BELEDİYE

İBB, İstanbul'da bir Osmanlı mirasını daha hayata döndürdü

İBB, 324 yıllık Ataköy Baruthanesi’ni baştan aşağı yenileyerek, yeniden İstanbul’a kazandırdı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, atıl halinden kurtarılan baruthane ile birlikte, İstanbul’daki 942 kültür varlığını restore ettiklerini, 21 ilçede, 1315 noktada tarihi eserlere yönelik rutin hizmetlerini sürdürdüklerini vurguladı.

Abone Ol

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Osmanlı endüstri mirasının günümüze ulaşmayı başarmış, ancak son yıllarda kaderine terk edilmiş önemli örneklerinden 324 yıllık Ataköy Baruthanesi’ni baştan aşağı yeniledi. Kentin kültür-sanat hayatına yeni bir soluk kazandıracak alan; CHP Genel Başkan Yardımcısı Sevgi Kılıç, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımlarıyla gerçekleştirilen törenin ardından kapılarını İstanbullulara açtı.

İMAMOĞLU: İCRAATLA YÜRÜYORUZ

İstanbul’un tarihine ve ecdada sahip çıkmanın çok değerli olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, özetle şunları söyledi:

“Bu hem bizim insanlığımızın gereği hem de İstanbul’da yaşamanın sorumluluğu; ayrıca inancımızın da gereği. Tabii bazen bu çok lafla dönüyor, lafla anlatılıyor. Ama biz lafla değil, icraatla yürüttüğümüz bu faaliyetlerle birlikte inanılmaz şekilde, özellikle terk edilmiş, yok edilmeye bırakılmış, yüz üstü bırakılmış Osmanlı döneminin o miraslarını nasıl ihya ettiğimizi, nasıl restore ettiğimizi, iyileştirdiğimizi görüyorum. Açıkçası işte lafla dediğim şey şöyle bir durum: Eğer siz, böylesi göz önünde olan yerlerin göz göre göre harabeye dönüşmesine fırsat vermişseniz ve bunu izlemişseniz, bu gerçekten samimi bir sahip çıkış değildir. Sadece laf; hani laf ola beri gele misali söylenmiş işler, laflar. Biz, bu istismara asla ve asla izin vermeyeceğiz. Bu istismarı yapanları, o istismarlarıyla yüzleştireceğiz. Bu bir yüzleşmedir.”

“TOKİ, İBB’YE BIRAKMIŞ; İBB DE İLGİLENMEMİŞ”

“Burası daha önce İBB’yle TOKİ arasında yapılmış bir mukavele gereği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bırakılmış. Sözüm ona; burada bu sahil boyu yapılan o devasa yapılaşmaları hayata geçirirken, TOKİ'nin her şeye mahareti var. Şuradaki Osmanlı'dan bize kalan 1700’lü yılların bir imalathanesi olan bir mekanı ihya edememişsiniz, İBB'ye terk etmişsiniz. Ama İBB de ilgilenmemiş. Öyle kendi halinde durur halde bırakılmış. Dün gibi hatırlıyorum, Mahir Bey'le (Polat) mesela arkadaki serginin olduğu yere girememiştik bile. Çünkü, giriş kapısının boyunu aşacak şekilde çamura gömülmüş bir yapıydı. O bakımdan bugün geldiği noktayı, geldiği hususu bizim mümkün olduğu kadar net bir biçimde İstanbullu hemşehrilerimizin -ki ana muhatabı onlar- gözlerinin önüne getirmeleri için aleni bir biçimde sunmamız gerekiyor.“

“İSTANBUL'A ‘İBB MİRAS’ DİYE BİR MARKAYI HEDİYE ETMEK DEĞERLİDİR”

“942 kültür varlığını restore etmek, İstanbul'a ‘İBB Miras’ diye bir markayı hediye etmek değerlidir. Bunlar kalıcı kavramlar olmalıdır. Zaten attığımız her adım, yaptığımız her işi, sadece bir dönemin refleksi ya da bir siyasi adım olarak hiç görmedik. İstanbul'un ve İstanbullunun bir markasına dönüştürmeyi kendimize felsefe edindik. O bakımdan yaptığımız bu işlerin, böylesi bir hizmet alanının kesintisiz, İstanbul'da her daim devam etmesini de sağlayıcı bir mantaliteyi İstanbul'a kazandırmış olduk. Ecdadın bize hediyesi olan ve döneminin belki de halkçılık kavramının en değerli emarelerinden biri olan, mahallelerde, sokaklarda çeşmelerden su akıtmak, insanların evlerine erişen, su şebekesi olmayan bir şehirde insanların 200, 300, 400 yıl önce çeşmelerden aldıkları su ile hayatlarını idame ettirmelerinin bir simgesi. O çeşmeleri bizim İstanbul'a kazandırıyor olmamızla dalga geçen ve ‘Ecdada saygı şampiyonu’ diye tırnak içinde bizimle alay eden aklı, bugün buradan hafif sitemli, hafif alaylı, açıkçası tebessümle karşılıyorum. Açık söyleyeyim; bu küçük düşürme hamlesinden sonra, bugün gelinen noktada bizim ne kadar doğru bir iş yaptığımızı, bir yandan geçmişi hatırlatırken, o günlerin, o derinliğin İstanbul'a neler kattığının hissedilmesi altlığını İstanbul'a sunmamızın ne kadar değerli olduğunu, farklı kesimlerin de hissediyor olması ve ona dönük politikalar geliştiriyor olmalarını da keyifle izliyorum.”

“ÇOK SAYIDA OSMANLI ESERİNİ HAYATA DÖNDÜRDÜK”

“5 yılda ecdadımıza ve mirasımıza dönük yaptığımız çok satır başı işler var. Kanuni Sultan Süleyman'ın portresini kazandırdık. Fatih Sultan. Mehmet'in 15. yüzyıldan orijinal portresini kazandırdık. Her ne kadar bazılarından soruşturma yesek de önemli değil. Haydarhane Cami, Seyit-i Velayet ve Assude Hanım Türbeleri… Hasanpaşa Gazhanesi, Feshane-i Amire gibi gerçekten çok sayıda Osmanlı eserini hayata döndürdük. Şu anda İstanbul'da bulunan ve dünyanın en eski tersanesi olan Haliç Tersanesi’nin nasıl bir kültür-sanat, tarih, müze ve kimlik sahasına dönüştüğünü gördüğünüzde, siz de hem mutlu olacaksınız hem de şaşıracaksınız. İnşallah Mart ayında size, oranın çok özel bir bölümünü açmış ve sunmuş olacağız. Anadolu Hisarı… Ne yazık ki uzun yıllar boyunca gözümüzün önünde kararan, siyahlaşan ve aynı zamanda bitki istilası haline dönüşen çok özel bir alan. Rumeli Hisarı'nın restorasyonu hızla devam ediyor. Yine bitirdiğimiz evler, yapılar, birçok alana sahip çıktık. Saymakla bitmez. Tam 21 ilçede, 1315 noktada tarihi eserlere yönelik rutin hizmetlerimiz de devam ediyor hem bakım hem onarım hem restorasyon. İBB markası, değerli. Emeği geçen bütün arkadaşlarıma, başta Fatih Belediye Başkanı adayı olan Mahir Polat arkadaşıma, Oktay Bey’e ve bütün arkadaşlarına hem teşekkür ediyorum hem de tebrik ediyorum. İstanbul'a güzel bir marka kazandırdılar.”

“BİR AVUÇ İNSANIN MUTLULUĞUNUN YERİNE, 16 MİLYON”

“Sonuna kadar, hızımızı artırarak, İstanbul'u güzelleştirerek, İstanbul'un bütçesine ahlaklı bir şekilde yöneterek, bereketine bereket katarak, İstanbul'un bu tarz unutulmuş ecdat yadigarlarını hayata kazandırarak, buralar sayesinde insanımıza, çocuklarımıza, gençlerimize kadınlara, herkese mutluluk aşılayan, huzur aşılayan alanları var ederek, tam gücümüzle, ‘Tam yol ileri’ diyerek yürüyeceğiz; yürümeye devam edeceğiz. Tam gücümüzle göreceksiniz; asla eğilip bükülmeden, dosdoğru yürüyeceğiz, dimdik yürüyeceğiz. Çünkü biz biliyoruz ki; hedefe vardığımızda, bir avuç insanın mutluluğunun yerine, 16 milyon insanımızın mutluluğu ve huzuru kazanacak. Bakırköy Baruthanesi, bu moral anlarından birisidir. Ataköy Baruthanesi'nin, Bakırköy'ümüze keyifli günler yaşatmasını diliyorum. Şimdi hemen karşımızda olduğu için söyleyeceğim: Mart ayında, fazla değil, 2 ay sonra, Ataköy-İkitelli metromuzun da burada açılışını hep birlikte yapmak dileğiyle…” KENT YAŞAM HABER MERKEZİ