Belediye Meclis Üyeliği’nin yanısıra, Hukuk Komisyonu Başkanı ve aynı zamanda İBB’de Hukuk Komisyonu’nda görevli dokuz kişiden biri olan, Ergenekon ve Balyoz davalarının bilinen savunucusu Av. Taner Kazanoğlu’nun disipline sevk edilmesinin ardından, Bakırköy Belediye Meclisi’nin asli yetkisini, ‘süresiz ve sınırsız olarak’ Başkan Kerimoğlu’na verilmesine grup toplantısında karşı çıkan meclis üyeleri konuyla ilgili değerlendirmede bulundu.
Meclis toplantısı öncesi yapılan gurup toplantısında CHP İlçe Başkanı Celal Sevinç’in belediyenin 450 davası olduğunu ve bunların hepsi için Başkan Bülent Kerimoğlu’na yetki verilmesine ilişkin bir sunum yaptığını söyleyen meclis üyeleri, kendilerinin böyle bir yetkiyi vermeyeceklerini ifade ettiklerini belirttiler.
Kurumlar arası bir talep olursa süreli olarak yetki verilebileceğinin altını çizen meclis üyeleri, “Özellikle Bakırköy ve diğer sosyal demokrat belediyelerde başkanlık yetkilerinden kaçınarak, çoğulcu karar vermek lazım. Çoğulculukta hata oranı düşer” ifadelerini kullandılar.

‘İLÇE YÖNETİMİ KARARINI GÖZDEN GEÇİRMELİ’
Kendilerinin meclis üyesi olduğunu fakat Av. Taner Kazanoğlu’nun meclis üyeliği yanında Hukuk Komisyonu Başkanı olması gibi bir hassasiyet ve sorumluluğunun da olduğunu belirten üyeler; kamuoyunda bu kadar tartışıldıktan sonra, Başkanlık teklifi olarak gelen yetkinin Ocak ayı toplantısında meclise iade edilmesini ve gerekirse süreli ve sınırlı olarak yeniden gündeme gelmesi gerektiğini, ilçe yönetiminin de Av. Taner Kazanoğlu ile ilgili verdiği kararı tekrar gözden geçirmesi gerektiğini söylediler.
Cumhuriyet Halk Partisi gurup toplantısına katılan ve red oyu verdikten sonra meclis toplantısına katılmayarak, toplantının sonuna kadar gurup odasında bekleyen meclis üyeleri; A. Rıza Akyüz, Tansel Gülmezoğlu, Şükrü Aydın, Ziya Çıkıt, Mustafa Harputluoğlu ve Kenan Şahin; neden RED oyu verdiklerini ve toplantıya katılmama gerekçelerini şu şekilde anlattılar:

KAZANOĞLU: CHP BU ŞEKİLDE SOKAKTA KONUŞULMAMALI!
Konuyla ilgili açıklama yapan ve kendisine herhangi yazılı bir tebligatında gelmediğini ifade eden Av. Taner Kazanoğlu, “Meclis, yetkisini hiç bir kurum ve kuruluşa, süresiz ve sınırsız bir şekilde devir etmemeli. Meclisin yetkileri mecliste kalmalı diyerek, ‘hayır’ dediğim için ilçe yönetim kurulu tarafından, partiden ihraç talebi ile, disipline sevk edildim. Seçilmiş bir meclis üyesi olarak hem seçmeninin hakkını korumdum hem de Hukuk Komisyonu Başkanı olarak hukukun üstünlüğünü savundum. Bu olayda beni en çok üzen konu, ‘ailem’ dediğim Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu şekilde sokakta konuşulması” dedi.

HARPUTLUOĞLU; TARİH BİAD EDENLERİ ZATEN HİÇ YAZMADI!
Gurup içinde verdikleri kararı siyasi bir disiplin içinde meclis toplantısına katılmayarak sergilediklerini belirten CHP’li Meclis Üyesi Mustafa Harputluoğlu, “Gurup odasında konuşur, tartışır, kararımızı veririz. Gurubumuzun merasim alanı ise toplantı salonudur. Biz bu işe onay vermediğimizi zaten kendi içimizde söylediğimiz için, merasim alanına girmedik” dedi.
Mali Müşavir olan Mustafa Harputluoğlu, meydanda değil, yaşam tarzında da Kuva-i Milliyeci olduğunu, hayatında kendisi mağdur olsa da, karşısındakini mağdur etmemeyi şiar edindiğini söyleyerek, “Uyuşmazlık, tasfiye, kabul, feragat konularında halkın şahsıma süreli olarak verdiği bu yetkiyi, bir başka kurum ve kişiye süresiz olarak veremem” ifadelerini kullandı.
Halkın risk alacağı ve bedel ödeyeceği konu varsa hep birlikte karar verilmesinden yana olduğunu da ifade eden Harputluoğlu, red oyu vererek mücadele eden kişilerin sokakta bu kadar çok konuşularak suçlanmasının da, “İleride yapılacak demokrasi mücadelesinin önünü tıkamak” olarak değerlendirdi.
“Tarih biad edenleri zaten hiç yazmadı” diyerek açıklamalarını sürdüren Harputluoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:“Biad edilseydi ne Türkiye Cumhuriyeti olurdu, ne de Cumhuriyet Halk Partisi. Biz biaddan değil, karşı duruştan çıkmış insanlarız. Yetki teklifinin süresi ve maddeleri belli olsaydı, bu tartışmalar zaten olmayacaktı.”

ŞAHİN: ATATÜRK’E BİLE SINIRSIZ YETKİ VERİLMEMİŞ!
Mustafa Kemal Atatürk’ün kongreleri bitirip, meclisi açtıktan sonra Türk Ordusunu kurmaya karar verdiğini ve TBMM’den yetki istediğini anlatarak konuşmasına başlayan Kenan Şahin de, “TBMM Atatürk’e üç ay süre vermiş. Üç ay yeterli gelmeyince bir üç ay daha vermiş. Ulu Önder Atatürk’e sınırsız yetki vermeyen meclis bu kadar hafife alınır mı?” diye sordu.

AKYÜZ: PARTİ AHLAKINA AYKIRI!
5393 sayılı belediye kanununda, belediye meclisinin de, belediye başkanının da yetkilerinin açıkça yazdığını söyleyen Ali Rıza Akyüz, “Yetki bir kişide toplanırsa hata payı çoğalır. Biz çoğulcu davrandığımız zaman hata payımız azalır” dedi.                                                                                                                                                                                                                              
1992 yılında partinin kurucu üyesi olduğunu ve o zamandan beri il ve ilçe yönetimlerinde çeşitli görevler aldığını ifade eden Akyüz, “Benim ev sahibi olma gibi bir sorumluluğum da var. Dün de buradaydım, yarın da burada kalacağım. Atacağım her adımın ve kaldıracağım her parmağın hesabını vermek zorundayım” dedikten sonra, kentin geleceğini etkileyen süreçlerle ilgili kararları, meclis üyeleri ve olabildiğince geniş platformlarda tartışıp karar alınmasından yana olduğunu söyledi.
Geçtiğimiz aylarda yapılan referandumun da bu anlamda eksik olduğunu belirten Akyüz, bu tür olayların en az 15 gün önceden duyurulması gerektiğini, meslek odaları, STK’lar ve halk kitleleriyle konuşularak olgunlaşacağını, mecliste de tüm detaylarıyla tartışılarak sağlıklı karar verileceğini belirtti.
”Şeffaf olmak, iftira riskini de sıfırlar” diyen Ali Rıza Akyüz, başkanlık teklifinin meclise son bir saatte getirildiğini belirterek, “Böylesine ciddi bir meseleyi kapsayan teklifler, toplantı öncesinde gruba getirilerek anlatılması ve konuşulması gerekir. Yanlış varsa kendi içimizde olgunlaştırır, konuşur, ortak bir karar alır ve bir bütün olarak ortaya çıkardık. Öyle kaptı kaçtı gibi karar almak olmaz. Taner arkadaşımızla birlikte biz de red oyu verdik. Kendisi hukukçu ve Hukuk Komisyonu Başkanı olmasının hassasiyetini ve sorumluluğunu da taşıyarak mecliste oy vermiştir. Kendisine neden red verdiğinin sorulması gerekiyordu.Bir hukukçunun böyle alel acele karar alınarak disipline verilmesi de doğru değildir. Bu bizim Cumhuriyet Halk Partisi ahlakına da aykırıdır” dedi.

GÜLMEZOĞLU: BENİM RENGİM BELLİ!
Başkanlık teklifi gruba geldiği zaman en büyük muhalefeti yapanlardan biri olduğunu söyleyen Meclis Üyesi Tansel Gülmezoğlu, “Taner beyi sonuna kadar destekliyorum, o hukukçu kimliği ile salona girdi ve hepimizin hakkını savundu. Benim aklım var ve mantığıma uymayan şey şudur; grup toplantısında aynı zamanda hukukçu olan İlçe Başkanı Av. Celal Sevinç’e, ‘İçeriğini tam olarak bilmediğimiz bir şeye vereceğimiz evet oyu, beş yıl, 10 yıl sonra bize rücu edilirmi?’ diye sordum. Başkanımdan ‘siyaset risk işidir’ diye bir cevap aldım. Hem Bakırköy’ün aleyhine karar vereceğim, hem de sonrasında bana rücu edilecek. Evet siyaset risk işidir, risk te alırım sorun değil ama böyle bir riski alamam. Benim rengim belli ve asla gri değil” dedi.

ŞÜKRÜ AYDIN AÇIKLAMA YAPMADI!
Bakırköy’de 6 aylık Başkan Yardımcılığı sisteminin hayata geçmesiyle Aralık ayı meclis toplantısı öncesi başkan yardımcılığına atanan Şükrü Aydın, kendisine verilen tüm yetki ve görevleri ile bulunduğu mevcut konumları öncelik tutarak herhangi bir açıklama yapmayacağını ifade etti.

ÇIKIT: HERKESİN YETKİSİ BELLİ!
Grup toplantısında red oyu verdiği halde, Başkan Kerimoğlu ve İlçe Başkanı Celal Sevinç’le beraber AK Parti İlçe Başkanlığı Binası’na hayırlı olsun ziyaretine giderek, konuyla ilgili görüşmelere katılan ve bu yüzden evet oyu verenler kadar çok eleştirilen Ziya Çıkıt ta, “48 yıldır bu partideyim ve yıllarımı bu işe verdim. Top yekün yetki vermek diye bir şey söz konusu olmamalı. Seçimle ve 5 yıl süreyle bize verilen yetkiyi, ucu açık bir şekilde devretmeyi doğru bulmuyorum. Herkesin yetkisi ve görevi bellidir. Ucu açık bir yetki vermek parti kültürümüze aykırıdır” dedi.
AK Parti İlçe Binası’na gitmesine verilen tepkileri de değerlendiren Çıkıt, Belediye Başkanı, İlçe Başkanı ve yöneticilerin de olduğu bir yerde bulunmasından daha normal bir şey olmayacağını belirterek, “Benim siyasi tutumumu herkes bilir. Bunlar beni üzmez ama beş yıllık seçilmişliğimizin üçüncü yılında bu şekilde anılmak beni daha çok yaralıyor” dedi.

BAŞKANLIK YETKİSİ KAFALARI KARIŞTIRDI!
Aralık ayı 3. birleşiminde 5393 sayılı belediye kanuna göre vergi, resim ve harçlar dışında kalan ve miktarı 5 bin TL'den fazla dava konusu olan belediye uyuşmazlıklarını sulh ile tasfiyeye, kabul ve feragate dair meclise ait olan yetki, başkanlık teklifi olarak meclise gelmiş, AK Partili ve CHP’li Meclis Üyelerinin oy çokluğu ile kabul edilmişti.
Bakırköy Yaşam Köyü’nün Beşiktaş Spor Klübü’ne devriyle ilgili de red oyu veren aynı meclis üyeleri, bu kez de ‘hayır’ deyince, vatandaşların da, partililerin de kafası karıştı.
Geçtiğimiz günlerde AK Parti İlçe Başkanlığı’na ‘hayırlı olsun’ ziyaretine giden Belediye Başkanı ve İlçe Başkanı Celal Sevinç, İlçe Başkanı Aysun Çelikler ve meclis üyelerine, kendisine verdiği yetkiden dolayı teşekkür etmişti.
Çelikler, Bakırköy’e yapılacak yatırımlarla ilgili İBB’den sözler aldıklarını ve bunların sekteye uğramasını istemedikleri için mağdur olan ilçe sakinleri adına ‘evet’ dediklerini söylemişti.
CHP’li Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu da, belediyenin yaklaşık 450 davası olduğunu ama kendisinin sadece Osmaniye Mahallesi Metro İstasyonu yanında bulunan 22 dönüm arazinin kamulaştırılması konusunda, Ulaştırma Bakanlığı ile ilgili mahkeme sürecinde doğacak uzlaşı sonuçlanana kadar yetki istediğini söylemişti. Ayrıca Başkan Kerimoğlu, Belediye Hukuk Müdürü’nün mahkemesi devam eden bir konuda yetki istemesinin yasal olmayacağını söylemesi üzerine genel bir yetki istediğini belirtmişti.

BAKIRKÖYLÜLER VE PARTİLİLER SORUYOR!!!!
Aralık ayı meclis toplantısının 3. birleşiminden beri süre gelen gelişmeleri takip eden vatandaşlar ve partililer kafalarının karıştığını ifade edip, sosyal medya aracılığıyla da tepkilerini dile getirerek sordu:
1-  Neden sürekli RED veren meclis üyelerimiz aynı kişiler?
2-  EVET ve HAYIR diyen meclis üyelerimize, aldıkları kararın gerekçeleri soruldu mu?
3-  Avukat olan İlçe Başkanı Celal Sevinç’in, kendisi gibi hukukçu ve aynı zamanda Hukuk Komisyonu Başkanı Taner Kazanoğlu’nu “Partiden ihraç talebi” ile disipline sevk etmesi etik midir?
4-  AK Parti İlçe Başkanlığı’na “Hayırlı Olsun” ziyaretine giderek, zaten “EVET” diyen AK Partililere konu hakkında açıklamalar yapan başkanımızın, etik olarak öncelikle kendi parti üyelerine açıklama yapması gerekmez miydi?
5-  İlçe Başkanımız Celal Sevinç, gurup toplantısında belediyenin yaklaşık 450 davası için genel yetki verileceğini söylemiş. Genel yetki istemek yasal mıdır?
6-   AK Parti ziyaretinde açıklama yapan Belediye Başkanımız sadece Ulaştırma Bakanlığı ile ilgili konuda yetki istediğini söylemiş. Yapılanla, söylenen arasındaki çelişkiyi bize kim açıklayacak?
7-   Ak Parti İlçe Başkanı İBB ile ilgili uyuşmazlıklar için ‘Evet’ dedik diyor, Belediye Başkanımız ise sadece Ulaştırma Bakanlığı ile ilgili yetki istediğini söylüyor. Meclisten istenen yetki ise süresiz ve sınırsız. Bunların hepsi çelişki değil mi?  
8-  Sosyal Demokrat bir belediye olarak günlerdir Ankara’da TEK ADAM yetkisine karşı direnen milletvekillerimize karşılık, uygulamaya ilk bizim başlamamız ne kadar etiktir?
 
Selvi Sarıtaç/Kent Yaşam
 
 
 
 
 

Editör: Haber Merkezi