Belirsiz, başı sonu belli olmayan, neyin nerede başlayıp bittiğinin anlaşılmadığı durumları izah etmek için kullanılan 'Sapla saman ayrılmıyor', 'At izi it izine karıştı' gibi ifadeler, günümüzü anlatmak için bir hayli güçsüz, çaresiz kalmaya başladı...

Örneğin; cumhurbaşkanlığı makamının ve orada oturan kişinin yetki ve sorumlulukları ile görevleri hakkında yazılı bir şeyler olmasına karşın aslında son derece de muğlaktır. İlgili düzenlemelerde genellikle 'yapar, eder, karşı çıkar, mahkemeye götürür..' şeklinde değil de 'yapabilir, edebilir...' türü elastiki kavramlar kullanılır...

Bu durum çoğu kere başbakanlık ve bakanlıklar olduğu gibi müdürlük düzeyinde birimlerde de kendini gösterir...

Öte yandan; şimdiki durum, geçmiş dönemlerdeki uygulamalar ile düşünülen, tasavvur edilen gelecekle ilgili projeler de birbirine karıştırılır.

*****

Yakın gelecekte bir cumhurbaşkanlığı seçimi yaşayacağımız malum. Daha önce parlamento tarafından seçilen cumhurbaşkanı, bu dönemle birlikte halk tarafından seçilecek.
Yani iddia öyle...

Adaylar çıkacak, il il, ilçe ilçe dolaşacak, kendisini tanıtacak ve oy isteyecek.
Kulağa hoş geliyor değil mi?

Ama durun bakalım, acele etmeyin; öyle önüne gelen yapamayacak bunu, en az yirmi milletvekili tarafından önerilme şartı var.

Bu ne demek?
Partiler aday gösterecek demek...

Henüz açıklanmamakla birlikte iktidar partisinin adayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olacak. Olacak da, ne adayı olacak; cumhurbaşkanı mı, başkan mı?

Öyle ya Erdoğan'ın kafasında yetkisi sınırlı, görevi belirsiz bir cumhurbaşkanlığı makamı yok ki. O, bütün ipleri elinde toplayan -adı her ne olursa artık- bir ‘tek yetkililik’ istiyor...

Olur mu, verirler mi?
Bilemem!
Bakacağız, göreceğiz...

*****

Anamuhalefet Partisi CHP'nin genel başkanı Kemal kılıçdaroğlu ile MHP'nin kıdemli genel başkanı Devlet Bahçeli, iki koldan yaptıkları tarama sonucu bir aday ismi üzerinde uzlaştılar...

Güya; CHP teklif etti ve MHP de büyük bir sevinçle kabul etti...

Güya; ziyaret ettikleri irili ufaklı partilerin yetkilileri, STK temsilcileri, bilim ve düşün insanları kahır ekseriyetle önerdi de karşı koyamadılar...

Güya; önerilen isim her iki partiye de yakın bir kişilikmiş...

Güya; ulusal ve uluslar arası çevrelerin istediği, sıcak baktığı bir isimmiş...

Güya; cumhuriyet değerlerine de, dinsel ve geleneksel değerlere de saygılıymış...

Güya; hiçbir meshepten yana olmayıp tüm bileşenleri kucaklama özelliği gösteren bir figürmüş...

Güya; Türkiye'nin bunhdan sonrasını planlayan büyük resmin içinde yer alan, tamamlayan önemli bir figürmüş...

Güya; Erdoğan'la hiçbir temel konuda uzlaşmadığı için halka daha yakınmış...

Güya; Kılıçdaroğlu Alevilerin aleyhine olacak bir karara imza atmaz, bir kişiyi yetkilendirmezmiş...

Güya; CHP'nin ya da MHP'nin değil, halkın adayıymış. Zira bu partiler kendilerine değil, halka cumhurbaşkanı seçme arzusundaymış...

Güya güya güya...
Bekleyeceğiz ve göreceğiz.

*****

İslam coğrafyası diye adlandırılan dünyada sözüm ona müslümanlar, güya başka müslümanları ve müslüman olmayanların çıkarları doğrultusunda kıtır kıtır keserken...

Her tür insanlık dışı eylemi; katliamı, zulmü, tecavüzü, işkenceyi, sürgünü her kesim diğerine rahatlıkla uygularken...

Her gün yeni bir adla ya da bölünme şeklinde yeni görünümlerle ortaya çıkan ve esas işi insan öldürmek olan güya müslümanlar; bizim gibi nüfusunun yarısından çok fazlası yoksulluk sınırının altında yaşayan ülkelerin insanlarının ödediği vergilerin akıtılmasıyla beslenirken...

'Tekbirrr' , 'Allahuekber' nidaları eşliğinde kafalar kesilir, ciğerler sökülür, insanlar kurşuna dizilirken...

Koca koca din alimleri başkalarının kadınlarına, kızlarına tecavüz etmeyi bir hak ve helal sayarken...
Vee, insanlığın erkek kesiminin her tür insanlık dışı uygulamasına maruz kalan o zavallı kadınlar hala bu zihniyete körü körüne ve canı pahasına hizmet etmeği sürdürürken...

Türkiye'de yeni cumhurbaşkanının adının Tayyip olmasının ya da Ekmeleddin olmasının çok mu değeri olur sanıyorsunuz?

Aynı zihniyetin, aynı kültürün, aynı ruhun yansımasındaki fark dağlar kadar mı olur sanıyorsunuz?
Hakkında sizin kadar, yani medyaya yansıdığı kadar bilgi sahibi olduğum Ekmeleddin İhsanoğlu isminin durup dururken ve bu arayışlar sonucunda muhalefet partilerine eklemlendiğini mi sanıyorsunuz?

*****

Sahi beslemelerimizin tutsak ettiği konsolosluk görevlilerimizi ne zaman teslim alıp kahramanlık yapacağız?..