Ya zindan zindan CHP'YE yapılan zulüm gündemleri...
Ya da pahalı ihtiyaçlarla, pahalı barınma, eğitim ve sağlık sorunları gündemleriyle geçiyor vatandaşın
huzursuz günleri....
Ne var ki ülkeyi yöneten iktidarın aklı başka yerdedir! Yeter ki en tepedekiler huzurlu olsun! Saltanatları daha nice yıllar sürüp gitsin!
Ne açlık ve yoksulluk çeken 70 milyon insanımız umurlarında ne de tepelere çıkan toplumsal bunalım umurlarında...
Tek dertleri var; o da devletin ve medyanın gücüyle muhalefeti parçalamak, yargı yoluyla önünü keserek gelecek seçime muhalefetsiz bir seçim sandığı kurmaktır o kadar!
MUHALEFETE YAPILAN HAKSIZLIK VE ZULÜMLER ARTİK TÜM DÜNYADA BİLİNİYOR!
Türkiye 'ye fayda ve başarı sağlayan herkesin ve her şeyin başına nelerin geldiğini de tüm dünya biliyor!
BU HAKSIZLIKLAR VE ZULÜMLER NE DEVLET ADAMLIĞI İLE NE DE MİLLETİN SEÇİP HİZMET BEKLEDİĞİ SİYASAL İKTİDAR RUHU ILE BAĞDAŞIR!
Çünkü ölüm gibidir tüm zulümler...
Asla büyüğü küçüğü olmaz.
İster insanlara yapılsın ister doğaya... Asla adres sorulmaz!
Çünkü zulüm zulümdür!
Ne zamana göre değişir ne de yere göre...
Ne Almanya'nın yüz karası ve de utancı olan bir tek Hitler ile anılır zulümler...
Ne de günümüzde Gazze'yi işgal edip, on binlerce insanı öldüren İsrail yönetimi ile anılacaktır zulümler....
Kimse, yaptığı zulümleri görmezlikten gelerek, geçmişin ve günümüzün kimi zalimlerini gündeme taşıyarak kendisini temize çıkarmaya kalkmasın!
Yurtta ya da dünyada nerede olursa olsun, herkes aynaya bakarak konuşsun ki, gerçek zalimlerle gerçek zulümler tek tek ortaya çıksın!
MADEMKİ ZALİMLER VE ZULÜMLER ÖYLEYSE:
Köydeki tarladan bağ ve bahçeye...
Yayladaki mezradan, şehrin göbeğindeki bacalı ve bacasız tüm üretim ve hizmet birimlerine kadar:
Her alanda haksızlığa uğrayan çalışan emekçilerle emekli emekçilerin duyulmayan seslerdir zulüm!
Siyasal tespitlerle one sürülen rakamların, gerçek piyasa karşısındaki eksikliği, yoksunluğu ve de ortada bıraktığı utanç açlığıdır zulüm. İster kamusal alanda olsun ister özel alanda olsun fark etmez!
ZULÜM ZULÜMDÜR!
Yurtta ve dünyada: Emeğin ve de emekçinin hakkını yiyenler de zalimdir! Çalışma hayatı, dünya kurulalı böyledirl, Zalimlerle zulümler hiç değişmedi! Emek sömürüsü hiç değişmedi! Feodalite devri neyse bugün de öyledir. Nice çağdaş mevzuatlara rağmen öyledir! Emek ve emekçiye karşı uygulanan zulümler, zalimlerle birlikte sürüp gidiyor!
YA SEÇİLMİŞLERE UYGULANAN YARGI ZULÜMLERİNE NE DEMELİ?
27 Mayıs 1960 darbesini gören biz...
12 Mart 1971'de yapılan darbeyi yüksek öğrenim yıllarında yaşayan biz...
12 Eylül 1980 darbesini, bir demokratik oluşumun başkanlığını yaparken yıllarca zulme uğrayan biz...
Nice karakollar, emniyet müdürlükleri, savcılıklar ve mahkemeler görüp, yıllarca buralarda yargılanan biz... (birkaç sıkı yönetim mahkemeleri dahil...)
Asla bugünkü bir adalet sistemiyle karşı karşıya gelmedik! Asla bugün seçilmiş belediye başkanlarının ve çalışanlarının başına gelen yargılama ile karşı karşıya gelmedik!
Karşılaştığımız her olayda: Ne ülkeyi yönetenlerin yargı üzerindeki etkinliğine tanık olduk! Ne de yargı mensuplarının taraflı kararlarına tanık olduk.!
Gün oldu tutuklu olduğumuz yerden bir tek dilekçeyle serbest kalıp, kalanlara da tanık olduk. Gün oldu ilk mahkemede beraat ederek evimizin yolunu tuttuk!
O GÜNLERDE YARGISI INFAZ YAPARAK YARGIYI ETKİLEYEN DEVLET ADAMLARINA DA BUGÜNKÜ KADAR RASTLAMADIK!
Oysa bugün, milletin iradesiyle seçilen herkesi, önce Cumhurbaşkanı Erdoğan suçlayıp yargılıyor, sonra da savcılar devreye girerek gereğini yapıyor. Hem de hukukla bağdaşmayan nice uygulamalarla yapıyorlar!
Bizler, darbeli dönemlerin sıkıyönetim mahkemelerinde bile görmediklerimizi bugün görüp tanık oldukça; elbette ki adalet ve ülkemiz adına Hem üzülüyor hem de utanç duyuyoruz!
Oysa ortada ne bir darbe var ne de sıkıyönetim vardır.
Ortada olan: Cumhuriyet Türkiyesi'ne karşı duyulan kin ve intikamdır. Cumhuriyeti savunan CHP'Yİ ortadan kaldırarak gelecek seçimleri kazanma planıdır.
Ne yazık ki yargıyla yapılan bu siyasal intikamcı girişimler: Giderek tam da zulme dönüştü!
SUÇSUZ İNSANLARI ZİNDANA KOYMAK DA BİR BAŞKA ZULÜMDÜR ELBETTE! ÇÜNKÜ YAŞADIK GÖRDÜK!
Hem haksız yere zindanlara konanların kendileri Hem de yakınları zulme uğruyor! Maddi ve manevi olarak... Can sağlığı ve de özgürlük hakkında zulüm görüyor!
Bir siyasal hırs uğruna böyle de yapılmaz ki... Hiç devleti yönetenler öz yurttaşlarına böyle haksızlık yapar mı? Birkaç belediye yönetimini almak için öz yurttaşlarımıza bu kadar zulüm yapılmaz ki...
NE DEMISTIK: ZULÜM ZULÜMDÜR! YURTTTA VE DÜNYADA KIME YAPILIRSA YAPILSIN FARKETMEZ!
Ne acıdır ki, öz yurdunda öz insanının başına gelen zulümlere göz yumanlar, GAZZE'YE ağıt yakıyor. Tarihteki zalimleri hatırlatarak yurttaşlara hamasi naralar atıyor!
Gerçekler çıplak gezer!
Her şeyi devletin ve medyanın gücüyle silkeleyen AKP iktidarı, ne yazık ki acımadan adaleti de silkeledi!
Anayasayı tanımayarak, milletin demokratik iradesine saygı duymadan silkeledi.
SONUÇ: Adalete olan güven sarsıldı! Demokrasi, baskıcı ve tek adam sistemiyle komaya girdi!
Ekonomi, eğitim ve sağlık alanında her şey yıllarca geriye gitti!
Devletin yerini intikamcı ve kindar bir siyaset alırken....
Öte yandan da adaleti silkeleyerek, Türkiye ile Türkiye'yi karşı karşıya getirdiler!
Dünyada eşi ve benzeri olmayan;
"ÖZ ÜLKESİNE ZARAR VERMEK İÇİN UĞRAŞAN BU İKTİDARI " DEVRİNE UYGUN BIR BAŞLIKLA TARIH KİTAPLARI DA YAZACAKTIR!