

Kim istemez ki?

Yeter ki, kavgadan uzak, ayrışmadan uzak, kin ve intikam siyasetinden uzak durulsun!

Yeter ki, hepimizin aynı gemide olduğu asla unutulmasın!

Yeter ki, içinde birliği ve berberliği olmayan toplumların başına gelenler:

Günde üç öğün okunsun!

Yeter ki, halk için umut olan tüm siyasal partiler, çağdaş dünyadan haberdar olsun!

Ne sadece seçim sandığına giden yolda dursunlar…

Ne de sadece koltuk sevdasıyla kalkıp otursunlar…

İşlerini yapsınlar işlerini…        

Millet ve de vatana karşı hizmet işlerini elbette.

O zaman onları bu ülkede kim sevmez ki?

O halde: Önce yanlışları silmeli…

Sonra da acil ihtiyaçları bilmeli…

İşte o zaman herkes mutlu olur.

İşte o zaman millet ve de devlet güçlü olur.

KİM İSTEMEZ KİM?

Yeter ki adımlar atılsın!

Yeter ki ileriye ileriye bakılsın!

Yeter ki hesap, plan ve de projelerle yapılsın!

Kim istemez kim?

Kim istemez yanlışın yerine doğruyu kim?..

Tepesinden kavga ve gürültünün eksik olmadığı bu ülkede:

Yerli otomobili kim istemez?

Tarih yazana, vatan kurana, ve de bir milleti kurtaranlara dil uzatılan bu ülkede:

Çağdaş teknolojiye ulaşmayı kim istemez?

Gündemlerin, ancak seçim sandığına kadar ulaştığı bu ülkede:

Kim ulusal kalkınmaya hayır der ki?

Devlet kurumlarıyla adaletin inim inim inlediği bu ülkede:

Kim açılacak iş ve aş kapılarına dur diyebilir ki?

Demokrasisi elinden alınan, özgür kurumlarına adeta kilit vurulan…

Sadece tek taraflı bir medya ile övünen bu ülkede:

Kim ulusal gelirin artmasını istemez ki?

İlk öğrenimden en yükseğine: Her eğitim aşaması bir acayip olan bu ülkede:

Kim bireysel zenginliği istemez ki?

Esnaf ve en ağır iş yapanın yarınları göremediği…

Kepenk kapatıp, icra kapılarında süründüğü bu ülkede:

Kim bir tutam huzurla bir nefes mutluluğu çok görebilir ki?

Hapis damlarında yatanların günden güne arttığı…

Yan gözle bakanların bile korkuyla yatıp kalktığı bu ülkede:

Kim tepedeki yöneten siyasetin yapacağı güzel işlere hayır der ki?

ABD gibi tarihi bir ortağın bile kapısını kapayarak, vatandaşımıza yasağın konduğu bu ülkede:

Onurlu ve de dik duruşlu vatandaş olmayı kim istemez ki?

Dış siyaseti, eski yılların inceliğinden uzakta olan…

Ordusu kumpaslarla yaralanan…

Emniyet güçleri ‘’sizden-bizden’’ etiketiyle karalanan…

Gerçek adaleti oldukça uzaklara yollanan…

Özgür medya mensuplarına hapis damı kapıları aralanan bu ülkede:

‘’Otomobilimiz uçar gider…’’ Şarkısını kim okumak istemez ki?

Hele hele Demokratik Parlamenter Sistem ile bunun temel taşı olan…

Demokratik kitle örgütlerinin tam da işlevini yapamadığı bu ülkede:

Kim İstaiklal Marşı’nı en derin nefes ve de en yüksek bir sesle okumaz ki?

Yeter ki önce yanlışlar okunsun, sonra da tüm beklentiler iyi bilinsin.

İyi bilinsin ki, üretilecek yeril otomobile herkes binebilsin…

O otomobilin geçeceği yollarda:

Refah, barış, huzur ve de güven olsun!

Yoksa, yersiz siyasetle yerli otomobili kim ister ki?