Kızılay Küçükçekmece Şube Başkanı Fatih Kerimoğlu’ndan gündemdeki görüntülere yanıt.
Dün yayımladığımız “Kızılay’da Yine Skandal: Erzaklar Çürümeye Terk Edildi” başlıklı haberimizin ardından, Haber Müdürümüz Tayfun Ercan’ı arayarak bilgilendirmede bulunan Kızılay Küçükçekmece Şube Başkanı Fatih Kerimoğlu, haberimizdeki duyarlılık için teşekkür etti.
23 Nisan depreminde günlerce uyumadan, vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması için mücadele ettiğini belirten Kerimoğlu, Kızılay Sevgi Mağazası’nın darmadağın ve hijyenik olmayan koşullarda bulunmasının kendi vicdanınca kabul edilemez olduğunu söyledi.
Konuya ilişkin bir düzeltme yapmak istediğini belirten Kerimoğlu, çadırın kısa bir süre önce rüzgâr nedeniyle uçtuğunu, bu sebeple dağıldığını, onarım için bir usta ile anlaştıklarını ancak ustanın ani bir sağlık sorunu yaşaması nedeniyle çalışmaya başlayamadığını ifade etti. Bugün itibarıyla çadırın bakım ve onarımına başlandığını belirten Kerimoğlu, oluşan hoş olmayan görüntünün yalnızca birkaç güne ait geçici bir durumdan ibaret olduğunu vurguladı.
“BURASI SADECE BİRKAÇ GÜNLÜĞÜNE, EŞYALARIN ZARAR GÖRMEMESİ İÇİN KONTROLLÜ OLARAK YERLEŞTİRİLDİĞİ BİR ALAN”
Kızılay Küçükçekmece Şube Başkanı Fatih Kerimoğlu, haberimize cevaben şu açıklamayı gönderdi: “Kızılay, Küçükçekmece’de toplumun her kesimine kucak açarak, kimseyi ötekileştirmeden başarılı çalışmalar yaparken; bir yandan da hakkında başlatılan karalama kampanyalarıyla mücadele ediyor.
Hatırlarsanız, Ramazan ayında faaliyetlerimize ve iftar çadırlarımıza gölge düşürmek amacıyla başlatılan karalama kampanyasına rağmen, 29 gün boyunca her akşam 1000’in üzerinde vatandaşımızı iftar soframızda misafir ettik. Ramazan’da evine yetişemeyen yaklaşık 30.000 vatandaşımızla birlikte iftar yaptık. İstanbul genelinde beğeni toplayan bir organizasyon gerçekleştirdik. Ramazan gecelerinde ziyaret ettiğimiz ailelerin ihtiyaçlarını karşılama süreci zaten görevimizdi ve bunu en güzel şekilde yerine getirdik.
Ardından Küçükçekmecemizde Öğrenci Sofraları'nı kurmaya başladık. Üniversitelerimizde, öğrencilerimizi sanatçılarımızla, iş insanlarımızla, devlet büyüklerimizle aynı sofrada buluşturduk. Türkiye genelinde beğeni toplayan ve konuşulan bu güzel birlikteliğe ulaşmanın huzurunu yaşadık. Böylelikle gençlerimizle el ele vererek, ilçemizdeki sosyal entegrasyona katkı sağlama fırsatı yakaladık.
Daha sonra meydana gelen İstanbul depreminde, depremden yalnızca bir saat sonra çorbamız, battaniyelerimiz, gıda ürünlerimiz, sıcak çayımız, atıştırmalıklarımız ve daha birçok hizmetimizle beş gün boyunca Küçükçekmece’nin hemen her sokağında, her an biz vardık. Gece gündüz sokakta olan Küçükçekmeceliler neler yaptığımızı gördüler; görmeyenler ise sosyal medya hesaplarımızdan takip ettiler. Bu süreçte devletimizin her kademesinden ve vatandaşlarımızdan takdir görmek bizlere nasip oldu.
Günlük ev ziyaretlerimizden, sokak faaliyetlerimizden, okul ve öğrencilere yönelik eğitim programlarımızdan söz etmeye bile gerek yok… Sadece Küçükçekmeceliler değil; herkes yaptıklarımızın farkında.
Şimdi de Kurban kampanyamızı başlattığımız şu günlerde, yeni bir karalama kampanyasıyla daha karşı karşıyayız. Öncelikle, hakkımızda çıkan her haberi önemsiyor ve bu haberleri yapanlara, gösterdikleri hassasiyet için özellikle teşekkür ediyoruz. Ancak gerçeği bilmedikleri için zaman zaman yanılmaları durumunda, bize düşenin doğrusunu anlatmak olduğunun farkındayız. Geçmişte de böyle oldu.
Kurban Bayramı’na yaklaştığımız bu günlerde, bayram öncesinde ihtiyaç sahibi komşularımız için kıyafet dağıtım alanı oluşturmak üzere çalışmalara başladık. Ancak bu süreçte İstanbul’daki olumsuz hava koşulları ve şiddetli rüzgâr nedeniyle çadırımızın çatı kısmı hasar gördü. Hasar gören kısımdan su sızmaya başlayınca, tamir süreci tamamlanana kadar ürünler zarar görmesin diye tamamını bir alana topladık. Bu birkaç günlük tamir süresince ürünlerin korunması adına kontrollü şekilde istifleme yaptık. Ancak alanın çatı tamiratı sürerken, sözde gizlice çekilen bir kamera görüntüsüyle sanki ürünler çürüyormuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılmasını anlamakta zorlanıyoruz. Zira burada ne çürüyen ürün var ne de yemek pişirilmesi gibi bir durum söz konusu. Burası sadece birkaç günlüğüne, eşyaların zarar görmemesi için kontrollü olarak yerleştirildiği bir alan… İnşallah çok kısa bir süre içinde burası, ailelerimizin ziyaret ederek kıyafet ihtiyaçlarını karşılayacakları ve bayram öncesinde önemli bir hayır hizmetine tanıklık edecekleri bir yer hâline gelecek.
Bizi çekmeye çalıştıkları tuzağın farkındayız. Ancak biz, işimizi yapmaya, gece gündüz sokaklarda Küçükçekmecelilere hizmet etmeye devam edeceğiz. Bu tür karalamalar en fazla işlerimizi daha dikkatli yapmamıza vesile olur, başka bir zararı olmaz. Çünkü güneş balçıkla sıvanmaz. Biz kimseyi ötekileştirmeden, herkese hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Çünkü Kızılay hepimizin; Kızılay, Küçükçekmecelilerindir.”