UFO konusunda yazı dizimize yeni gelişmelerle devam etmekteyiz. Bu konuda herkesi ilgilendireceğini düşündüğüm yeni gelişmeleri siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istiyorum.  Geçtiğimiz yaz ABD Kongresi’ne UFO’larla ilgili bir rapor sunulmuş ve sunulan raporda bugüne kadar incelenen 144 olaydan 143’ünün izah edilememiş olduğu açıkça vurgulanmıştı. Raporda beklenen de olmadı. ‘Uzaylılar var’ iddiasında bulunulmadı ki zaten böyle bir iddia da beklenmiyordu.

“RAPOR DÜNYA DIŞI BİR YAŞAMA MI İŞARET EDİYOR?”

Raporda önemli olan istihbarat birimlerinin ve ordunun havada izah edemedikleri üstün bir teknolojik fenomenin varlığını kabul etmeleridir. Ayrıca donanmanın UFO araştırma birimleri(UAPTF) ABD’nin sahip olduğu sensörlerin kesin bir yargıya varmak için yetersiz olduğunu açıkça ifade ettiler.  Belkibu açıklamaların ve raporun önemli sonuçlarından biri de ABD’nin UFO araştırmalarına çok daha fazla bütçe ve imkanlar ayırması olacaktır. Bekleyip hep beraber göreceğiz. ABD’nin önemli entelektüellerinden EricWeinstein tüm bu gelişmeleri bir video söyleşisinde değerlendirdi. Weinstein, daha önceki UFO şüphesi konusunda yanıldığını ifade ederek, açıklanan raporun, çok sıkıcı bir şekilde dünyanın en önemli olayını yani dünya dışı bir yaşamı işaret ettiğini söyledi. Ayrıca istihbari bir psikolojik operasyona şahit olduğumuza işaret etti.

“YENİ YASAYLA ABD’DE YENİ BİR ARAŞTIRMA OFİSİ KURULMASINA KARAR VERİLDİ”

Açıklanan raporun önemli bir sonucu da ABD Kongresi’nden iki partinin oy birliği ile tarihi bir UFO Yasası’nın geçmesi oldu. Yasanın kongreden geçmesinin hemen ardından ABD Başkanı Biden, yasayı imzaladı ve yasa çok kısa bir zamanda yürürlüğe girdi.  Yasa gereğince ABD’de yeni bir UFO araştırma ofisi kurulacak, istihbarat birimleri ve ordu UFO ile ilgili en gizli bilgileri bile kongre ile paylaşmak zorunda kalacak. L.A. Times gazetesi konuyla ilgili “Artık UFO’ları Ciddiye Alma Zamanı Geldi” şeklinde manşet attı. Pentagon bu yasayı, yeni bir UFO birimi kurarak engellemeye çalıştı, ama başarısız oldu. Bu durum ABD derin devletinin içinde UFO konusunda bir çekişme ve fikir ayrılığı olduğunu ortaya çıkardı. Yeni yasayla birlikte ABD Kongresi artık kapsamlı bilgi sahibi olabileceği için UFO konusunun kamuoyu açısından artık daha şeffaf ele alınacağa bekleniyor. Yasada başka ilginç bir detay da  “Geri mühendislik” ile UFO’ların teknolojisinin taklit edilmesi hedeflenmesi oldu.

Bu gelişmeyle birlikte artık akademisyenlerin de UFO konusunda önyargılarını bir kenara bırakıp araştırmalara başladığını görebiliyoruz. Eskiden UFO konusunu araştırmak akademisyenler arasında bir tabuydu. Harvard Üniversitesi Psikiyatri Bölüm Başkanı Profesör Dr. John Mack veya astrofizikçi Profesör Dr. JaquesValley gibi bu konuda açık davranan bilim insanları istisnaydı ve bilim adamlarının çoğu UFO fenomeniyle ilgili araştırmalarını gizliyorlardı. Ön yargı o kadar büyüktü ki dünyanın farklı ülkelerindeki bilim insanları bu konuda korkularından dolayı toplumdan gizli fikir alışverişinde bulunuyordu. Bu grubun kendine verdiği isim “TheInvisibleCollege yani ‘Görünmeyen Kolej’di. Ama artık böyle değil. Harvard Üniversitesi ya da Stamford Üniversitesi bile bu konularda araştırma programlarına sahip. Örneğin “The Galileo Project” Harvard Üniversitesi’nin UFO araştırma projesi kapsamında çok farklı alanlardan bir araya gelen bilim insanları bu fenomeni ciddi olarak araştırmaktadır. Bir önceki ABD Milli İstihbarat Şefi John Radcliffe UFO’ları uydularla ve farklı farklı sensörlerle da tespit ettiklerini ifade etmişti. Bu veriler sivil bilimsel çalışmalar yapanlarla paylaşılsa önemli olurdu,  maalesef şimdiye kadar bu konuda bir adım atılmadı.

“JAMES WEBB TELESKOPU UZAYA FIRLATILDI”

İnsanlık tarihi içerisinde geliştirilmiş en büyük, güçlü, hassas ve pahalı teleskop olan James Webb Teleskopu (JWST) daha yeni uzaya fırlatıldı. Bu teleskopla en eski galaksiler konusunda bilgi alınması hedefleniyor. Bu güçlü teleskopla i belki de evrenin içerisinde yaşam belirtileri de tespit edilebilecek. CIA, FBI, NSA, Secret Service de dahil 16 istihbarat kurumunun başındaki ABD Milli İstihbarat Şefi AvrilHaines UFO’ların uzaylı olma ihtimali olduğunu açıkça ifade etti. Ayrıca eski CIA Başkanları, görevdeyken ABD Başkanı Trump, eski ABD Başkanları baba Bush, oğul Bush, Obama ve Clinton, mevcut NASA Başkanı, ABD Kara Kuvvetleri Başkanı, eski İngiltere Genelkurmay Başkanı, istihbaratçılar, çok sayıda ABD Senatör ve Kongre Üyesi, askeri pilotlar ve Pentagon’un UFO programı ATTIP’ın Başkanı hepsi tanımlanamayan uçan objeler fenomeniyle ilgili son yıllarda konuştu.

“YA HAVANA SENDROMU’NUN KAYNAĞI YA DA UFO FENOMENİNİN KAYNAĞI AÇIKLANABİLİR”

NASA da yeni farklı dinlerden ve farklı mezheplerden 24 din adamı işe aldı. Bu din adamlarına insanların dünya dışı yaşam doğrulanırsa nasıl bir reaksiyon gösterebilecekleri ve dinlere etkisini araştırma görevi verildi. ABD CBS televizyon kanalının milli güvenlik habercisi David Martin 2022 için de şöyle bir tahminde bulundu, ya “Havana Sendromu’nun” kaynağı yada UFOfenomenininkaynağı açıklanacak. İnsanlar, UFO konusunun ülkemizde ve dünyada ne denli gündeme geleceğinin pek farkında olmasa da bana göre bütün herşeyi değiştirebilecek potansiyele sahip bir olgu. Uzaylıların var olduğu gerçekliği resmî olarak tanımlanırsa bunun etkilerinin dünya için Fransız Devrimi’nden daha büyük olacağını inanıyorum.

"BELKİ DE İNSANLIĞIN EN ÖNEMLİ TARİHİ OLAYININ ARİFESİNDEYİZ”

Peki, bu duruma seviniyor muyum? Hayır, hemde hiç sevinmiyorum.  Sanırsam birçok insanın safça düşündüğü gibi bu hiç de güzel bir şey olmayacak. Tam tersi bu, dünyamızı ve inandığımız her şeyi alt üst edebilecek potansiyele sahip tarihi bir süreç olur. Bu gelişme insanlığı birleştirip, çok ileri bir düzeye de taşıyabilir.  Bu söylediklerim çelişki gibi görünebilir, ama insanın ömrü kısa. Kısa zamanımızda bizi gelecekte oldukça zorlayabilecek bu potansiyel olaylar belki deuzun vadede insanlığın gelişimini hızlandırabilir. Evet, sanki insanlığın en önemli tarihi olayının arifesindeyiz…

Kutu:

HAVANA SENDROMU

Vikipedi’ye göre: Havana Sendromu, Küba'daki Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada Büyükelçiliği personellerinin yaşadığı bir dizi tıbbi bulgu ve semptomdur. Küba'daki Amerikalı ve Kanadalı diplomatik personelin 2016'nın sonlarına kadar uzanan çeşitli sağlık sorunları yaşadıkları ortaya çıktı.

ABD hükûmeti Küba'yı bu semptomlara neden olan belirsiz saldırıları kasten gerçekleştirmekle suçladı. ABD buna yanıt olarak büyükelçiliğindeki personel sayısını minimuma indirdi. 2018'de Çin'deki ABD'li diplomatlar, Küba'da bildirilenlere benzer sorunların yanı sıra, diğer ülkelerde faaliyet gösteren ve bu ülkelerle dünyadaki Rus gizli operasyonlarına karşı koymanın yolları konusunda müzakere eden gizli CIA ajanları bildirdi. 2018'de JAMA Dergisi’nde yayınlanan Küba'daki etkilenen diplomatlarla ilgili daha sonraki çalışmalar, diplomatların bir tür beyin hasarı yaşadığına, ancak yaralanmaların nedeninin belirlenemediğine dair kanıtlar buldu. JAMA Dergisi’nin bir yazarı, mikrodalga silahlarını bu olay için "ana şüpheli" olarak değerlendirdi.

“HAVANA SENDROMU UFO FENOMENİYLE BAĞLANTILI OLABİLİR Mİ?”

Aralık 2020'de, ABD Ulusal Bilimler, Mühendislik ve Tıp Akademileri’nin oluşturduğu uzman bir komite, bu konuda Dışişleri Bakanlığınca yaptırılan araştırma raporunu yayınladı ve bu raporda "Yönlendirilmiş" mikrodalga radyasyonunun, Küba ve Çin'deki Amerikalı diplomatlar arasındaki hastalıkların olası nedeni olduğu sonucuna vardı.“ ifadelerine yer verildi. Vikipedi’de belirtilen olayların dışında da ABD topraklarında ve dışında daha birçok yerde “Havana Sendromu’nu” yaşayan devlet görevlileri oldu. Şüphesiz bu fenomenin kaynağı olarak tahmin edildiği gibi bir ışın silahıysa bu bir savaş ilanıyla eş değerdir. Ama benim şahsı tahminim ne Çin ne de Rusya , ABD’nin bile sahip olmadığı böylesi bir teknolojiye hükmetmiyor. Bu durumda bu fenomenin kaynağı nedir yada kim bunu yapıyor sorusu daha da ilginç olmaktadır. Acaba UFO fenomeniyle bağlantılı olabilir mi?

Editör: Haber Merkezi