Diyelim ki siz siyasetçisiniz, ya da siyasetçi değilsiniz ama akademik olarak veya doğal olarak siyasetle içiçesiniz...

Diyelim ki siz kapıtalizmi savunuyorsunuz; ekonomik ve sosyal alanda liberalizmin uygulanmasından yanasınız ve böylece daha iyi bir ülke/dünya kurulabileceği düşüncesindesiniz...

Diyelim ki siz sosyalizmi savunuyorsunuz; sosyalist ekonomi sistemi ile insanların daha iyi, barış içinde, eşitlik içinde yaşayabileceğini ve ülkelerin, dünyanın da bu sistem ile huzura kavuşabileceğini öngörüyorsunuz...

Diyelim ki siz komünizmi savunuyorsunuz; anarjişt bir yapı oluşsun, toplumların ortaya koyduğu katı kurallar ve insanlığa ayrım getiren, acı getiren, sömürüyü ve savaşları besleyen devletler olmasın istiyorsunuz...

Ya da siz başka bir sistemden yanasınız veya getiriyorsunuz; sosyal demokrasiyi, nasyonalizmi, imparatorluğu, krallığı falan benimsiyorsunuz...

Olabilir, buraya kadar bir sorun yok, değil mi?
Güzel!

Şimdi, bu sistemlerden, ideolojilerden, dünya görüşlerineden herhangi birini benimseyen insan/lar, kendilerine ait olanı savunur, yüceltir, başka insanları bu doğrultuda yönlendirmeğe çalışırken, diğerlerini eleştirebilir, karalayabilir ve hatta hiçte şık olmayan kavramlarla değerlendirebilirler mi?
Elbette yapabilirler!
Siz yapıyorsanız başkası da yapar, değil mi?
Halk deyimiyle 'sövmesin çoban babama, sövmeyeyim bey babasına' durumu yani...

Örneğin; sosyalizmi ya da komünizmi savunan insanlar kapitalizmi, liberalizmi yerden yere vururken, tersi de doğal olarak gerçekleşir...

Burada da anlaşılmayan bir şey yok, değil mi?

Herhangi bir ideolojiyi savunan insan, eleştirme, değiştirme hakkına da sahip mi; böylesi uygulamalara gidebilir mi?
Elbette gidebilir!

Bütün izmler, dünya görüşleri ve de bu anlamda kurulmuş toplum ve devlet yapılarını oluşturan sistemler insan aklının ürünüdür.
Böyle olduğu içindir ki eleştirilir, yerilir ve değiştirilir...
Burası da net, değil mi?

Şimdi işin başka bir boyutuna bakalım ve korkmadan aklımızı kullanarak yanıt arayalım...

Diyelim ki ben Hiristiyanım, Yahudiyim veya Müslümanım...
Karşımdaki ideolojisini, düşüncesini, kafasındaki beğendiği sistemi savunurken, önerirken; ben de bunun karşısına inancımı koyuyorum ve onun fikirlerini eleştiriyorum, yerden yere vuruyorum...
Şimdi söyler misiniz bana, karşımdaki insan/lar ne yapacak? O benim neyimi eleştirecek nasıl karşılık verecek?

Ya da örneğin ben ona, 'Senin fikrin yanlıştır, kötüdür, zararlıdır, sapkındır..' diyorsam; o bana ne diyecek, neyimi eleştirecek veya karalayacak? Ortaya koyduğum şeyi, değil mi?
Peki, onun fikrine karşılık olarak ne koymuştum ortaya?
İnancımı!

Dikkat edin lütfen; onun inancına karşı kendi inancımı koymadım ortaya, fikrine, ideolojisine karşı koydum...

Şimdi söyler misiniz bana, yarışan/yarıştırılan ne; onun fikri ile benim inancım... Benim fikrim ile onun fikri değil, benim inancım ile onun inancı değil, onun inancı ile benim fikrim hiç değil; ya ne, onun fikri ile benim inancım...

Diyelim ki -başka türlüsü olmaz zaten- ben onun ideolojisine hakaret ettim, sövdüm; o nasıl karşılık verecek, neyime sövecek benim? İnancıma değil mi?

Peki böyle bir durumda suç kimin olur?

İnancını pazara çıkaran, fikirlerle yarıştıran ve her tür eleştirinin, karalamanın, küfrün olduğu siyaset alanına süren benim mi, yoksa küfür edenin mi?

Sövme çoban babama!..

Bir sonraki adım da şu; benim ideolojilerle yarıştırdığım, siyasetin kirli dünyasına soktuğum inanç sadece bana mı ait?
Elbette değil!

Böyle bir durumda benim dışımdaki inanç sahiplerinin yapması gereken ne; karşıdakine sövmek mi, yoksa bana gerekli tepkiyi göstererek inançlarına sahip çıkmak, kirlenmesini, kullanılmasını önlemek mi?

İşte gerçek anlamda inanç sahipleri, akıl sahipleri, kişilik sahipleri ikinci yolu seçer ve inançlarını kullanan, kirleten şarlatanları etkisiz hale getirir...

Öyle yapılmazsa ne mi olur?

Çok şey olur elbette.
Siyasetle yarıştırılan inanç gittikçe kirlenir, bozulur, yozlaşır ve inanç olmaktan çıkıp siyasi bir sisteme dönüşür...

Bunula kalır mı?

Kalmaz tabi; zamanla kullanıcıları arasından meziyeti kendinden menkul birileri ortaya çıkar, azizler azizeler türer, kendileri ve akıl fukaraları tarafından yeryüzünün tanrısı olarak anılmaya başlarlar...

Veee, inancınız sizlere ömür!

Kullanıcıları ise firavun...

Sahi siz gerçekten inanıyor musunuz?