Galatasaray’ın İstanbul’da oynadığı çoğu maçı basın tribününden takip ediyorum. Hani bir atasözü vardır “ İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır” diye. Sabah akşam TV’lerde, gazetelerde, futbolu yönetenleri enine boyuna eleştiriyoruz. Peki basın çalışanları olarak hiç kendimize bakıyor muyuz? Basın tribününe gelen öyle tipler var ki, maç çıkışı statdan ayrılan yöneticilere, futbolculara kulüp çalışanlarına öyle bir tavır sergiliyorlar, öyle bir “yalakalık” yapıyorlarki görmeniz lazım. Şimdi diyeceksiniz ki sen meslektaşlarını mı eleştiriyorsun? Hayır ben “çürük elmaları” eleştirip, gerçekleri söylüyorum. Sokakta görseniz selam vermeyeceğiniz tipler, 3-5 programa çıkmış, PR yapmış her gelen geçen futbolcuyla, yöneticiyle tokalaşıp “40 yıllık” ahbab gibi davranan “sahte” samimi halleri beni deli ediyor. Önce kendi kapımızın önünü süpürüp daha sonra başkalarını eleştirmek lazım. Uzun uzun yazmaya da gerek yok kısacası futbolu kirletenler nasıl temizlenmeliyse, “basın tribünündeki yalakalar da öyle temizlenmeli”

Söylesene Torrent, Morutan’la derdin ne?

Sezonun bitmesine 2 hafta kaldı. El birliğiyle Galatasaray’ı bitirenler, gelecek sezonu da bitirmek için elinden geleni yapıyor. Sözde taktik dehası “Torrent bey” haftalardır Morutan’ı kadroya almazken son haftalarda ise yedek kadroda tercih etti. Fatih Terim döneminde 3 gol atıp, 4 asist yaparak 7 gole katkı sağlayan Morutan, Torrent sayesinde dibi gördü. Nasıl görmesin ki? Torrent gibi bir hocanız varsa dibi de görürsünüz futbolu da bırakırsınız. Torrent sadece A takımda oynayan oyuncuları değil, Galatasaray 19 Yaş Altı Futbol Takımı’nda oynayan gençleri de bitirdi, soğuttu. Sezonun bitimine 2 hafta kalmış, herhangi bir hedef yokken, kulüpte bir tane akıllı adam yok mu “Şu gençleri oynatalım da en azından gelecek için neler yapılabilir? Bu oyuncular bizim geleceğimiz” diyecek. Buradan uyarıyorum: Galatasaray’ın sadece bu sezonu değil, gelecek sezonu da bitik, umut vermiyor.