CHP 24. Dönem İstanbul Milletvekili Ramis Topal, geçtiğimiz hafta Amasya iline bağlı ilçe ve köylerde yaptığı ziyaretler sırasında vatandaşlarla biraraya gelerek dertlerini dinledi. Halkın gören gözü, işiten kulağı, haykıran  sesi olmak ve Amasya’da sıkılmadık el bırakmamak amacıyla gerçekleştirilen ve 10 gün süren ziyaretler sırasında sokağın, çarşı pazarın, işçinin, köylünün ve gençlerin sıkıntılarını dinlediklerini belirten Topal, ‘Halkın arasına girmeyenler gerçek sorunları göremez ve çözüm önerileri sunamaz. Sokağa çıktığımızda insanlar ya pazardan aldığı poşetleri ya da ceplerini gösteriyor. İnsanların Pazar poşetleri de tıpkı cepleri gibi boş insanların pazarı marketi müze gezer gibi gezdiği, çoğu ihtiyacını alamadığı ve bakıp geçtiği bir dönem yaşıyoruz. Nasılsın diye sorduğumuz elini sıktığımız herkes dertli’ diye konuştu.  CHP 24. Amasya Milletvekili Ramis Topal, ziyaretler sırasındaki izlenimlerini şöyle aktardı;

‘Emekli maaşıyla artık hanımıma bile bakamıyorum ’Emekliler, ‘önceden tek maaşla geçinebiliyorduk şimdi hanımda emekli, iki maaşla bile geçinemiyoruz. Çarşı pazar ateş pahası. Bayramda torunlar eve geldiğinde harçlık veremiyorum. 70 yaşıma geldim böyle sıkıntı çekmedim. Önceden fiyatına bakmadan ilk girdiğim dükkandan ihtiyaçlarımı alır çıkardım. Şimdi daha ucuzunu bulmak için bakmadığım sormadığım yer kalmıyor. Tek maaşla 6-7 nüfusa bakardım şimdi hanıma bakamıyorum, aldığım maaş ikimizin boğazına yetmiyor.’ diyor.

‘Besiciler, besleyemedikleri hayvanlarını kesime veriyor’

Köy ziyaretlerimizde çiftçi; ‘traktöre binmek tarlayı sürmek lüks oldu, mazota gücümüz yetmiyor. Kara sabana geçelim desek köyde tarla sürmeye öküz kalmadı. Yem fiyatlarına güç yeteceği kalmadı. Çuvalı 300 lirayı geçti. Besicilerin çoğu hayvanlarını kesime verdi. Ne ekecek nede besleyecek durumumuz kalmadı. Önceden Uygur köyü besicilikte öncüydü şimdi köyde hayvan kalmadı. Bölgenin en büyük mezbahanesi köyümüzdeydi kapısına kilit vuruldu. Biz mahsülümüzü hasat edip satacağımız zaman ithal ürünleri piyasaya sokuyorlar bizim mahsül para etmiyor. Benden 3650 liraya aldığı buğdayı TMO dışarıdan 6500 liraya getiriyor. Buğdayı 6500 liradan benden alsa ben daha çok ekim yaparım. Dünyanın en pahalı mazotunu, gübresini, ilacını alıp mahsülünü maliyetinin altına satan kaç ülkenin çiftçisi var.’ isyanıyla karşılaştık. Aydınca’da fırıncı ilk defa bu Ramazanda bir tane bile pide satamadım ekmek satışımız bile düştü insanlar ekmekten bile kısmaya başladığını söylüyor.



Sorunu yaratanlar, sorunu çözemezler…

Dün ‘Saksıları bile ekin, siz üretin biz destekleriz’ diyenler bugün ‘Paramız var ithal ediyoruz’ diyorlar. 2 yıl önce bastığınız boş soğan depoları şuan dolu, soğanın alıcısı yok. Çiftçi soğanını çöpe döküyor. Soğanını çöpe döken çiftçiye yeniden nasıl soğan ektireceksiniz. İthalatçıları, yandaş müteahhitleri desteklediğinizin 10 da biri kadar çiftçiyi desteklemediniz. Söylem ve eylemleriyle kendisiyle çelişen çiftçi ve besicinin aklıyla dalga geçen bu zihniyetin amacı Türk tarımını güçlendirmek mi yok etmek mi takdiri size bırakıyorum.FİDAN UĞUR-KENT YAŞAM

Editör: Haber Merkezi