Mağdur ve mazlumların sesleri malesef devlet tarafından duyulmak istenmemektedir. Ateş düştüğü yeri yakıyor. İnsanların çekmiş oldukları acı ve sıkıntıları insanın kendi başına gelmeden anlaması mümkün değildir.

Ülkemizdeki Sma'lı bebeklerin ailelerinin her geçen gün acı dolu öykülerine şahit oluyoruz. Bu  öykülerin en büyük sebebi ise imkansızlıklar ve yokluktur.

Genetik hastalıklara sahip bireyleri olan aileler çok zor durumdalardır. Devletin bu insanların hastalıklarının tedavi ve giderlerini karşılaması her geçen gün artan ekonomik sıkıntılar ile kendini daha çok hissettirmektedir.

Hükümeti yönetenlerin çok acil Sma, Als, Ms ve kanser hastalığı ile ilgili çalışmalar yaparak Rehabilitasyon Merkezlerinin kurulması ve bu hastalıklarla mücadele eden vatandaşlarımızın maddi ve manevi olarak desteklenmesi sağlanmalıdır.

Genetik hastalıklar ve  kanser hastalıkları ile mücadele eden ailelerin en önemli talebi devletimizin yanlarında olduğunu hissetmek istemeleridir.

'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" sözü hükümeti yönetenler tarafından asla göz ardı edilmemelidir.

Birçok sivil toplum kuruluşları Sma, Als, Ms ve kanser hastalıkları ile mücadele eden ailelerin yanında hiçbir menfaat gözetmeden destek sağlamaya çalıştığını görüyoruz. Bu hastalıklarla mücadele eden ailelere sivil toplum kuruluşlarının mı yoksa devletin mi sahip çıkması gerektiğini sormak isterim. Sorunun cevabı açıktır. Devletimiz sahip çıkmalıdır, çünkü devlet güçlüdür ve milleti için vardır.

Devletimizin başta genetik hastalıklar ve kanser hastalıklarının tedavisinde dünyada onay görmüş ilaçların SGK tarafından geri ödemeli ulaşmalarının sağlanması ve devlet tarafından evlenecek çiftlerden istenen sağlık raporlarına genetik hastalıkların taranmasınında eklenmesi elzem ve önemlidir." dedi.

Editör: Haber Merkezi