İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mayıs ayı meclis toplantılarının birincisi Saraçhane’de bulunan Meclis Toplantı salonunda gerçekleşti. Meclis toplantısında gündem dışı söz alan CHP İBB ve Ümraniye Meclis Üyesi Av. Filiz Öztürk,  gündem dışı söz alarak Gezi Davası’nda tutuklananlar, Soma Maden Faciasında hayatını kaybedenler ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na verilen cezalar hakkında konuştu. Bir hukukçu olarak, yaşanan hukuksuzluklardan utandığını dile getiren Av. Filiz Öztürk,  ‘Yaşanan haksızlıklar bizleri mücadelemizden asla yıldırmayacak. Bu düzeni değiştireceğiz’ dedi.

‘Arkadaşlarımızın tutuklanmasını asla kabul etmiyoruz’

Gezi Direnişi’nin haksızlığa, adaletsizliğe, keyfiliğe, dayatmaya ve baskıya karşı direnmenin adı olduğunu belirten CHP İBB ve Ümraniye Meclis Üyesi Av. Filiz Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü;.ir parktan tüm ülkeye ve dünyaya yayılan; kente, doğaya, yaşama sahip çıkanların umududur. Bir kez daha söylüyoruz, Gezi milyonlarca insanın onurudur; yargılanamaz, tutuklanamaz! Dört duvara hapis edilemez. Evet, sözlerime böyle başlamak istedim çünkü aralarında yol arkadaşımız Tayfun Kahraman’ın, meslektaşım hak temelli hukuk mücadelesi veren Av. Can Atalay’ın ve Mimarlar Odasından Yüksek Mimar Mücella Yapıcı’nın da bulunduğu 7 arkadaşımızın tutuklanmasını asla kabul etmiyoruz.

‘Mesnetsiz iddialarla arkadaşlarımız tutuklanamaz’

Bu saydığım isimler hukuksuz bir yargılamayla,Gezi’de öldürülen gençlerin katilleri cezasızlıkla ödüllendirilirken 18 yıl ağır hapis cezası verilerek tutuklandılar. Arkadaşlarımızın 2019`dan beri her türlü hukuki sorunu içerisinde taşıyan Gezi Davasının 25 Nisan 2022`de yapılan karar duruşmasında mesnetsiz iddialara ve var olmayan delillere dayalı olarak mahkûm edilmeleri ve tutuklanmaları kabul edilemez! Verilen bu hukuksuz kararla; ülkemizin 80 kentinde Gezi’ye katılarak anayasal haklarını kullanan, demokrasiye güç vermiş milyonlarca yurttaşımız da susturulmak istenilmektedir. Arkadaşlarımız, İstanbul’un son açık alanlarından biri olan Gezi Parkı’nda imar planlarına ve yargı kararlarına aykırı şekilde başlatılan hukuk dışı inşaat çalışmalarına, toplumsal duyarlılık, vicdan ve mesleki sorumluluklarının bir gereği olarak karşı çıkmışlar, bu hukuksuzluğa olan itirazlarımızı demokratik yollarla ortaya koymuşlardır.

‘Arkadaşlarımızın onurlu mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğiz’

Bu 7 kişi ve aslında hepimiz bu dava dosyasının kendi kişisel dosyaları olmadığının bir toplumsal sorun dosyası olduğunun bilincindeyiz. Yaklaşık 25 yıllık hukukçuyum hukukçuluğumdan utandım. Önce beraat kararı ver kesinleştir. Sonra yine yargıla gizli tanık dinle o tanık ta ortada yok nasıl dinlenmiş belli değil sonra pat beraat ettirdiğin dosyadan ceza ver. Hiçbir ciddiyeti olmayan bizleri hukukçuluğumuzdan utandıran kararlar. Üstelik yargılama devam ediyor. Daha istinafı,Yargıtay’ı, Anayasa Mahkemesi, AİHM’i var. İnsanlar yurtdışından gelmiş duruşma için her duruşmaya katılıyorlar hal böyle iken kaçma şüphesi ile tutukla. Bu yaşananların hukukla ve vicdanla izah edilebilir hiçbir tarafı yoktur arkadaşlar. Umuyoruz ki bu haksızlık ivedilikle giderilir ve toplumsal barış bir an önce sağlanır.Yaşanabilir çevre, kent, doğa için verdiğimiz mücadelede tutuklanan arkadaşlarımızın yanındayız. Onların verdiği bu Onurlu mücadeleyi bizlerde kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.

‘Gezi onurumuzdur, cezalandırılamaz’

Gezi, halkımızın vicdanında çoktan en onurlu makamdaki yerini almış, tarihimizin en övünülesi halk hareketlerinden biri olmuştur. Gezi kentlerimizi sermayeye peşkeş çeken anlayışa karşı kamusal alanlarımızı korumaya çalışan bir kent hakkı talebidir. Gezi betona karşı yeşili, otoriteye karşı demokrasiyi, gericiliğe karşı aydınlanmayı, zulme karşı hukuku savunmanın vücut bulmuş halidir. Gezi, bu memleketin eşitlik, özgürlük ve adalet umududur.Gezi memleketimizin ve tüm coğrafyamızın karanlığı yırtıp atacağının nişanesidir. Gezi tüketimin değil paylaşmanın esas olduğunu gösterendir. Meslektaşım Can Atalay’ın da söylediği gibi biz, kendi insanının üzerine zulüm saçan karanlığı parçalayan aydınlığın safındayız. o karanlık gidecek ama Gezi kalacak. Ve yine Tayfun’un da dediği gibi onların tecriti ve esareti bitene kadar şimdilik kent suçlarına karşı mücadele bizlere emanet.Bizler geziyi savunduk, savunacağız.Hep birlikte dayanışarak mücadele edecek ve hep birlikte dayanışmayla kazanacağız.Bir kez daha ifade etmek isterim ki Gezi onurumuzdur, cezalandırılamaz…

‘301 Maden işçimizi unutmadık, unutmayacağız’

Geçen hafta soma katliamının da yıldönümü idi.Aradan geçen 8 yıl içerisinde soma faciası sadece bir maden felaketinin değil aynı zamanda bir hukuk felaketinin de adı haline gelmiştir. Bugün soma faciasının sorumluları dışarıdayken acılı ailelerin gönüllü avukatlığını üstlenen Can Atalay ve Selçuk Kozağaçlı’nın cezaevinde olması bir hukuk garabetidir. Soma’da maden katliamında hayatını kaybeden 301 canımızı, maden işçimizi de unutmadık, unutmayacağız.Bu memlekette kimse ekmeğini kazanırken öldürülmesin diyedir davamız. Bu nedenle,Ant olsun ki, ekmeğin hakkı için Soma’dan kentin hakkı için geziye adaleti yeryüzüne çıkaracağız.

‘İl Başkanımız Kaftancıoğlu’nun yanındayız’

Değerli meclis üyeleri hukuksuzluklar bunlarla da kalmadı. Hukuk cinayeti geçen hafta CHP İstanbul İl Başkanımız Sayın Dr. Canan Kaftancıoğlu’na da sıçradı Hepinizin bildiği üzere Başkanımız 10 yıl önce attığı tweetler nedeniyle “yargılanarak” ceza aldı.Ama biliyor musunuz kadınları korkutamazsınız. Kadınlar susmaz. Kadınlar korkmaz. Ve kadınlar asla itaat etmez. Sayın İl başkanımızın da dediği gibi. Bizler asla durmayacağız, yılmayacağız, yorulmayacağız.Nerede olursak olalım çalışacak ve umudu örgütleyeceğiz.İktidardaki kötülüğü hep birlikte gönderecek hukukun üstünlüğünü tesis ettiğimizde hep birlikte nefes alacağız.Az kaldı sayın meclis üyeleri Az kaldı sevgili İstanbullular. Pratikte bir hukuk kurumu kalmasa da bizler asla mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.Bu anlamda da demokrasi ve hukuk savunucusu İstanbul İl başkanımız Sayın Canan Kaftancıoğlu’nun yanındayız.Bizler biliyoruz ki bu cezanın asıl sebebi başkanımızın siyasi söylemleri değil İstanbul seçimlerinde mızıkçılara karşı kazandırdığı 806 bin 415’lik oy farkıdır. Sonuç olarak bu üç dava, Gezi, Soma ve Canan Kaftancıoğlu kararları ülkemizin içinde bulunduğu istibdat rejiminin simgeleri olarak anılacaktır.Tarih unutmaz.Ve bizler tarihsel birikimimiz, siyasal enerjimiz ve toplumsal sorumluluğumuzla her yerde yeni bir ülke inşa etmenin heyecanıyla çalışacağız.Bu düzeni değiştireceğiz.FİDAN UĞUR

Editör: Haber Merkezi