EKONOMİ

“ALTININ GRAM FİYATINDA YUKARI YÖNLÜ TREND SÜRECEK.”

Dalgalanmaların sürdüğü altın piyasasında, altına yatırım yapmak isteyenlerin kafasındaki soru işaretlerini aydınlatacak açıklamalar sektörün önemli isimlerinden bir olan Emre Met’ten geldi.

Abone Ol

Altın fiyatlarındaki sert dalgalanmalar hem yatırımcıların hem de vatandaşların kararlarını yeniden şekillendiriyor. Peki bu süreçte altına olan ilgi azalıyor mu, yoksa güvenli liman olma özelliğini sürdürüyor mu? Avrupa altın piyasasında bilinen Türk firmalarından Met Jewellery (Met Kuyumculuk)’un sahibi ve Takı Üreticileri ve İhracatçıları Derneği ( TÜİD) Başkan Yardımcısı Emre Met, yatırımcıları bu konuda bilgilendirdi.

Altın, yüzyıllardır Türk toplumunun en güvenilir tasarruf aracı olarak görülüyor. Ancak son dönemde yaşanan sert dalgalanmalar, yatırımcıların ve vatandaşların tercihlerini doğrudan etkiliyor. Bu hareketliliği ve geleceğe dair beklentileri konuşmak üzere, Avrupa Birliği ülkelerindeki altın piyasasında en bilinen Türk firmalarından biri olan Met Jewellery (Met Kuyumculuk)’un sahibi Emre Met ile bir araya geldik. Uzun yıllardır hem Türkiye’de hem de Avrupa’da faaliyet gösteren Met Kuyumculuk, sektörün yakından takip ettiği firmalar arasında yer alıyor. Takı Üreticileri ve İhracatçıları Derneği ( TÜİD) Başkan Yardımcısı’da olan Met altın yatırımcılarını rahatlatacak açıklamalarda bulundu.

Sizce bu dalgalanmaların temel sebebi nedir? Yükseliş devam edecek mi?

“Dünyada altının fiyatı Amerikan Doları cinsinden ons üzerinden belirleniyor. Şu anda ons fiyatı yaklaşık 3.750 dolar civarında. Türk Lirası bazında ise yılbaşından bu yana dolar kurundaki artışla birlikte ciddi bir yükseliş görüyoruz. Önümüzdeki dönemde ons fiyatının 4.000 dolara kadar çıkabileceği tahmin ediliyor. Bu beklentinin arkasında Trump’ın politikalarıyla oluşan ticari gerginlikler, Ortadoğu ve Rusya-Ukrayna savaşları, ayrıca Amerikan Merkez Bankası Fed’in faiz indirme eğilimi var.
Merkez bankalarının da aynı yönde hareket ettiğini görüyoruz. 2024 yılında dünya genelinde merkez bankaları önemli miktarda altın aldı. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası da bu eğilime katıldı ve geçen yıl en çok altın alan ikinci ülke oldu. Bu da merkez bankalarının bile altına dair yüksek beklentilere sahip olduğunu gösteriyor.”

Dünyadaki altın fiyatlarıyla Türkiye’deki altın fiyatları arasında bir fark var mı?

“Türkiye’deki altın fiyatlarıyla global fiyatlar arasında ciddi bir fark oluştu. Mehmet Şimşek’in cari açığı dengeleme çabaları kapsamında altına kota getirmesi ve ithalat yetkisini sadece belirli firmalara vermesi bu farkın nedeni. Bu durum bazıları için arbitraj fırsatı yarattı; örneğin Dubai’den altın alıp Türkiye’de bozduranlar oldu. Ama Türk üreticisi ve ihracatçısı için bu, global piyasalarda rekabeti zorlaştıran bir sorun haline geldi.
En büyük problemlerden biri, reel enflasyon ile döviz kurundaki artış hızının birbirine paralel olmaması. Enflasyon yüksek seyrederken döviz kuru aynı hızda yükselmiyor. Bu da üretim maliyetlerini artırıyor ve ihracat yapan firmaların rekabet gücünü düşürüyor. İhracatçılar, rekabet edebilmek için döviz kurlarının enflasyonla paralel şekilde artması gerektiğini sıkça dile getiriyor.”

Döviz, borsa ve kripto paralar yatırımcıların gündeminde. Altın, bu alternatifler arasında hâlâ güvenli liman olma özelliğini sürdürüyor mu?

“Her ne kadar döviz, borsa ve kripto paralar gündemde olsa da altın hâlâ güvenli liman özelliğini koruyor. Küresel gerginlikler ve finansal beklentiler doğrultusunda altının önümüzdeki dönemde de değerini koruması ve artırması bekleniyor. Uzun vadeli kazanç için altına olan güven devam ediyor.”

Ekonomik koşullar vatandaşın altın alım gücünü nasıl etkiliyor? Özellikle düğün, nişan gibi özel günlerde talepte bir azalma söz konusu mu?

“Eskiden düğünlerde ziynet olarak ata lira ya da çeyrek altın takmak toplumumuzda hem bir gelenek hem de ekonomik bir güç göstergesiydi. Ancak gelinen noktada, gram altın fiyatlarının 5 bin liranın üzerine çıkması, birçok vatandaş gibi biz iş dünyasının da dikkatle takip ettiği bir konu haline geldi. Bugün artık insanlar çeyrek altın almakta bile zorlanıyor; bu durum hem bireysel tasarruf alışkanlıklarını hem de toplumsal dayanışma kültürünü ciddi şekilde etkiliyor.
Buna rağmen halkımızın altına olan ilgisi devam ediyor. Çünkü altın, bu ülkede yalnızca bir ziynet eşyası değil; aynı zamanda bir güvenlik aracı, birikim ve yatırımın geleneksel formudur. Kendi adıma konuşacak olursam, ekonomik belirsizliklerin arttığı bu dönemde, insanlar gibi bizler de paramızın satın alma gücünü korumak adına alternatif yatırım araçlarını değerlendiriyoruz ve altın hâlâ güvenilirliğini koruyan en önemli seçeneklerden biri.”

Pandemi sonrası alışveriş alışkanlıkları değişti. Online satış kuyumculuk sektöründe ne kadar etkili oldu?

“Genç tüketici kitlesinin online alışverişe zaten yüksek oranda adapte olduğu bilinen bir gerçek. Ancak pandemi süreciyle birlikte bu alışkanlık, yalnızca gençlerle sınırlı kalmadı; orta yaş ve üzeri tüketicilerin de dijital platformları aktif olarak kullanmaya başladığı net bir şekilde gözlemlendi. Bu durum, perakende sektörünün geneli gibi kuyumculuk alanını da doğrudan etkiledi.
Kuyumculuk sektöründe online satışlar artış gösterse de, altının yüksek değerli bir yatırım aracı olması nedeniyle tüketiciler için güvenilirlik konusu hâlâ ön planda yer alıyor. Özellikle ürünün orijinalliği, saflığı ve teslimat güvenliği gibi unsurlar, tüketici kararlarında belirleyici faktörler olarak öne çıkıyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde bu alandaki dijital adaptasyon çok daha ileri düzeyde. Online mücevher ve değerli maden satışı, yüksek hacimli ve sistematik şekilde yürütülüyor. Türkiye'de ise bu süreç henüz gelişim aşamasında. Ancak özellikle tanınmış, kurumsal kimliğe sahip markaların resmi internet siteleri üzerinden yaptıkları kampanyalar ve indirimler sayesinde tüketicilerin online alışverişe olan güveni artmış durumda. Bu da satış hacmini doğrudan etkileyen bir unsur hâline geliyor.”

Genç neslin mücevhere ilgisi nasıl? Daha çok yatırım amaçlı mı yoksa günlük kullanım amaçlı mı ürünlere yöneliyorlar?

“Genç tüketiciler, günlük kullanımda altın veya gümüş gibi kıymetli madenlerden ziyade, daha uygun fiyatlı ve farklı metallerden üretilmiş bijuteri ürünlerine yöneliyor. Bu tercihin hem ekonomik sebepleri hem de stil odaklı motivasyonları olduğu görülüyor. Buna karşın, orta yaş ve üzeri tüketiciler ise hâlâ geleneksel çizgide kalmayı tercih ediyor; yüksek gramajlı ve değerli altın takılar, bu kesim için hem bir statü göstergesi hem de uzun vadeli yatırım aracı olmayı sürdürüyor.” SÜMEYRA DUĞAN / NİLGÜN COŞKUN – KENT YAŞAM

{ "vars": { "account": "G-LFQRKY8JGD" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }