ADALET HER NEREDEYSE SEN DE HEP ORADA OL ÇOCUK

Abone Ol

Bir yeni yıla daha mutsuz ve umutsuz giriyoruz milletçe...

Eski yıllarda; tam da 45 yıl öncesinde kaldı nice mutlu ve umutlu yıllar...

ABD ve İNGİLİZ ayarlı 12 Eylül 1980 darbesinden öncede kaldı. Ne olduysa o uzaktan kumandalı darbeden sonra oldu ülkemize. Çünkü öyle bir darbe yedik ki milletçe... Huzur, güven ve mutluluk adına ne varsa tümü birden darbe öncesi yıllarda kaldı. O hain darbeden önce bu ülkede: Dünyada itibar gören bir demokrasi, bir örgütlü ve özgür emek dünyası, bir bağımsız yargı, bir özgür ve özerk üniversiteler, bir özgür ve öz güvenli medya vardı. Herkes fikrini açık açık ifade ediyor, herkes bu yüzden zindanlara girmiyordu o günlerde. Sendikalı işçi sayısı daha çok, toplu iş sözleşmesi ve grev hakkı daha çoktu bu ülkede.

Emek dünyası demokratik ve örgütlü olarak hak alıyordu. Aldıkları haklarla hem karınları doyuyor hem de emekli olduklarında başlarını sokacak bir ev alıyorlardı o eski yıllarda. Esnaf iş yerinde, çiftçi bağ, bahçe ve tarlasında öyle bir mutluydu ki o eski yıllarda. Tarım ve hayvancılıkta dünya şöhreti olanlardandı ülkemiz. Ürettiklerimiz hem kendimize yetiyordu hem de dışarı satılıyordu elbette. Fabrikalar çalışıp üretiyor onlar da ürettiklerini ihraç ediyordu elbette.

Tekstil ürünleriyle hububatlar, et, ot, saman bile dışarıdan satın alınmıyordu o günlerde. Üreten memnun tüketen memnundu. Çünkü bir kavgacı siyasal kin ve intikamla değil, bir plan ve projeyle yönetiliyor, sadece yandaş olanları değil, tüm yurttaşları kucaklıyordu devleti yöneten iktidarlar...

Devlete olan itibar ve güven öyle bir yüksekti ki, ne kumpaslı ve gizli tanıklı yargılamalar vardı. Ne de milletin iradesiyle seçilenleri bir yargısız infazla zindana koyup, onların yerine kayyum atamalar vardı 45 yıl önceki Türkiye'de.

Hele hele öğrenciler öyle bir özgür öyle bir bilimsel eğitimle ilerliyordu ki, liseler bile bugünkü üniversiteleri kıskandıracak seviyedeydi.

Üniversite öğrencileri bölümlerinde ve her alanda söz sahibiydi. Çünkü üniversiteler özgür ve özerkti, yani kendi seçtikleriyle yönetiliyor, öğrencilerin katılımıyla kararlar alıyordu o günlerde. Ne zaman? Elbette ki 45 Yıl önce; yani ABD ve İNGİLİZ ayarlı hain 12 Eylül 1980 darbesinden önce... Tam da yılbaşı ile bayramların gerçek anlamlarıyla kutlandığı, o güzelim sevgi ve saygı ile birlikte yaşadığımız yıllarda.

O yıllarda: Hoşgörü, tevazu, ve bir demokratik yaklaşım ruhu vardı ülke arazisinde. Ağzını açıp fikrini söyleyenlerle yazıp çizerek eleştirenlere pek de hakaret davası açılmazdı; kimseye bugünkü kadar para ve hapis cezası verilmezdi. İktidarda ya da muhalefette olanlar öyle bir eleştirilir. Öyle bir sert ifadelerle uyarılırdı ki, tam da demokratik bir yaşama yaraşır şekilde.

Ne tepeden aşağıya doğru sürekli kavgacı ve ayrıştıran bir siyasal anlayış vardı ne de devleti yönetenler, yargının vereceği kararları bir siyasal intikam çerçevesinde milletin önüne koyardı. Çünkü o eski yıllarda güçler ayrımı vardı. Meclis kendi işini, hükumet kendi işini, yargı da kendi işini yapardı. Bugünkü gibi bir karmaşa yoktu. Her şey tek bir elden yapılmıyordu. Böyle olunca hem adaletli hem de her alanda bereketli bir ülke oluyordu Türkiye.

Gündemler seviyeli, tartışmalar seviyeliydi. İktidarlar başta medya olmak üzere tüm demokratik baskı gruplarının öneri ve uyarılarını dikkate alarak iş yapardı. Bugünkü gibi her kesimden her alanda hak arayanlar ne hırpalanırdı. Ne de gözaltına alınıp zindanlara konardı.

Bir başkaydı o eski yıllar...

Devletin parası çarçur edilmez, vatanın doğası gözü doymaz madencilere kurban edilemezdi. Kısacası o yıllarda kasa ve koltuk siyaseti değil, vatan ve millet siyaseti yapılırdı. Bu yüzden bir sosyal barış ülkesiydi Türkiye.

Ne enflasyon fakır fukaranın belini bükerdi. Ne de emekli ve çalışan emekçilere verilen ücretler bel bükerdi. Hele hele Asgari Ücret ile Emekli zamları asla bugünkü gibi hayal kırıklığı yaratmazdı. Sorun taraflarca çözülür hemen gündemden çıkardı. Aileler mutlu, millet mutlu, devlet mutluydu 45 yıl önceki Türkiye'de...

Böyle olunca yılbaşı ve bayramlar tam da anlamıyla kutlanırdı her adreste. Oysa bugün her adreste öyle bir haksızlık var ki, kimi zindanlarda yatanlar için, kimi az ücretle aç kalanlar için, kimi de vatan doğasını gözü doymaz madencilerin zulmünden kurtarmak için yollarda... Hem de her yaştan, her cinsten ve de her kesimle her iş kolundan yollardalar...

Bu kadar yanlışı ve haksızlığı görünce elbette ki 45 yıl önceki Türkiye'yi özledik. Umarız gelecek yeni yıl bu yılı aratmaz. Herkesin mutlu ve huzurlu olduğu bir ülkemiz olur. Nice yıllara... 45 yıl önceki yılları aratmayan yıllara...

UMUT NEDİR BİLİR MİSİN ÇOCUK? UMUT, BİR NEFES ADALETTIR.

İÇİNDE: EMPATİ, SEVGİ VE SAYGI OLAN, HER ZAMAN VE HER YERDE INSANI İNSANLIK DIŞI KÖTÜLÜKTEN KORUYAN ADALETTİR. O ADALET HER NEREDEYSE SEN DE HEP ORADA OL ÇOCUK... ORADA OL Kİ, İNSANLIK KURTULSUN...

{ "vars": { "account": "G-LFQRKY8JGD" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }