İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB), bünyesinde dünyada sayılı örnekleri bulunan ‘İklim Müzesi’ni de barındıran Kadıköy’deki Müze Gazhane’de “İstanbul İklim Vizyonu ve Revize İklim Eylem Lansmanı” toplantısı dzüenlendi. Etkinlikte ilk olarak, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından hazırlanan “Yok Oluşu Seçme” filmi gösterildi. UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Luisa Vinton ve C40 Avrupa Bölge Direktörü Júlia López Ventura’nın video-konferans yoluyla mesajlarını paylaştığı etkinlikte, “Genç İklim Elçileri” Melisa Akkuş ve Resul Hüseyinzade de birer konuşma yaptı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirilen lansmana  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Arzu Önşen, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ve yabancı diplomatlar katılımcılar arasında yer aldı.
 

Tüm dünyanın hayati ve ortak sorunu iklim krizine karşı, İstanbul’un “İklim Değişikliği Eylem Planı”nı kamuoyuyla paylaşam İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
 

“TEDİRGİN OLALIM, KORKALIM”

"Tüm dünya gibi İstanbul da iklime bağlı çok ciddi risklerle karşı karşıya olduğunu hepimiz biliyoruz. Bilim insanları, önümüzdeki dönemde Dünya'da sıcaklık artışlarını 1,5-2 derece ile sınırlandırmazsak, ciddi felaketlerle karşı karşıya olduğumuza dönük uyarılar yapıyorlar. Daha birkaç yıl öncesine kadar bu mevsimde kazaklar, paltolar giyer dolaşırdık şimdi neredeyse tişörtle, gömlekle geziyoruz. Çok değil birkaç ay önce Batı Karadeniz'de sellerde 82 yurttaşımızı kaybettik. Yaz ayları boyunca iklim değişikliğine bağlı sıcaklık artışıyla beraber Ege ve Akdeniz'de onlarca ormanımızda yangın çıktı ve haftalarca söndüremedik. İnsanlarımızı, ormanlarımızı, diğer canlıları ve meskenlerini kaybettik.

Kuraklık ve susuzluk o da ayrı bir sorun. İstanbul'da iki yıl önce çok sıkı bir kuraklık yaşadık. Her geçen gün hayatı kuraklık çok ciddi bir biçimde tehdit ediyor. Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorunu hepimizi çok korkuttu, tedirgin etti. Hayatı bitirecek risklere sebep olduğunu hep beraber gördük. Tedirgin olalım, korkalım.

“DÜNYA'NIN HER ANLAMDA DÜZENİ ALTÜST OLUYOR”

İstanbul'da Akdeniz iklimine geçişi gözlemlemeye başladık. Küresel ısınmaya bağlı olarak buzullar eridikçe Dünya'nın her anlamda düzeni altüst oluyor. Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren İstanbul için bir iklim vizyonu hazırlamaya başlamış ve önceki planı revize ederek İstanbul'un geleceğini etkileyecek çalışmalara başlamıştık. İstanbul İklim Eylem Planı ilk olarak 2018 yılında hazırlandı. Ne var ki eski çalışma kısıtlı bir ilerleme hedefliyor ve dünyanın paralel hedeflerine uyum sağlamıyordu.

“HEDEFLERİMİZE HEP BİRLİKTE KARAR VERDİK”

2019'da göreve geldikten sonra planda hızlı bir revizyon sürecine girdik. İstanbul'da veri topladık, modelledik. Stratejik eylemlerimize ve hedeflerimize hep birlikte karar verdik. İstanbul'un iklim anayasasını belirlemiş olduk. İstanbul İklim Eylem Planımız Sürdürülebilir Enerji Eylem Planı, Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı ve İstanbul Atık Yönetim Planı gibi politika belgeleriyle birlikte hayata geçmektedir.

"HEDEFİMİZ KARBON NÖTR İSTANBUL"

Stratejik amacımız burada İBB'nin tüm plan ve çalışmalarının iklim eylemi perspektifi önceliğinde gerçekleştirilmesi, iklim adaletinin sağlanması. Bu kapsamda 2050 yılında karbon nötr hedefine ulaşabilmek için azaltım yüzdelerini, 2030 yılına kadar yüzde 52 mutlak azaltım, 2040 yılına kadar yüzde 89 mutlak azaltım, 2050 yılına kadar ise yüzde 100 mutlak azaltım olarak belirledik.

“İSTANBUL'UN BİYOÇEŞİTLİLİĞİ AZALACAK”

İklim krizine karşı dayanıklı bir kent haline gelmezsek çok zor bir hayat geçireceğiz. Gıda ve su temininde kıtlık yaşanacak. Orman yangını gibi felaketlerin arttığını hep birlikte göreceğiz. İstanbul Boğazı'nda deniz seviyesinin 75 santimetre yükselmesi riskiyle karşı karşıya kalacağız.Bir yandan İstanbul'un yıllık yağış miktarı yüzde 12 oranında azalırken bir yandan da yağışlarının yoğunluğunun yüzde 59'a kadar artması söz konusu olacak. Özellikle bunun yaratacağı seller kritik altyapı ve ulaşım sistemleri için gerçekten büyük bir risk oluşturacak. İstanbul'un biyoçeşitliliği azalacak.

“BETON KANAL DEDİĞİMİZ UCUBE…”

"Bütün bunların üstüne İstanbul'un farklı bir tehdidi daha var. Beton Kanal dediğimiz ucube. Bu ucubenin şehrimize ekleyeceği korkunç tehlikelerden gerçekten söz etmek bile istemiyorum. Beton Kanal ekolojik dengeyi tümüyle bozacak, binlerce yıldır edindiğimiz kültürel miras üzerinde yok edici etkileri ve afet riskini artıracak. Kenti, toplumun ve tüm canlıların yaşam hakkını gasp eden bir proje olduğunu Beton Kanal'ın bütün arkadaşlarıma aktarmak isterim. Beton Kanal'ın bölgesel ve küresel bir iklim tehdidi olduğunu da belirtmek lazım. Beton Kanal iklim krizini artırmakla kalmayacak, bu krize karşı alınmakta olan önlemleri de ne yazık ki şehrimiz adına etkisiz hale getirecektir.

Kanal İstanbul'un imar planı yine değişti!

İstanbul'un ikliminde meydana gelecek olumsuzlukların etkisi ulusal ve küresel boyutta hepimizi etkileyecektir.

Uluslararası taahhütlerine uygun olarak, çok daha kapsamlı ve somut hedefler tanımlayan bir plan hazırladık. İstanbul dayanıklı bir kent olacak. Metro hatlarımızın uzunluğunu 630 kilometreye çıkartma hedefi koyduk. Park-et - devam et alanlarını genişletiyor, vatandaşlarımızı toplu taşımaya yönlendirme adımlarımızı daha da hızlı hale getiriyoruz. Bisiklet yollarını 650 kilometreye çıkartıyoruz.

SOMUT YOL HARİTASINI TANIMLADIK

İBB C40'a ilk ve tek belediye. 1,5 yıl önce başlattığımız çalışmalar ve C40 ağının teknik desteğiyle 2050 yılında İstanbul'un karbon nötr ve iklim krizine dayanıklı bir kent adımları belirleyip somut yol haritasını tanımladık."

“KANAL İSTANBUL İHALESİNİ HİÇ KİMSE ALMAYACAK”

İmamoğlu’ndan sonra kürsüye gelen CHP lideri Kılıçdaroğlu ise şu ifadeleri kullandı: “Ekrem Başkan’ımız güzel şeyler anlattı. Mücadele için neler yaptığımı söyledi. Hedefleri açıkladı. Bunlar son derece güzel şeyler. Diğer belediye başkanlarını da aynı çabayı göstermesi lazım. Çünkü birlikten güç doğar. Bir kriz var. Kriz İstanbul'un mu? Hayır. Türkiye'nin mi? Hayır. Akdeniz'in mi? Hayır. Dünyanın krizi. İnsanlığın geleceği. Bizim dışımızdaki bütün canlıların da aynı zamanda geleceği. O zaman bu mücadelenin her birimiz bir ucundan tutarak ve belli bir zaman dilimi içinde başarıyla sonlandırarak, güzel sonuçlar elde edebiliriz. Bu çok önemli. Kanal İstanbul'dan da söz etti Sayın Başkan. Sayın Başkan, hiç meraklanma. Kanal İstanbul ihalesini hiç kimse almayacak. Alan olursa, çok ağır bedeller ödeyecektir. İster içerden, ister dışardan bu coğrafyaya ihanet etmek üzere açılan bir ihaleyi birisi alıyorsa ve iklim krizinin bu kadar yaygın olarak konuşulduğu bir dünyada, siz hala İstanbul'a ihanet etmeye devam edecekseniz ve bunun ihalesi açılacaksa, o ihaleye giren ağır bedeller ödeyecektir. Bunu herkesin bilmesini isterim. Dolayısıyla bu ihaleyi kimse girmeyecektir. Gönlünüz rahat olsun Sayın Başkan’ım.” İSA KARAARSLAN / KENT YAŞAM

Editör: Haber Merkezi