Silivri’de verimli tarım arazileri ve doğanın korunması için yükselen tepkilere rağmen, Belediye Başkanı Balcıoğlu, Çanta'da kurulmak istenen çimento fabrikasının arkasında saf tutuyor ve STK’ların uyarılarını görmezden geliyor.
Silivri’de yerel yönetim ile çevreciler arasında fabrika tartışması büyüdü. Belediyenin “Klinker Öğütme Terminali” olarak lanse ettiği tesis, çevrecilere göre doğayı katledecek bir çimento fabrikasından öte değil. Sivil toplum kuruluşları ortak açıklama yaparken bakanlıktan ÇED raporu olması gerektiğine vurgu yapıyorlar.
İstanbul’un yaz turizmi ve tarımda önemli bir merkezi olan ve nispeten bakir alan yerlerinden Silivri’de, Boğaziçi Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından faaliyete geçirilmesi beklenen tesis için çevreci sivil toplum kuruluşlarından yükselen sesler var.
Çevreci sivil toplum örgütleri tesisin Silivri’nin doğasını katledecek bir “Çimento Fabrikası” olduğunu ifade ediyorlar. Kuzey Ormanları Savunması tarafından konuya ilişkin yapılan açıklamada,
“Silivri Çanta Köyü mevkilerimizde yapımına başlanan, doğaya ve halk sağlığına geri dönüşsüz zarar verecek olan klinker öğütme tesisi projesinin durdurulmasını istiyoruz. Kuzey Ormanları kırsalı sermayenin sanayi bölgesi ve çöplüğü değildir. İstanbul’u daha fazla çimento, beton tesisi değil; temiz hava, su, gıda, kırsal, mera, deniz, orman yaşatır” denildi.
“ADI TESİS, FAALİYET KODU ÇİMENTO FABRİKASI”
Çevreciler, projenin Balaban Mahallesi’nde 20 bin metrekareyi aşan bir alanda hayata geçirileceğini, şirketin raporlarına göre tesisin adı “Klinker Öğütme Tesisi” olsa da faaliyet kodu ve üretim süreci çimento fabrikasına işaret ettiğini söylüyorlar.
STK’LARDAN ORTAK AÇIKLAMA: AK PARTİ VE MHP’YE ÇAĞRI
Silivri’de kurulması planlanan çimento fabrikasına karşı çevre örgütleri ve sivil toplum kuruluşları kapsamlı bir açıklama yapıldı. Açıklamayı, İstanbul Harita Mühendisleri Odası Silivri Temsilcisi Süheyl Kırkıcı gerçekleştirdi.
Kırkıcı, açıklamada siyasetçilerin sıkça dile getirdiği “halkın sağlığı kırmızı çizgimizdir” sözlerinin ancak somut adımlarla anlam taşıyacağını vurguladı. Çevreciler ise asıl yetkinin iktidar partilerinde olduğunu belirterek AKP ve MHP’ye sorumluluklarını hatırlattı. Belediyenin de mevzuat arkasına sığınmak yerine, daha önce Kavaklı’da olduğu gibi siyasi irade ortaya koyabileceği ifade edildi.
Şirketin tesisi “terminal” olarak tanıttığını ancak ÇED raporlarında yılda 1 milyon ton üretim kapasiteli bir çimento fabrikası olduğunun açıkça yazıldığını belirten açıklama, bunun halkı yanıltma çabası olduğu savunuldu.
STK’ların somut talepleri arasında şunlar yer aldı:
· Plan notu değişikliği ile çimento ve benzeri tesislere moratoryum ilan edilmesi,
· Bağımsız bilim kurulu ve meclis denetim komisyonu kurulması,
· Belediye meclisinin halka açık olağanüstü oturum düzenlemesi,
· Çevreye zarar veren sektörlerden bağış ve hibe kabul edilmemesi,
· Bağımsız bilirkişi incelemeleri ve hava–su kalitesi ölçümlerinin yapılması.
Metne imza atan kurumlar arasında Silivri Çevre Derneği, Silivri Demokrasi Platformu, Silivri Dayanışması, TMMOB temsilcilikleri, sendikalar ve çeşitli dernekler bulunuyor.
BAŞKAN BALCIOĞLU: “KİMSE BABAMIN OĞLU DEĞİL”
Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu ise tesis ile ilgili soruları kendinden emin bir tavırla yanıtlıyor. Balcıoğlu Eylül Ayı Meclis Toplantısı’nda şirketin üretim esnasında çıkacak yan ürünlerin bertarafı hususunda gerekiyorsa gerekli ekipmanları kurmayı ve bunları yönetmeyi, gürültü yönetmeliğine göre hareket edeceğini, çıkacak tehlikeli olmayan atıkların ilgili yönetmeliğe göre yönetileceğini taahhüt ettiğinin altını çizdi.
“Bakın arkadaşlar Silivri hala küçük yer, hemen herkes birbirini tanır. Şunu net biçimde ifade edeyim sizlere; Silivri Halkı bize güvendi, takdir etti. Allah da nasip etti bize bu makamı. Şu anda Milletimizin emanetine sahip çıkmaya çalışıyoruz. Kimse benim babamın oğlu değil. Olsa bile eğer Silivri Halkı’nın menfaatine zarar veriyorsa onun da karşısında dururum. Kimsenin şüphesi olmasın. Benim ve ekip arkadaşlarımın, meclis üyelerimizin halkımıza gönül borcumuzun dışında kimseye tek bir kuruş ne borcumuz var ne bağlılığımız var. Bizim için tek güç Silivri halkıdır, ötesini tanımam. Kralı gelsin yine tanımam. Çok katıyım bu konuda.”
ŞİRKETTEN AÇIKLAMA: ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR
Boğaziçi Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş. konuyla ilgili açıklamada bulunmuştu.
“Boğaziçi Çimento Öğütme Tesisi bir çimento fabrikası değildir. Doğaya, yeraltı sularına ve tarım arazilerine zarar verecek hiçbir atığı yoktur. Büyükçekmece’deki çimento fabrikası gibi olmayacak, çevre dostudur.”
Silivri Çanta Mahallesi’nde, 2004’te sanayi alanı olarak planlanan bölgede kurulan tesis, “dumansız, kokusuz, atık bırakmayan” imalathaneler için uygun alan tanımına uyuyor. Tüm yasal izinlerin alındığı, ÇED sürecinden geçerek “ÇED Gerekli Değildir” belgesi aldığı belirtiliyor.
Buna göre, Boğaziçi Beton 1997’den beri hazır beton üretimi yapıyor; İstanbul’da 31 tesis ve 2 taş kırma tesisi bulunuyor. Silivri’deki tesisin kapasitesi 1 milyon ton; klinker üretmeyecek, mevcut klinkeri mineral katkılarla öğüterek çimento üretecek.
NEDEN SİLİVRİ?
Silivri’nin seçilme nedenleri: Sanayi alanı içinde olması, pazar gelişimine uygunluğu, beton santrallerine yakınlığı, lojistik avantajı, nitelikli iş gücü. Tesis sera gazı salmayan, fosil yakıt kullanmayan, atık üretmeyen bir yatırım.
“GÜRÜLTÜ VE ATIK OLMAYACAK”
Çevre önlemleri kapsamında üretim tamamen kapalı alanda olacak. Toz emisyonu 10 mg/Nm³’ün altında tutulacak. Gürültü seviyesi 80 dB altında olacak. Endüstriyel atık olmayacak, atık su arıtılıp sulamada kullanılacak. Alanın %35–40’ı ağaçlandırılacak.
Boğaziçi Çimento Öğütme Tesisi entegre fabrika değildir. Atığı olmayan, çevreye zararsız bir tesistir. Bölgeye ekonomik fayda sağlayacak, sosyal projelerle destek verecek ve örnek bir işletme olacaktır. SÜMEYRA DUĞAN- KENT YAŞAM